Samsunlu Aşık Yavuz hayatı, sanatı ve şiirleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türk milleti, tarihî süreç içerisinde zengin bir kültür mirasına sahip olmuş ve bunu nesiller boyunca yaşatmıştır. Âşıklık geleneği de köklü bir kültürün üretim sürecine bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Kökleri Orta Asya'ya dayanan geleneğin geçmişten günümüze farklı aşamalardan geçtiği görülmektedir. Orta Asya'da kam ve baksı geleneğiyle başlayıp ozanlıkla devam eden gelenek, âşıklıkla son halini almıştır. Âşık edebiyatı raks eşliğinde dans eden ozanlık ile dinî-mistik birlik arayan derviş geleneğinden ayrı, yepyeni bir sentez ürünü olarak ortaya çıkmış ve bugünkü halini almıştır.Âşık edebiyatı, Anadolu'da 16. yüzyıldan itibaren gelişimini takip edebildiğimiz bir dönemdir. Kültür varlığımızın önemli bir bölümünü oluşturan âşıklık geleneği, günümüzde Kars, Erzurum, Erzincan, Sivas, Tokat, Malatya, Adana, Mersin vb. gibi illerimizde canlılığını devam ettirmektedir. Samsun'da köklü bir âşıklık geleneğinin varlığından bahsetmek mümkün değildir. Ancak Samsun'da da azımsanmayacak kadar bu geleneği günümüzde yaşatmaya çalışan âşıklarımız bulunmaktadır. Âşık Yavuz, Samsun'da âşıklık geleneğinin yaşatılması açısından önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Âşık Yavuz'un hayatı, sanatı ve şiirlerinin tanıtıldığı çalışmada, onun âşıklık geleneği içerisindeki yeri de değerlendirilmiştir.Rüyasında pir tarafından bir içecek (bâde) içirildikten sonra daha çok şiir yazıp, saz çalmaya başlayan, mahlas kullanan, dedim-dedi ve leb-değmez tarzlarında şiirler söyleyen Âşık Yavuz, geleneğin önemli bir temsilcisidir. Âşıklık geleneğini her yönüyle sürdüren âşığın şiirleri, Yunus Emre'nin şiirlerini anımsatmakta olup topluma hikmetli sözlerle mesajlarını iletmektedir. Bu anlamda Âşık Yavuz, Samsun'da âşıklık geleneğini yaşatmaya çalışmaktadır. The Turkish nation has had a rich cultural heritage in the historical process and has kept it alive for generations. The tradition of minstrelsy has also emerged based on the production process of an established culture. It seems that the tradition, rooted in the Central Asia, has passed through different stages from past to present. The tradition that started with the kam and baksi tradition in the Central Asia and continued with the poetry has taken its final form with minstrelsy. Minstrel literature has emerged as a brand-new synthesis product apart from dervish tradition seeking religious-mystical unity with the dancing poetry and has taken its present form. Minstrel literature is a period of which we can follow its development beginning from 16th century in Anatolia. The minstrelsy tradition, which constitutes a significant part of our cultural existence, is nowadays continuing its vitality in our cities such as in Kars, Erzurum, Erzincan, Sivas, Tokat, Malatya, Adana, and Mersin. It is not possible to talk about the existence of an established minstrelsy tradition in Samsun. However, there is a considerable amount of minstrels in Samsun who try to keep this tradition alive today. Âşık Yavuz is an important source for the survival of the minstrelsy tradition in Samsun. In the study, where Âşık Yavuz's life, art and poetry are introduced, his place in the minstrelsy tradition is also assessed. Âşık Yavuz, who wrote more poems and started to play saz after having had a drink (bade) by Pir (Father) in his dream, used pseudonym, and said poems in dedim-dedi and leb-degmez styles, is an important representative of the tradition. Poems of the minstrel, which keeps the minstrelsy tradition in every direction, reminds Yunus Emre's poems and communicates his message to the community with wise words. In this sense Âşık Yavuz is a minstrel tries to keep the minstrelsy tradition alive in Samsun
Collections