Asemptomatik, perimenapozal olgularda ilk tarama mammografilerinde demografik özellikler, mammografik bulgular ve birlikte ultrasonografi kulanımı sonuçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Prospektif olarak yapılan bu çalışmada 12 aylık sürede ilk tarama mammografısi yapılan, asemptomatik, fizyolojik perimenopozal dönemdeki 41-54 yaş grubunda 214 olgunun mammografik bulgularının klasifikasyonu, olguların demografik özellikleri ve birlikte ultrasonografî kullanımının radyolojik tanıya katkıları ile 2 yıllık takip sonuçları değerlendirildi. Tarama mammografîleri BI-RADS kriterlerine göre sınırlandırıldığında 120 (%56.1) olgu BIRADS 1, 46 (%21.5) olgu BIRADS 2 ve 48 (%22.4) olgu BIRADS 3 kategorisine girmektedir. Olguların büyük bir kısmı normal ve benign bulgular gösteren, meme kanseri açısından negatif grubu oluşturmaktadır. Dens mammografik patera, tarama mammografilerinde değerlendirmeyi güçleştiren bir faktördür. Daha genç yaş grubunda ve doğum sayısı az olan olgularda dens mammografik patern daha fazla izlenmektedir. Literatür ile uyumlu olarak olgularımızda yaş ve doğum sayısının artması ile lipomatö parankiminin arttığım izledik. Birçok tarama mammografısi çalışmalarındaki sonuçlara benzer şekilde 15 (%7.0) olguda ailede malign meme hastalığı öyküsü mevcuttur. Artan yaş ile birlikte vasküler kalsifikasyonlar, kaba kalsifikasyonların ve mikrokalsifikasyonlarının mammografilerde görülme oranı artmaktadır. Toplam 14 (%6.5) olguda asimetrik glandüler dansite ve 22 (%10.2) olguda intramammariyen lenf nodu ile uyumlu görünüm ve 48 ( % 22 A) olguda fokal asimetrik yoğunluk artımları izlenmiştir. Meme parankim yapısı, asimetrik glandüler dansite ve fokal asimetrik yoğunluk artımları nedeniyle toplam 116 (%54.2) olguya ultrasonografî incelenmesi önerilmiştir. 98 (%45.8) olguya ise önerilmemiştir. Tüm olgulara bilateral meme 67ultrasonografi incelenmesi yapılmış olup, ortalama ultrasonografi inceleme süresi 10,4 dakikadır. US sonucu 1 1 1 olgu normal, 77 olguda soliter ve multiple kistler, 5 olguda komplike kistler, 15 olguda duktal dilatasyon, 10 olguda fibroadenom, 1 olguda intramammarian lenf nodu ve 30 olguda aksiller lenf nodları izlenmiştir.. US incelenmesi önerilen 116 olgu ve US incelenmesi önerisinde bulunulmayan 98 olguda US ile tespit edilen benign bulguların sayısı değerlendirildiğinde, US incelenmesinin benign lezyonları tespiti ve natürleri hakkında istatiksel olarak anlamlı şekilde bilgi sağladığı izlenmektedir. Tespit edilen benign özellikte olduğu düşünülen kistik ve solid görünümlerin boyut ve yapısal değişiklerinin takibinde US oldukça değerli bilgiler sağlamaktadır. Asemptomatik olgularda, memenin radyolojik incelenmesinde ilk tarama mammografileri, gizli kanserleri ortaya koyabilmesi ve hastanın daha sonraki meme incelemelerine baz oluşturması açısından oldukça önemlidir. Tarama mammografilerinde radyolojik olarak benign görünümler ve mammografik olarak açıklanmasında yetersiz kalman görünümler izlenebilmektedir. Non-invaziv, nispeten ucuz, pratik ve radyasyon içermemesi nedeniyle ultrasonografi, mammografmin tamamlayıcısı olarak meme hastalıkları ve tarama mammografilerinde oldukça sık başvurulan değerli bir yöntemdir. Meme ultrasonografisi her zaman mammografiyi değerlendiren kişi tarafından yapılmalı, hastanın semptom, bulgu ve risk faktörleri incelemenin en başından bilinmelidir. Ultrasonografik incelemeyi yapan hekimin mammografik değerlendirmeyi de yapması ve bulguların tek bir meme görüntüleme raporu şeklinde belirtilmesi en uygun yöntemdir. Böylece yalnızca mammografî veya US yapılan hastalarda tanımlanan bulgulara dayanan gereksiz biyopsiler önlenebilir. 68
Collections