Sakarya ilinde yaşayan 15-49 yaş grubu kadınlarda kronik pelvik ağrının prevalansı, risk faktörleri ve yaşam kalitesine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kronik pelvik ağrı (KPA), pelvis ya da alt abdomende sabit ya da kesintili en az 6 ay süren, menstruasyon, gebelik ya da cinsel ilişki ile bağlantılı olmayan ağrı olarak tanımlanmaktadır. Kadınlarda görülen en yaygın medikal problemlerden biri olan KPA bir hastalık değil, bir semptom ya da semptom grubu olarak kabul edilmektedir. Yaşamı tehdit eden bir sorun olmasa da bireylerin sıkıntı yaşamalarına, yaşam kalitelerinin olumsuz etkilenmesine, fiziksel, ekonomik ve emosyonel sorunlara neden olabilmektedir.Bu çalışma, Sakarya ilinde yaşayan 15-49 yaş grubu kadınlarda KPA'nın prevalansını, risk faktörlerini ve yaşam kalitesine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı.Çalışmanın evrenini Sakarya il merkezinde yaşayan 15-49 yaş arası 68880 kadın oluşturdu. İncelenen olayın görülme sıklığı %25.4 ile %14.7 arasında değiştiği için p değeri 0,25 alınarak; örneklem büyüklüğü ±0,02'lik sapmayla 1754 kişi olarak belirlendi. Çalışma grubuna 1765 kadın alındı. Veri toplama aracı olarak; sosyo-demografik, genel sağlık durumu ve alışkanlıkları, obstetrik-jinekolojik ve menstrual öykü, üriner sistem, gastrointestinal sistem ve KPA ile ilgili özelliklerin yer aldığı soru formu ve SF- 36 Yaşam Kalitesi Ölçeği, McGill Melzack Ağrı Soru Formu ve Görsel Kıyaslama ölçekleri kullanıldı. Veriler 15.09.2010?15.10.2011 tarihleri arasında araştırma kapsamına alınan kadınların evlerine gidilerek yüz yüze görüşme yöntemiyle toplandı. Verilerin istatistiksel analizi için; Student t testi, Ki- kare testi ve Backward Stepwise Logistik Regresyon Analizi kullanıldı.Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre kadınların %12.2'sinde KPA şikayeti olduğu saptandı. Kadınların %38.4'ünün KPA şikayetini son 6ay-1 yıldır yaşadığı, %56.0'ının KPA nedeniyle ağrı kesici ilaç kullandığı, %36.1'nin sağlık kuruluşuna başvurduğu, %69.0'ının uyku problemi yaşadığı, %44.4'ünde ağrı atağının ayda en az 1 kez olduğu belirlendi. Lojistik regresyon analizine göre; hekim tanılı herhangi bir jinekolojik hastalık varlığı (OR: 2.747; p<0.05), dismenore ve disparoni şikayetinin olması (OR: 3.075; p<0.05; OR: 6.038; p<0.001), adet kanamalarının düzensiz olması (OR: 3.793; p<0.01) KPA için bağımsız risk faktörleri olarak saptandı. Kadınların medeni durumu, öğrenim düzeyi, alkol ve kafeinli içecek tüketmesi, beden kitle indeksi, daha önce gebe kalma, küretaj olma, epizyotomi uygulanması ve sezaryen doğum yapma, kontraseptif yöntem olarak RİA veya tüp ligasyon kullanma durumları ile KPA arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı (p>0.05). KPA varlığının yaşam kalitesinin mental sağlık alt alanı hariç, en fazla ağrı alt alanında olmak üzere sırasıyla fiziksel fonksiyon, emosyonel rol, fiziksel rol, genel sağlık algısı, zindelik ve sosyal fonksiyon alanlarında yaşam kalitesini istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşürdüğü belirlendi.Anahtar Kelimeler: Kronik Pelvik Ağrı, SF 36 Yaşam Kalitesi Ölçeği, Mc Gill Ağrı Soru Formu, Görsel Kıyaslama Ölçeği Chronic pelvic pain (CPP) is described as constant or intermittent pain in the pelvis or lower abdomen unassociated with menstruation, pregnancy or sexual intercourse persisting for at least 6 months. One of the most prevalent medical problems in women, CPP is not considered a disease in itself, but rather a symptom or a group of symptoms. Although it is not a life-threatening condition, CPP may lead to stress, negative impacts on quality of life and physical, economic and emotional problems in affected individuals.The objective of the present study was to identify the prevalence of chronic pelvic pain, associated risk factors and its impact on quality of life in women in the 15-49 age group who reside in Sakarya.The universe of the study included 68880 women of ages 15-49 who reside in city center of Sakarya. Since the prevalence of the event being investigated varies between 25.4 and 14.7%, the sample size was established as 1754 subjects using a p value of 0,25 with a ±0,02 excursion. 1765 women were included in the study group. A questionnaire covering socio-demographical characteristics, overall health status, obstetrics/gynecological and menstrual history, urinary system, gastrointestinal system and CPP as well as SF-36 Quality of Life Questionnaire, McGill Melzack Pain Questionnaire and Visual Analogue Scale were used as data collecting tools. The data were collected during face-to-face meetings by visiting the women included in the study at their residences between 15.09.2010 and 15.10.2011. Student?s t test, chi-square and Backward Syepwise Logistic Regression Analyses were used for statistical evaluation.The results of the study showed that 12.2% of the women had CPP. Of the women, 38.4% experienced CPP during the last 6 months-1 year, 56.0% used pain relievers for CPP, 36.1% presented to a healthcare facility, 69.0% had sleeping problems, and 44.4% had pain attacks at least once per month. Based on the logistic regression analysis, presence of any gynecologic disorder diagnosed by a physician (OR: 2.747; p<0.05), of dysmenorrhea and dyspareunia (OR: 3.075; p<0.05; OR: 6.038; p<0.001, respectively) and irregular menstrual bleeding (OR: 3.793; p<0.01) were independent risk factors. There were no statistically significant association of CPP with marital status, level of education, consumption of alcohol or caffeine-containing beverages, body mass index, previous conception, history of curettage, episiotomy and cesarean section, or using IUD or tubal ligation as a contraceptive method (p>0.05). Presence of CPP reduced quality life to a statistically significant extent, the foremost parameter excluding mental health being the pain subdomain, followed by physical functioning, emotional role, physical role, overall perception of health, rigor and social functioning.Key words: Chronic Pelvic Pain, SF-36 Quality of Life Questionnaire, Mc Gill Pain Score Scale, Visual Analogue Scale
Collections