Çocukluk çağı komplike idrar yolu enfeksiyonlarında antibiyotik direnç profili
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışmada tekrarlayan ve komplike İYE tanısı alan 106 çocukta enfeksiyon etkenleri, tekrarlama nedenleri, tedaviye cevap ve direnç gelişimi açısından incelemeyi amaçladık. Tekrarlayan ve komplike İYE olarak değerlendirilen olgularda en sık görülen anomalinin %35.8 oranında VUR olduğu tespit edildi. VUR olan hastaların %65.7'sinin böbreğinde skar dokusuna rastlandı. VUR saptanan hastalarda antibiyotiklerin total direnç oranı VUR olmayanlara göre daha yüksek olarak bulundu. Yaşla birlikte VUR oranında azalma olduğu gösterildi. Diğer anomalisi bulunan çocuklarda da skar varlığı anomalisi olmayanlara göre yüksekti (%473). Anomalisi olan ve olmayan hastaların idrar kültürlerinde üreyen rnikroorganizmalar bakımından enterokok türleri dışında anlamlı bir fark bulunmadı. Anatomik malformasyonu olan hastalarda daha fazla enterokok izole edilmesinin bu hastaların hospitalizasyon ve profilaktik antibiyotik kullanım oranlarının daha fazla oluşuyla açıklanmak istendi. Anomalisi olan hastalarda antibiyotik direnç oranlarının daha yüksek olduğu görüldü. En yüksek direnç oranlarının ampisilin, TMP-SMX, sefotaksim ve amoksisilin-klavulonata karşı olduğu gösterildi. Özellikle TMP-SMX direncinin ülkemizde ve tüm dünyada giderek arttığı ve bu antibiyotiğin kullanılmasında daha dikkatli olunması gerektiği bir kez daha gösterildi. E.coli ve Klebsiella türlerinin özellikle anomalisi olan hastalarda betalaktam antibiyotiklere (özellikle ampisilin, amoksisilin-klavulonat) karşı daha dirençli olduğu gösterildi. Bu durum betalaktam antibiyotiklerin İYE'nin ampirik tedavisinde kuUanıhrken dikkatli olunması gerektiğini vurgulamaktadır. Çalışmamızda vankomisine dirençli Enterokok suşlarma rastlanmadı. Antibiyotiklere en yüksek direnç oranlan anomalisi ve skar dokusu olan hasta grubunda bulundu. Bu çalışma İYE'nin erken tanı, tedavisinin ve anatomik malformasyonlann saptanmasının çocuklardaki önemini ortaya koymaktadır. Anatomik malformasyon ve antibiyotik direnç gelişimi arasındaki pozitif ilişki düşünüldüğünde; başarılı bir tedavi için, görüntüleme yöntemlerinin erken uygulanmasının ve özellikle ampisilin, TMP/SMX, 55amoksisilin-klavulonata karşı gelişen yüksek direnç oranlan nedeniyle bu antibiyotiklerin tedavide dikkatle kullanılmasının gerektiğini bir kez daha vurgulamak istedik. 56
Collections