Türkiye`nin Gagauzya politikası
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Büyük Türk Dünyası toprakları içerisinde küçük bir yer kaplayan ve Hristiyan Türkler olarak bilinen Gagauzlar, yaklaşık 200 yıl gibi bir zaman neredeyse kendileri hariç hiç kimsenin Türkçe bilmeyip konuşmadığı bir ortamda kendi ana dillerinin kuvveti ve içe dönük yaşamaları sayesinde asimile olmadan günümüze kadar gelebilmişlerdir. Gagauzlar, kendi dillerini muhafaza eden toplumların yüzyıllarca öz kimliklerini kaybetmeden yaşayabileceklerine örnek olmuşlardır. Türkiye'nin Gagauzlarla ve Gagauzya ile ilişkileri 1930'lu yıllarda Hamdullah Suphi Tanrıöver ile başlamıştır. Özellikle Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra artmıştır. Her ne kadar aralarında dini farklar olsa da kendi soydaşları olarak gördüğü Gagauzlar'a maddi manevi desteğini sürdürmektedir. Türkiye bu yardımların en büyük kısmını TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ) kapsamında yapsa da çeşitli Bakanlıklar, YTB (Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları) , Yunus Emre Enstitüsü, TÜRKSOY, Kızılay, sivil toplum kuruluşları, iş adamları ve çeşitli Belediyeler vasıtası ile de bölgeye yardımlar yapılmaktadır.Türkiye'nin çeşitli kuruluşlarınca yaptığı bu yardımların amacı, Gagauzlar'ı Müslümanlaştırmak değil aksine Gagauzlar'ın bulunduğu coğrafya nedeniyle Rusya ve Romanya gibi büyük devletlerin etkilerinden kurtararak onların kimliklerini korumaları ve asimile olmamasını sağlamaktır. Moldova'nın toprak bütünlüğüne saygı duyarak, Gagauzlar'ın Moldovalılar ile birlikte bölgedeki huzuru ve istikrarı korumalarını ve ülkelerini kalkındırmalarını destekleyen Türkiye'nin Gagauzya üzerindeki bir diğer politikası ise bölgeye çeşitli yatırımları ve yatırımcıları çekerek Gagauzlar'a iş imkânı sağlamak, Gagauzlar'ın bu bölgenin dışına göç etmelerini engellemektir. The Gagauz people who live in a small part of the great territory of Turkish World and known as Christian Turks, survived until today without assimilation due to the strength of their mother tongue and their introverted life in an environment where almost no one else speaks Turkish for about 200 years. The Gagauz people have been an example showing that a society that maintains their own language can live without losing their identity for centuries. Turkey Gagauziya relations began in the year 1930 with Hamdullah Suphi Tanrıöver.Turkey's interest in the Gagauz people increased, especially after the dissolution of the Soviet Union. Although there are religious differences between each state, Turkey continues to give financial and incorporeal support for the Gagauz people considered to be ethnic kin of Turks. Although Turkey has made the most of these aid within the scope of TIKA (Turkish Cooperation and Coordination Agency), aid to the region is also provided through various Ministries, YTB (Turks and Relatives Abroad), Yunus Emre Institute, TURKSOY, Red Crescent, civil society organizations, businessmen and municipalities.The contributions of Turkey by various organizations was not for the expectation of Muslimizing the Gagauz people but rather for saving them from the influence of major states such as Russia and Romania due to the political geography. Respecting Moldova's territorial integrity, Turkey's other policy on Gagauzia is supporting the Gagauz people to maintain peace and stability in the region and to develop their country along with the Moldovans and providing jobs for the Gagauz people by attracting investments and investors to the region, thus preventing them from migrating out of this region.
Collections