Pulmoner tromboembolide alt ekstremite venöz renkli doppler ultrasonografi bulguları

Abstract

ÖZET Pulmoner emboli tanısı almış hastalarda, alt ekstremitelerde derin ven trombozuna rastlanma oranını değerlendirmeyi amaçladık. Bu amaçla Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalınca değerlendirilip tanı alan 58 olgu incelendi. Pulmoner emboli tanısı dinamik spiral BT bulgularına dayanılarak konuldu. 58 hastada bilateral alt ekstremite renkli Doppler ultrason ile trombüs varlığı, lokalizasyonu ve evresi değerlendirildi. Trombüs saptanan hastalar predispozan faktörler açısından incelendi. Toplam 58 pulmoner emboli tanılı hastanm 24 'ünde (%41) derin ven trombozu, 4 'ünde (%6) venöz yetmezlik saptandı. Derin ven trombozu açısından intraluminal eko varlığı, kompresibiliteye cevap yokluğu ve valsalva manevrasına olumsuz cevap tam kriterleri olarak kullanıldı. Venöz yetmezlik tamsı da valsalva manevrası ile değerlendirildi. Pulmoner emboli tamlı hastaların başvuru anında 12 tanesi (%20) derin ven trombüsü açısından semptomatikti. Bu 12 olgunun 10 tanesinde (%83) Doppler US ile trombüs gözlendi. Diğer 2 olguda venöz yetmezlik saptandı. Derin ven trombüsü tanısı konan hastaların %58'i asemptomatikken %42 si semptomatikti. 78Bu olguların %12'si bilateral %88'i unilateral yerleşim gösterdi. Unilateral yerleşim gösteren trombüslerin %46'sı sağ bacakta, %42'si sol bacaktaydı. DVT en sık olgularımızda yüzeyel femoral ven ile birlikte popliteal ven lokalizasyonunda %50 oranında gözlendi. 3 olguda (%12) iliak venden başlayıp posterior tibial vene dek devam eden akut trombus gözlendi. 2 olguda (%8) izole popliteal ven trombüsü saptandı. Olgu serimizde izole iliak ve posterior tibial ven trombozu izlenmedi. Renkli Doppler US tetkiki sonucu 24 derin ven trombozu tanılı hastanın 20 (%83) tanesinde akut evrede, 2 olguda (%8) subakut ve 2 olguda (%8) kronik evrede trombüs saptandı. Hastaların %45'inde operasyon veya travmaya bağlı immobilizasyon sözkonusuydu. Bu olguların %36'sını ortopedik cerrahi geçiren hastalar oluşturmaktaydı, %18'ini beyin cerrahi, %18'ini genel cerrahi, %9'unu koroner cerrahi ve %9'unu ürolojik cerrahi oluşturdu. Cerrahi dışı predispozan faktörler arasında en çok DM, KOAH ve SVO eşlik etmekteydi. 79