Eskişehir ilinde ruhsal hastalıkların sıklığı ve sosyodemografik değişkenlerle ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Keskin, A. Eskişehir İlinde Ruhsal Hastalıkların Sıklığı ve Sosyodemografik Değişkenlerle İlişkisi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Tıpta Uzmanlık Tezi, Eskişehir, 2008. Ruhsal hastalıklar toplumda sık karşılaşılan sağlık problemlerinden biri olması nedeniyle aile hekimliği açısından, ele alınması gereken önemli bir sorundur. Ülkemizde çeşitli çalışmalarda tanı konulabilecek düzeyde ruhsal hastalık sıklığının % 20.0' yi geçtiği vurgulanmaktadır. Bu hastalıklar sık ve yaygın görülmelerine rağmen, genellikle fark edilemediklerinden dolayı, hastalar gerekli tedaviyi alamamaktadırlar, bu da ruhsal hastalıkların topluma olan maliyetini artırmaktadır ve önemli bir toplum sağlığı sorunu oluşturmaktadır. Eğitim, gelir düzeyi, cinsiyet, medeni durum ve yaş gibi sosyodemografik özellikler ve bedensel hastalık varlığı, ruhsal bozuklukların toplumdaki yaygınlıklarını etkilemektedir. Bu çalışmada Eskişehir ilinin ruhsal hastalıklar profilinin çıkartılması ve ruhsal bozuklukların sosyodemografik değişkenler açısından değerlendirilmesi amacıyla, Eskişehir ilinde yer alan sağlık ocaklarının bakmakla yükümlü olduğu mahallelerden rastlantısal olarak seçilen 1475 kişiye PRIME MD ölçeği ve sosyodemografik veri formu uygulanmıştır. Mevcut çalışma, bu kapsamdaki en geniş çalışma özelliğini taşımaktadır. Çalışmamızın sonucunda ruhsal hastalıklar % 43.0 oranında bulunmuştur. Kadınlarda, sosyoekonomik düzeyi düşük olanlarda ve özellikle bedensel hastalığı olanlarda ruhsal hastalıkların anlamlı derecede daha fazla olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın sonucunda ruhsal hastalıkların beklenenden çok daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir. Gerek başvurularda yaşanan yetersizlikler gerekse tanısal sorunlar nedeniyle bu hastalara yeterince tanı konulamadığı ve yeterince tedavi edilemediği sonucuna varılmıştır. Bu bilimsel sonuçlar aile hekimliği açısından, koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinin özendirilmesi ve riskli gruplara yönelik yaklaşımın belirlenmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Keskin, A. Incidence of psychiatric disorders in Eskisehir city and its relationship with sociodemographic variables. Eskisehir Osmangazi University Medicine Faculty, Department of Family Medicine Speciality thesis, Eskisehir, 2008. Psychiatric disorders, as they are one of the common health problems, are important issues that should be considered in terms of family practice. It is emphasized that in our country, the prevalence of psychiatric disorders that can be diagnosed with several methods is over 20.0%. Despite the frequency and prevalence of these disorders, the patients could not receive the appropriate treatment, because they generally remain unrecognized. This condition increases the cost of psychiatric disorders to the public and constitutes an important public health issue. Sociodemographic(graphic olmalı) features, such as education, level of income, sex, marital status and age, and the presence of physical illnesses affect the prevalence of psychiatric disorders. In this study, for the purpose of revealing the psychiatric disorder profile of Eskisehir city and evaluating the psychiatric disorders with regard to sociodemographic variables, we applied PRIME MD scale and sociodemographic data sheet to 1475 persons who were randomly selected from the settlementt that are bound to primary care centers in Eskisehir. Present study is the largest one in this scope. In the conclusion of our study the prevalence of psychiatric disorders was found to be 43.0%. Women, people with low socioeconomic level and people with physical illnesses had significantly more psychiatric disorders. In the conclusion of study it is found that psychiatric disorders are more common than expected. It is concluded that these patients are not adequately diagnosed and treated because of inadequate submitting or diagnostic problems. In terms of Family Medicine these scientific conclusions are revealing again that preventive psychiatric health services must be encouraged and an approach directed towards risky groups must be determined.
Collections