Learners` perceptions of their english pronunciation anxiety at tertiary level
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı, farklı lisans programlarına kayıtlı yabancı dil hazırlık sınıfı öğrencilerinin telaffuz kaygısına yönelik algılarını ve katılımcıların kaygı seviyelerini farklı değişkenler bağlamında araştırmaktır. Araştırma Gazi Üniversitesi ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hazırlık okulunda yapılmıştır. Bu araştırma nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmanın verileri, Kralova, Skorvagova, Tirpakova ve Markechova (2017) tarafından geliştirilen ve araştırmacı tarafından Türkçe' ye çevrilen, yabancı dil öğrenen öğrencilerin telaffuz kaygılarını ölçen bir anket aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizleri istatistik paket programları kullanılarak yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda katılımcılarının tümünün hafif düzeyde telaffuz kaygısına sahip oldukları belirlenmiştir. Katılımcıların kaygı düzeyleri, cinsiyet değişkeni açısından incelendiğinde, kaygı seviyeleri ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Ayrıca, çalışmanın bulguları katılımcıların kaygı düzeylerinin okudukları bölümlere göre anlamlı bir fark sergilediğini göstermiştir. Çalışmanın bulguları katılımcıların kendi ifade ettikleri yeterlilik düzeyi ile kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Diğer bir değişken olan öğrencilerin çalışma saatleri ve kaygı düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı bulunmuştur. Bulgular İngilizce konuşan bireylerle yüz yüze ve çevrimiçi olarak iletişime geçme değişkenleri ile telaffuz kaygısı arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Katılımcıların kaygı düzeyleri, İngilizce'yi ne kadar uzun zamandır, nerede ve ne şekilde öğrendikleri açısından incelendiğinde kaygı seviyeleri ile bu değişkenler arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Katılımcıların telaffuza yönelik yeteneklerine, kaygı düzeylerine ve ilgilerine ilişkin öz-yeterlik inançları ve telaffuz kaygı seviyeleri arasında bir ilişki olduğu görülmüştür. Çalışmanın bu bulguları ışığında sınıflarda kaygı düzeylerini düşürecek etkinliklerin yapılması, ders programlarının konuşma saatlerini artıracak şekilde desenlenmesi gibi bir takım öneriler getirilmiştir. The purpose of this study is to explore the perceptions of pronunciation anxiety of preparatory class EFL learners majoring in different departments as well as their anxiety levels in the context of different variables. The subjects of this research are the students of School of Foreign Languages at Gazi University and Hacı Bayram University in Ankara, Turkey. This research was conducted by using a descriptive survey model, which is one of the quantitative research methods. The data for the study were collected through a questionnaire measuring the pronunciation anxiety of EFL learners, developed by Kralova, Skorvagova, Tirpakova and Markechova (2017) and translated by the researcher. The data collected within the scope of the research were analyzed using statistical package programs. Based on the analysis results, it was determined that the participants had mild pronunciation anxiety. When the anxiety levels of the participants were examined in terms of gender variable, it was found that there was a significant relationship between anxiety levels and gender. In addition, the findings of the study showed that the anxiety levels of the participants showed a significant difference in regard to their major. The findings of the study showed that there was a significant relationship between the level of perceived proficiency and pronunciation anxiety of the students. The relationship between hours of study and anxiety levels of students, another variable, was found to be significant. The results showed that there was a significant relationship between the variables of face-to-face and online interaction with English speaking individuals, and levels of pronunciation anxiety. When the anxiety levels of the participants were examined in terms of how long, where, and how they learned English, it was found that there was a significant relationship between anxiety levels and these variables. It was observed that there was a relationship between self-efficacy beliefs of the participants regarding their pronunciation skill, pronunciation anxiety and interest in pronunciation, and their pronunciation anxiety levels. In the light of these findings, a number of suggestions have been made such as activities to reduce anxiety levels in the classrooms and redesigning the curriculum to increase speaking activities.
Collections