Sendikasyon kredileri ve Türkiye uygulaması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Sendikasyon kredileri, birden çok kreditörün biraraya gelerek bir fon talibine kullandırdıkları kredilerdir. Kreditörlerin biraraya gelmesi ile meydana gelen oluşuma `sendika`, bu kredilerin düzenlendiği piyasaya ise `sendikasyon kredileri piyasası` adı verilmektedir. 1990'ların ortalarına kadar söz konusu piyasada faaliyet gösteren fon arz eden kurumlar (satıcılar) yalnızca ticari bankalar iken, bahsi geçen tarihlerden bu yana yatırım bankaları, sigorta şirketleri ve yatırım fonları gibi farklı yatırımcılar da görülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla söz konusu piyasanın bir ticari bankacılık piyasasından, sermaye piyasasına evrildiği gözlemlenmektedir. Borçlanıcılar ise, uluslararası kuruluşlar, devletler, kamu kurumları ve kurumsal şirketlerdir. Kredinin birden çok kreditör tarafından sağlanmasının nedeni, kredi riskinin tek bir kuruluş tarafından üstlenilemeyecek kadar yüksek olarak algılanmasıdır. Bundan dolayı kredi tutarı kreditörler arasında belli bir düzende paylaşılmaktadır. Buna göre kreditörler açılacak krediye, önceden belirlenmiş katılım tutarlarından birisini seçerek katılabilmektedirler. Aynı seviyede katılımda bulunmuş olan bankaların oluşturduğu gruplara, `katılım grupları` adı verilmektedir. Bir sendikasyon kredisinde genellikle birden çok katılım grubu mevcuttur. Sendikasyon kredilerinde yasal çerçeve tek bir sözleşmenin bağıtlanması ile kurulmaktadır. Sözleşmenin tarafları kreditörler ve ödünç alandır. Yasal açıdan bakıldığında sendikasyon kredisi, farklı bankalar tarafından tek bir borçlanıcıya kullandırılan aynı koşullara sahip bir çok krediden oluşmaktadır. Bu durumun bir yansıması olarak, sendika üyesi bankalar, sadece kendi taahhütlerinden sorumludurlar. Bir kısım sendika üyelerinin yükümlülüklerini yerine getirmemeleri, diğerlerinin bunlardan sorumlu olmalarına yol açmamaktadır. Sendikasyon kredileri genellikle orta vadeli olmakla birlikte (3-7 yıl gibi), daha kısa ve daha uzun vadeler de görülebilmektedir. Sendikasyon kredileri sıklıkla değişken faizlidirler. Bankalar, kullandırdıkları sendikasyon kredilerini piyasadan kısa vadeli borçlanarak finanse etmektedirler. Bundan dolayı para piyasasındaki faizlerin değişmesi ile bankaların krediyi fonlama maliyetleri değişmektedir. Bu nedenle bankalar kredinin vadesini faiz dönemlerine ayırmakta ve her bir dönemde piyasa koşullarına uygun (bankaların fonlama maliyetini yansıtan) bir faiz oranı uygulamaktadırlar. Sendikasyon kredilerinin kullanımlarının yaygınlaşması ve önemlerinin artmasının arkasında yatan en önemli etkenler arasında esneklik ve dinamizm yer alır. Standart bir sendikasyon kredisinden bahsedilememektedir. Her bir kredi, ödünç alanın ihtiyaç ve IXözelliklerine göre detaylı olarak tasarlanabilmektedir. Diğer borçlanma enstrümanlarında bu kadar somut bir esneklik bulunmaması, bu finansman yöntemine mutlak bir avantaj sağlamaktadır. Ayrıca, kredi yapılarında ve işleyişlerinde her geçen gün yeni tekniklerin ortaya çıkması, farklı yöntemlerin uygulamaya konulması, yeni enstrümanların kredi yapılarında yer almaları, bu finansman yönteminin sahip olduğu dinamizmi göstermektedir. Sendikasyon kredilerinde, borçlanıcının fon ihtiyacının doğması ile başlayan, kredinin tasarlanması, pazarlanması ve kullandımından sonraki işlemleri kapsayan sürece, `sendikasyon süreci` adı verilmektedir. Sendikasyon sürecinin ilk aşaması yetki öncesi safhasıdır. Bu evre, borçlanıcının finansman ihtiyacının doğması ve piyasadaki kreditörlerin kredi düzenlemek için teklifte bulunmaları ile başlamaktadır. Bankaların borçlanıcıya kredi koşullarını bildirmesi ile devam eden süreç, borçlanıcının uygun gördüğü bankaya krediyi düzenlemesi için yetki vermesi ile sona ermektedir. Yetkilendirilen banka (veya bankalar grubu), `düzenleyici` (`düzenleyiciler`) olarak adlandırılmaktadır. Yetki sonrası safha olarak adlandırılan sürecin ikinci evresinde düzenleyici, borçlanıcı ile üzerinde anlaşmış oldukları koşullar çerçevesinde, piyasadaki diğer kreditörleri krediye katılmaya davet etmektedir. Bu safhada ayrıca sözleşme metni hazırlanmaktadır. Katılımcıların kesinleşmesi ve sözleşmenin imzalanması ile bu aşama sonlanmaktadır. Süreçte yer alan son safha, imza sonrası aşamasıdır. Bu aşama, kredinin kullandırımı ve buna ilişkin mekanik ve operasyonel işleri ihtiva etmektedir. Sendikasyon sürecinde kimi bankalar farklı roller üstlenmektedirler. Bunlar içinde en önemlilerinden birisi, `ajanlıktır. Kredinin, kullandırım aşamasında operasyonel faaliyetleri yürüten, sendika üyeleri ile borçlanıcı arasında köprü kuran sendika üyesi, `ajan` adını almaktadır. Genellikle düzenleyiciler, aynı zamanda ajan olarak görev