Multitransfüzyon yapılan pediatrik hastalarda TT virüs ve hepatit markerları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışma, yaşlan 86 gün ile 17,5 yıl arasında değişen en az 5 kez kan veya kan ürünü transfüzyonu yapılmış 3 5 'i erkek 17' si kız toplam 52 hastada (grup I), daha önce hiç kan veya kan ürünü almamış, hastalığı gereği multitransfüzyon yapılması olası olan ve daha sonra en az 5 kez transfüzyon yapılan yaşlan 4 gün ile 14,9 yıl arasında değişen 10'u erkek, 9'u kız toplam 19 hastada (grup II) ve yaşlan 25 gün ile 16,5 yıl arasında değişen 12' si erkek, 6' sı kız toplam 18 sağlıklı çocukta yapıldı. Multitransfüzyon yapılan hastalarda ve kontrol grubunda antiHAV IgM, antiHAV IgG, HBsAg, antiHBs, HBeAg, antiHBe, antiHBc IgM, antiHBc IgG, antiHCV IgG, antiHIV, AntiHEV IgG, HDV antijeni ELISA yöntemi ile, TTV DNA semi-nested polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) yöntemiyle çalışıldı. Anti-HAV IgG, I. grupta %44,2, E. grupta transfüzyon öncesi %57,9, multitransfiizyon sonrası %84,2 kontrol grubunda %27,8 oranında pozitif bulundu (p<0.05). Diğer hepatit marker sonuçları gruplar arasında fark göstermedi. TTV DNA, I. grupta %30,8, n. grupta transfüzyon öncesi %10,5, multitransfüzyon sonrası %47,4 ve kontrol grubunda %16,7 oranında pozitif bulundu. II.gruptaki hastaların transfüzyon öncesi ve multitransfüzyon sonrası TTV DNA pozitiflikleri arasında istatistiksel olarak önemli düzeyde fark vardı (p<0,05). TTV DNA' sı pozitif ve negatif olan hastaların serum ALT ve AST değerleri arasında istatistiksel olarak fark bulunmadı (p>0.05) Çalışmamızda TTV DNA'nın multitransfüzyona bağlı geçebileceği, bununla birlikte belirgin bir hepatit tablosu oluşturmadığı görülmüştür. Multitransfüzyon yapılan hastalarda TTV DNA pozitifliğinin artması, özellikle talasemi ve hemofili gibi parenteral yolla hastalık bulaşma riski yüksek olan kişilerde multip1 TTV tipleri ile mikst infeksiyon görülme sıklığının fazla olması ve bu primerlerle tespit edilme olasılığının artışına bağlı olabileceği, bununla birlikte yoğun parenteral girişim yapılan bu hastalarda diğer bulaş yollarının da ekarte edilemeyeceği düşünüldü.
Collections