Deneysel olarak karaciğer iskemi reperfüzyon hasarı oluşturulan kobaylarda oksidan ve antioksidan sisteminin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
96 VII. ÖZET İskemi-reperfüzyon sonrası meydana gelen doku hasan ve bunun kan parametrelerine yansıması özellikle son yıllarda tıbbın en çok üzerinde durduğu transplantasyon işlemlerinin geleceği açısından çok önemlidir. Hasar sonrası oluşan reaktif oksijen bileşikleri ve bunların atılması arasındaki denge antioksidan defans sistemi tarafından gerçekleştirilir. İskemi-reperfüzyon gibi patolojik koşullarda oluşan reaktif oksijen bileşikleri antioksidan sistem tarafından karşılanamayınca durum oksidatif stresle sonuçlanır. 3 1 adet dişi kobayda deneysel olarak karaciğere giren ve çıkan tüm damarlar 60 dk. süresince klemplendi ve bunu müteakip 30 dk.boyunca reoksijenasyonu sağlandı. İki ayrı gruba da iskeminin belirli döneminde antioksidan olarak SOD ve allopurinol verildi. Bu işlemler sonucunda eser element düzeyleri, antioksidan sistem ve histopatolojik durum değerlendirilmesi yapılarak oluşan hasarın derecesi ve antioksidan ajanların etkinliği saptandı. Antioksidan sistemin anahtar enzimleri (SOD,GSH-Px), GSH, doku hasarının göstergesi olarak da Na+-K+ ATPaz enzim sistemi, doku ve plazma MD A düzeyleri, serum Zn ve Cu düzeyleri ölçüldü. Doku ve plazma MDA düzeyleri iskemi-reperfüzyon yapılan grupda sham grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulundu. Aynı zamanda tedavi amacıyla verilen her iki grup antioksidanın (SOD, allopurinol) verildiği gruplarla İskemi-reperfüzyon grubu karşılaştırıldığında SOD ve allopurinol verilen grupta ischemi-reperfüzyon yapılan gruba göre hasarın belirgin olarak düzeldiği görüldü. Buna paralel olarak ATPaz aktiviteleri iskemi-reperfüzyon grubunda sham grubuna oranla anlamlı düşük, diğer iki grupda ise yüksek bulundu. İntraselüler antioksidanlar ise farklı gidişat göstermekle beraber şu sonuçlar elde edildi. GSH-Px aktivitesi; iskemi-reperfüzyon hasarı oluşturulan grupta sham grubuna göre anlamlı (p<0.05) bir düşüş gösterirken, iskemi-reperfüzyon yapılan grup ile antioksidan verilen gruplar karşılaştırıldığında anlamlı (p<0.05) bir artış olduğunu gördük ki, bu da bize dışardan verdiğimiz her iki grup antioksidanında vücutta antioksidan defans sistemini desteklediğini gösterdi. SOD aktivitesi ise; sham grubuna göre diğer üç grupda da anlamlı (p<0.05) olarak bir azalma gösterirken, iskemi-reperfüzyon grubu ile antioksidan verilen her iki grup97 karşılaştırıldığında anlamlı bir değişiklik saptanamadı. Bu da bize iskemi- reperfüzyon hasarına maruz kalan kobay eritrositlerinde dışarıdan verilen her iki antioksidanın SOD değerleri üzerine fazla etkisi olmadığım gösterdi. GSH değerlerinde sham grubuna göre diğer bütün gruplarda önemli bir değişiklik gözlenemezken, histopatolojik değerlendirmede, iskemi-reperfüzyon grubunda çok belirgin dejenerasyonlar ve hücre ölümüne yaklaşan bir görüntü elde edilirken, özellikle allopurinolun verildiği grupta normale yakın,tamamen düzelmiş hücre görüntüsü saptandı. SOD verilen grupta ise hala çok azda olsa vena sentralisde konjesyon ve dilatasyon vardı. Serum bakır düzeyleri iskemi-reperfüzyon grubunda anlamlı olarak düşük bulunurken (p<0.05), diğer gruplarda bir değişiklik izlenmedi. Yanlızca antioksidan olarak SOD verilen grupda artmış değerler iskemi-reperfüzyon grubuna göre anlamlı idi (p<0.05). Serum çinko düzeylerinde ise sadece antioksidan olarak allopurinolun verildiği grupdaki düşük değerler sham ve iskemi-reperfüzyon grubuyla karşılaştırldığında istatistiksel açıdan bir anlam ifade ediyordu (p<0.05). Diğer gruplarda ise anlamlı bir değişme saptanmadı. Bu sonuçlar bize oksidadif hasarın artması ile antioksidan kapasitenin azaldığım, dışarıdan verilen antioksidanların da etkili olarak tedavi amaçlı kullanılabileceğini göstermiştir. İskemi-reperfüzyon hasan ile artan oksidatif aktivite bir çok organ ile beraber özellikle metabolizmanın kapısı rolündeki karaciğerde belirgin olarak değişikliklerin görülmesine neden olurken, çeşitli komplikasyonlara da yol açmaktadır. 