İkinci Viyana Kuşatması`ndan Pasarofça Antlaşması`na Anadolu`nun sosyal ve ekonomik durumu: Ayntab, Manisa, Kayseri ve Trabzon örneği (1683-1718)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1299 yılında kurulduğu kabul edilen Osmanlı Devleti, hızla büyüyerek XVI. yüzyılda üç kıtada hüküm süren bir devlet haline geldi. Ancak bu büyüme, XVI. yüzyılın sonlarından itibaren yavaşlamaya başlamış, XVII. yüzyılda ise büyük oranda durmuştur. Nihayet XVII. yüzyılın sonlarında yapılan İkinci Viyana Kuşatması ve ardından ortaya çıkan uzun süreli savaşlar, Osmanlı Devleti'ni büyük problemlerle uğraşmak zorunda bırakmıştır. Bu dönemle birlikte özellikle devlet düzeni ile toplumsal ve iktisadî yapıda değişmeler gözlenmeye başlanmıştır. Bu yüzden XVII. yüzyılın sonları ve XVIII. yüzyılın başları, Osmanlı Devleti açısından bir kırılma ve geçiş dönemi olarak kabul edilir.1683-1718 yılları arasında meydana gelen savaşlar ve devamında ortaya çıkan gelişmeler, imparatorluğun genelinde olduğu gibi, Anadolu şehirlerinde de sosyal ve ekonomik açıdan bir çöküntüye neden oldu. İkinci Viyana Kuşatması ve sonrasında yapılan savaşlar sırasında taşrada bulunan idarecilerin büyük çoğunluğunun sefere gitmiş olmasına bağlı olarak ortaya çıkan eşkıyalar, Anadolu'nun birçok bölgesinde sosyal düzeni bozan hadiselere giriştiler. Osmanlı taşrasında başlayan bu düzensiz ortam ve yerel hâkimiyet mücadeleleri, şehirlerde ve kırsal kesimlerde nüfus hareketliliğinin yanı sıra ekonomik açıdan da sıkıntıların yaşanmasına yol açtı. Savaşların uzaması sebebiyle, artan harcamaların karşılanmasında güçlükler çekildi ve bu sebeple halka yeni vergiler yüklenildi. Öyle ki savaş masraflarını karşılamak için yüksek dereceli ulemadan para talep edildiği gibi, ileri gelenlerden de birer miktar `imdâdiyye` adıyla vergi toplanarak askerlerin ulufeleri ödenmeye çalışıldı. Ayrıca, içinde bulunulan mali sıkıntıdan kurtulmak için miri mukataaların satılması usulüne de başvuruldu. Miri mukataalar, 1695 yılından itibaren malikâne uygulamasıyla birlikte kayd-ı hayat şartıyla ayanlara ve devlet ricaline verilmeye başlandı. Artan harcamalarla birlikte ortaya çıkan ağır vergi yükleri altında kalan reaya ise devlet görevlilerinin zulmü ve eşkıyaların köyleri talan etmeleri sonucunda perişan olduğu gibi, yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Bu son derece karışık ve sıkıntılı dönemin incelenmesi, Osmanlı sosyal ve iktisat tarihi açısından oldukça önemlidir. Bu yüzden çalışmamızda, 1683-1718 yılları arasında ortaya çıkan olayların, Anadolu'nun sosyal ve ekonomik durumunu nasıl etkilediği seçilen şehirler (Ayntab, Kayseri, Manisa ve Trabzon) çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır. The Ottoman Empire, which was considered to be established in 1299, became a state that ruled over three continents in the XVIth century by growing rapidly. As this growth started to slow down from the end of the XVIth century, it substantially stopped in the XVIIth century. The Second Siege of Vienna at the end of the XVIIth century and then the resulting long-term wars caused the Ottoman State to deal with significant problems. With this period, changes in the state order and social and economic structure started to be observed. For this reason, the late XVIIth century and beginning of the XVIIIth century was considered as a period of breaking and transition for the Ottoman State. The wars which took place between 1683 and 1718 and the following developments caused a social and economic collapse in Anatolian cities as well as all across the empire. The bandits who showed themselves due to the fact that the majority of the administrators in the rural went to the war, during the Second Siege of Vienna and the subsequent wars, engaged in events that disrupt the social order in many regions in Anatolia. This chaotic environment and local domination struggles which began in the Ottoman rural, caused to economic problems as well as population mobility in cities and rural areas. Due to the extension of the wars, there were difficulties in terms of meeting the increase of expenses and therefore, new taxes were imposed on the public. In fact, in order to meet the costs of war, money was demanded from the high-ranking ulema and the service pay of the soldiers was tried to be paid by collecting tax under the name of 'imdâdiyye' from the notables. Moreover, in order to avoid the current financial difficulties, the method of selling the treasury's income sources was used. The treasury's income sources started to be given to the landlords and the notables of the state, provided that they keep it throughout their lives, together with the malikâne application since 1695 Rayah, who remained under heavy tax burdens which arise with increasing expenses, had to leave its homeland and they were also miserable as a result of the oppression of the state officials and bandits plundering the villages.Studying of this extremely complicated and troubled period is especially important in terms of Ottoman social and economic history. Therefore, in our study, it is aimed to examine how the events which occurred between 1683 and 1718, affected the social and economic situation of Anatolia, within the framework of selected cities (Ayntab, Kayseri, Manisa and Trabzon)
Collections