Kocaeli ili Kozluk-Hacıhasan mahallelerindeki mevcut tarihi dokunun açık hava müzesi kapsamında değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Doğal ve kültürel varlıkların korunması, bakımı ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi yurdumuzda da önemli bir sorun haline gelmiştir. 19.yüzyılda da sanayileşmenin getirdiği hızlı kentleşme, halkın yaşam tarzında, gelenek-görenek, örf ve adetlerinde büyük değişimler meydana getirmiştir. Sanayileşmenin neden olduğu rahat yaşama, üretileni ucuz ve kolay elde etme biçimi insanları sanat ve zanaatlardan uzaklaştırmıştır. Hızlı kentleşmenin ve sanayileşmenin getirdiği bu olumsuzluklar yanında, hızlı nüfus artışı, doğal kaynakların giderek artan bir şekilde tahribi, bilinçli ve bilinçsiz ellerin gerçekleştirdiği tahribat ile kültür varlıklarının korunmasını zorunlu kılmaktadır. Taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü yanında Çevre Genel Müdürlüğü, Belediyeler, Üniversiteler, İl Özel İdareleri de kendi yasaları çerçevesinde katkıda bulunmaktadırlar. Taşınmaz kültür varlıkları olan dini ve kültürel yapılar, askeri yapılar, idari yapılar, sivil yapılar, endüstriyel yapıların korunması 1983 yılına kadar 6.4.1973 gün ve 1710 sayılı `Eski Eser Kanunu` ile yürütülmüştür. 1983 yılından sonra ise 23.6.1981 gün ve 2863 sayılı `Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu` ile devam etmektedir. Ülkemizde koruma daha çok arkeolojik alanlar ve kilise, cami, mescit, han, hamam, medrese, kervansaray, köprü, çeşme gibi anıtsal ölçekli yapılar için uygulanmıştır. Sivil mimarlık örneği yapılarda ise koruma yetersiz kalmıştır. Bu yapıların şahıs mülkiyetinde olması, ekonomikIV nedenlerle onanlamaması, devletin gereken onarım yardımını gerçekleştirememesi yitip gitmelerini hızlandırmıştır. Avrupa ülkeleri korumacılık kavramına ülkemizden farklı bir yaklaşım göstermişlerdir. Sanayileşmenin getirdiği hızlı kentleşme kültürel mirası koruma kaygılarını gündeme getirmiştir. Geleneksel köy ve kent yaşamı ile ilişkilerin kopması yeni bir müze tipi olan açık hava müzelerinin doğmasına neden olmuştur. Etnografik müzelerin gelişmiş örneğini meydana getiren yaşayan tarih müzeleri olarak açık hava müzelerinin ilk örneği İsveç Skansen'de 1872 yılında hizmete açılmıştır. Oysa ülkemizde Skansen benzeri bir açık hava müzesi mevcut değildir. Bu nedenle, eski kent dokularını özellikle sivil mimarlık örneği evleri koruma, içinde döneminin kültürel, sosyal ve ekonomik yaşayışını yansıtma düşüncesiyle Kocaeli'nde bölgesel nitelikte bir açık hava müzesinin kurulması tezin konusu olarak belirlenmiştir. Çalışma alanı olarak da gerek sit potansiyeli, gerekse de ulaşım kolaylığı nedeniyle Kozluk ve Hacıhasan Mahalleleri içinde Kışla Caddesi, Saray Yokuşu ve Kapanca Sokak güzergahı açık hava müzesi kapsamında değerlendirilmiştir. Altı ana başlık adı altında ele alınan açık hava müzeleri konulu çalışmanın birinci bölümü açık hava müzelerinin tanımını, kuruluş amaçlarını, ICOM'un bu konuda 05.09.1957 yılında isviçre'nin Stockholm kentinde yapılan toplantısında alınan kararları, 2863 sayılı yasadaki yerini kapsamaktadır. Açık hava müzelerinin ortaya çıkması, uygulama aşamasında gereken koşulları sağlayan hususlar ile yönetim ve tanıtım faaliyetleri de bu bölümde irdelenmiştir. A.B.D.'deki açık hava müzeleri dikkate alınarak ülkemizde gerçek anlamda bir örneği bulunmayan bu tür müzeleri kurmak için yerindeV inceleme fırsatı bulduğum A.B.D. örnekleri irdelenmiş ve ülkemizdeki açık hava müzesi niteliğindeki yerler genel özellikleriyle tanıtılmıştır. A.B.D.'deki açık hava müzelerinden yola çıkarak benzerinin izmit'te kurulması için Kocaeli bölgesinin fiziki-tarihi ve sosyo-ekonomik yapısı incelenmiştir. Kocaeli bölgesine ait bu veriler açık hava müzesinde uygulanmak amacıyla ele alınmıştır. Kocaeli, Kozluk, Hacıhasan Mahalleleri içinde Kışla Caddesi, Saray Yokuşu ve Kapanca Sokağın açık hava müzesine dönüştürülmesinde fiziki- tarihi yapısına değinilerek bu alanlardaki tarihi yapıların malzeme, dış cephe, iç mekan, bezeme ve kullanım biçimleri ile yeşil alanlar anlatılarak genel bir tespit çalışması yapılmıştır. Bu mahallelerde çalışma yapan İZEYAP Derneğinin rölöve ve restorasyon çalışmalarına değinilmiştir. Yukarıdaki verilerden yola çıkarak anılan sokak ve mahallelerde bölgesel nitelikte bir açık hava müzesi kurulma önerisi getirilmiştir. Bunun için bu bölgedeki açık hava müzesinin kuruluş amacı ve kapsamı belirlenerek bölgede yer alan tarihi yapıların, yeşil alanların açık hava müzesi kapsamında fonksiyonlandırılması yapılmış Kapanca Sokak'ta iki evin `müze-ev` şekline getirilmesiyle geçmişe dönük yaşantı canlandırılmıştır. Ayrıca açık hava müzelerinin yönetimi ile finans ve işletme kaynakları 5. bölümde ele alınmıştır. Sonuç bölümünde; Kocaeli bölgesinde A.B.D.'deki uygulamalardan yola çıkarak önerilen bölgesel nitelikteki açık hava müzesi, bu müzede sergilenecek bölgenin tarihi, sosyo-kültürel yaşantısı ile sanat ve zanaatları bir bütün halinde irdelenmiş, ülkemizde tarihi evlerin yaşıtılması konusunda faaliyette bulunan yerel kuruluşlar ve derneklerin çalışmalarına değinilmiştir.
Collections