98 VIII. SUMMARY The tissue damage after ischemia-reperfusion and the effect of this to blood parameters have significant importance on transplantatin issue of which medicine contemporarily deals with. The equilibrium between the formation and excretion of reactive oxygen molecules formed after injury was kept constant by autioxidative defence system. When reactive oxygen molecules can not be met by antioxidant system in pathological states such as ischemia-reperfusion, oxidative stress ensues. All blood vessels entering or leaving the liver were clamped experimentally for 60 minutes in thirty-one female guina-pigs and then reoxigenized in the following 30 minutes. The two seperate groups received SOD and allopurinol in various times of ischemia. At the end of the procedure, the degree of ischemic injury and the efficacy of antioxidant agents were evaluated by using antioxidant system and by histopathologic examination. SOD,GSH-Px were determined as the key enzymes of antioxidant system, GSH, whereas Na+- K+ ATPase, MDA levels in tissues and plasma, and serum Zn, Cu were assessed as an indicator of tissue damage. Tissue and plasma MDA levels were significantly higher in ischemia- reperfusion group when compared to sham group. It was found that ischemic injury markedly improved in the SOD and allopurinol receiving groups when these two groups were compared to ischemia-reperfusion group. It was also determined that ATPase activity was significantly lower in ischemia-reperfusion group in respect to sham group, whereas it was higher in the other groups. The results for intracellular antioxidants were somewhat different and were as follows. GSH-Px activity was significantly low in ischemia-reperfusion induced injury group compared to sham group (p<0.05), whereas there was a marked increase in parameters when ischemia- reperfusion and antioxidant groups were compared. This showed that exogenous antioxidant application to both groups supported the antioxidant defense system of the body. On the other hand, it was determined that SOD activity showed significant difference in all 3 groups when compared to sham group, whereas there was no significant difference between ischemia-reperfusion group and the other two groups that received antioxidants.99 These results revealed that exogenous antioxidants did not have a meaningful effect on the values of SOD in guinea pig erythrocytes that underwent ischemia-reperfusion injury. GSH levels of all groups were not different from sham group and major degenerations with changes similiar to cellular death were observed in the group that received. Ischemia-reperfusion whereas, a nearly normal or absolutely improved cell structure was observed in allopurinol group. Althought minimal there was still congestion and dilatation of central veins in SOD receiving group. Serum Cu levels were significantly low in ischemia-reperfusion group whereas there was no difference among other groups (p<0.05). the increased levels of the group that receiving only SOD as an antioxidant were statistically significant compared to ischemia-reperfusion group. Serum Zn levels showed significant difference in allopurinol receiving group (p<0.05). the other groups did not have any significant difference. In conclusion, these results showed that antioxidant capacity decreases as a result of increase in oxidative injury, consecutively exogenous antioxidants can be effectively used in the treatment of ischemia-reperfusion injury causes major changes and several complications in many organs and liver, which is the key point of the metabolism.
Collections