Organik malzemeli müze eserlerinin (kağıt, ahşap, dokuma, deri) mikrobiyoloji kökenli etkenlerle bozulması ve alınacak önlemler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Organik malzemeli müze eserleri, kendi yapı özelliklerine ve içinde bulundukları çevre koşullarına bağlı olarak zaman içinde bozulurlar. Müzelerin öncelikli sorumluluğu; var olmalarını sağlayan eserleri korumak, onlar için en uygun çevre koşullarım gerçekleştirmektir. Ortam koşullan nem, sıcaklık, ışık, biyolojik zararlılar, hava kirliliği... gibi unsurları kapsar. Koleksiyonların bulunduğu iç mekanlarda iklimin sürekli ve düzenli olarak ölçülmesi ve elde edilen veriler yorumlanarak bu doğrultuda ortam koşullarının denetlenmesi gerekir. Çalışmamızın Genel Bilgiler kısmında anlık / sürekli / bilgisayarlı ölçüm cihazlarının kullanımı, verilerin değerlendirilmesi, iç iklim değişkenlerini düzenlemek için kullanılabilecek malzeme ve yöntemler üzerinde durulmuş; ortam koşullan ve kendi yapısındaki maddelere bağlı olarak eserleri tutan mantarlar, bakteriler ve parazitler yapı ve yaşam özellikleri ile bozucu etkileri bakımından incelenmiştir. Bir kısım organik eserlerdeki mikrobiyoloji kökenli bozulmaları incelemek üzere farklı koleksiyonlarda bulunan örneklerle çalışılmıştır. Kağıt malzemeye örnek olarak özel bir koleksiyonda bulunan küflenmiş kitaplardan; ahşap malzemede görülebilen çeşitli bozulma tiplerini örnekleyebilmek için Manisa Müzesi'ne ait Sardes Bin Tepeler 89 Tümülüsü odun buluntularından, IH. Ahmed Çeşmesi ahşap saçaklarından ve Büyükada'da bir ahşap evden; dokumalarda karşılaşılanları aramak amacıyla İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunan Bizans dokuma parçalarından; deri eserleri tutan mikroplan incelemek üzere Topkapı Sarayı Müzesi'ne ait bir parşömen elyazmadan; karışık malzemelilerde karşılaşılanları örneklemek amacıyla da Atagök'e ait tuval resimlerinden ve bir özel koleksiyonda bulunan güzel yazı levhasından alınan örneklerde etken aranmıştır. Örnekler çıplak gözle ve mikroskop altında incelenmiş, kültürler hazırlanmış, bunlar da mikroskopta ve çıplak gözle incelenmiş, sırasında ileri tanım yöntemlerine de başvurularak etken olan bakteri ve mantarlar tanımlanmıştır. Bu eserlerden ayırdığımız mikropların mücadelede kullanılabilecek ilaçlara duyarlılığım ortaya çıkarmak amacıyla, konservasyon literatüründe eserlere uygun olduğu bildirilmiş dört antifungal madde kullanılarak duyarlılık deneyleri yapılmış ve herbirinin bu kökenler üzerinde etkin olduğu en düşük yoğunluk belirlenmiştir. Örnek eserlerimizdeki bozulmaların %80.81'inde mikropların etken olduğu, bu etkenlerin %15.39'unu bakteri, %65.26'sım mantarların oluşturduğu görülmüştür. İncelediğimiz materyallerden, kağıttan Aspergillus rriger; ahşapta Sardes buluntularından Gram pozitif koklar, Cladosporium sp, Eupenicillium alutaceum, E. crustaceum, Ajellomyces capsulatus; HI. Ahmed Çeşmesi saçaklarından Penicillium frequentans, Acremonium charticola; Büyükada, ahşap evden Verticitlium cinnabarinum, Fusarium sporotrichioides; deriden Trichophyton verrucosum, dokumalardan Alternaria tenuis; kanşık malzemelilerden resim P.implicatum, Mucor sp.; güzel yaza levhasından P. chrysogenum ayrılmıştır. Bu materyallerden %15.39'u bakteri ve %65.26'sı mantar olmak üzere toplam %80.8I'inde mikroorganizmalar etken olarak ayrılmıştır. Duyarlılık deneylerimizde de Aspergillus niger için en düşük yoğunlukta etkili olan madde TBZ (0.33 jug/ml); Alternaria tenuis için TBZ (1.33 ug/ml); Trichophyton verrucosum için potasyum sorbat (20.00 ug/ml); Eupenicillium alutaceum ve E crustosum için TBZ (0.66 ug/ml); Verticillium cinnabarinum için potasyum sorbat (20.00 ug/ml); Acremonium charticola için potasyum sorbat (2.00 ug/ml); Fusarium sporotrichioides için TBZ (1.33 ug/ml); Histoplasma capsulatum için potasyum sorbat (2.00 (Jg/ml); Cladosporium sp için TBZ (0.66 ug/ml); P.frequentans için TBZ (0.33 ug/ML); P.implicatum için potasyum sorbat (0.50 ug/ml); Mucor sp için TBZ (0.66 ug/ml) olarak belirlenmiştir. Mikroorganizmalar sahip oldukları zengin enzimler vasıtasıyla eserlerin malzemelerini parçalayarak kullanır, çıkartılanyla lekelere sebep olabilirler. Eserlerdeki bozulmanın önlenmesi için ortamın düzenlenmesi ön koşuldur. Organik malzemeli eserlerin uzun vadeli olarak korunması ve geleceğe aktarılabilmesi için depo ve sergi alanlarında uygun çevre koşullarının sağlanması öncelikle gerekir. Bunun yanı sıra ortama ve mikroplarla infekte olmuş eserlere uygun kimya maddeleri ve yöntemler kullanılarak ilaç uygulanması da gerekebilir. Uygun ilacın seçiminde duyarlılık deneyleri yapılması etkin ilacın seçilebilmesi bakımından önem taşır. Diğer yandan bu eserlerle yakın temasta olan kişilerin olası hastalık tehlikelerinden korunabilmesi için eldiven, maske ve önlük kullanmaları yararlı önlemlerdir. Çeşitli yabancı ülkelerde kültür varlıklarında mikrobiyoloji kökenli bozulmalarla ilgili çalışmalarda ayrıldığı bildirilen mikroorganizmalarla tez sonuçlarımız karşılaştırılmış, benzer saprofit mantarlar ve bakterilerle karşılaşıldığı görülmüştür. Ancak parşömen elyazmadan ayırdığımız T.verrucosum insanda deri ve eklentilerinde dermatofitoza yol açmaktadır. Sardes buluntularından ayırdığımız H.capsulatum ise sessiz infeksiyonlardan ölümle biten ağır hastalıklara kadar çeşitli şiddette belirtilerle seyreden bir infeksiyondan sorumludur. Müze eserleriyle ilgili dış kaynaklı çalışmalarda solunum yoluyla alınabilecek mikropların bulunduğu bildirilmişse de gerçek patojen mantarların da bulunabildiği ilk kez tezimizde gösterilmiştir.
Collections