yapmaktadırlar. Sendikasyon kredileri, her geçen gün hacim olarak büyüyen bir ikincil piyasaya sahiptir. Bu piyasa, önceleri bir bankalararası piyasa iken, son dönemlerde sigorta, leasing ve diğer kurumsal şirketlerin katılımı ile zenginleşmiştir. Yaşanan bu olumlu gelişmeler sonucunda kar amacı gütmeyen çeşitli örgütler kurulmuştur. Bu örgütler, kendi faaliyet sahaları içerisinde etkin, likit ve profesyonel bir borç alım-satım piyasanın oluşması için standartlar oluşturmakta ve piyasa ile ilgili verileri kamuoyuna yayınlamak suretiyle piyasanın şeffaf olmasını sağlamaktadırlar. Sendikasyon kredilerinin önemli bir bölümü ABD ve İngiltere başta olmak üzere, gelişmiş ülkelerin borçlanıcı ları lehine düzenlenmektedirler. Piyasada yer alan gelişmekte olan ülkeler arasında ise Türkiye, Meksika, Brezilya, Çin, Tayvan ve Güney Kore öne çıkmaktadır. X ABSTRACT A syndicated loan is a loan made by two or more creditors to a borrower. The creditors participating in a syndicated loan facility is called as `the syndicate`. The market these loans are made is called as `the syndicated lending marker. Till the middle of the 1990's, the institutions providing funds in the market were primarily commercial banks. Since then, investment banks, insurance companies and other institutional investors have emerged in the market, which is evolving from a commercial banking market to a true capital market. The borrowers are sovereigns, quasi-sovereign and supra-national institutions as well as corporates. The reason for a loan to be provided by more than one creditor is the credit risk of the facility is beyond one lender can manage. Thus, the loan is split among the creditors, which is one of the distinguishing features of the syndicated loans. A syndicated credit has a single common document (or a set of documents). Legally, a syndicated loan is a number of separate loans made by individual creditors to the same borrower, which are subject to the same terms and conditions. The obligations of each of the lending banks participating in the facility are several, which means obligations of the participating banks do not cover the commitments of the other participants should they be unable to advance funds. Most often syndicated loans are medium-term facilities, though shorter or longer terms are also seen in the market. Interest on syndicated loans accrues at a variable, or floating, rate. The lending banks fund their commitments by borrowing short-term funds. Thus, the cost of funding their obligations is variable. So lenders divide the final term of the loan into several terms and a new interest rate, which accords with the funding costs, is determined at the beginning of each one. The most crucial reasons for the syndicated loans to develop rapidly and gain popularity is their flexibility and dynamism. There is no such thing as a standard syndicated loan. Every loan can be tailor-made into any borrower's most subtle needs. The inflexibility of the alternative finance methods gives clear advantage to the syndicated loans. Innovation of new techniques for loan structures and mechanics, new instruments also prove the dynamism of the syndicated loans. The transaction cycle for a syndicated credit includes three stages. The initial stage is named as pre-mandate stage, in which borrower's need for funding is disclosed. Banks with XIthe intention to arrange the facility submit offers including principal terms and conditions to the borrower. The Borrower selects the most suitable offer and awards a mandate, giving the selected bank authority to arrange the transaction. From this point on, the mandated bank is called as the arranger. In the next stage, named as the post-mandate stage, arranger markets the facility to the other lenders. Preparation of the information memorandum and the loan agreement takes place in this stage as well. This stage ends with the signing of the loan documents. The final stage is known as the post-signing phase, which includes the loan mechanics and administration. In the syndication process, there are certain roles and duties that are undertaken by the participant banks. One of the most important of those is `agency`. The `Agent` is the bank that handles the administration of the facility after the facility has been signed and has become operational. The secondary market is rapidly growing since the early 1 990s'. Initially, the market was primarily an inter-bank market. With the entrance of a variety of funds, insurance and leasing companies, the market expanded dramatically. Growing interest and volumes in the secondary market are reflected in the establishment of voluntary market bodies, which aim to promote the market, establishing codes of conduct, promoting standard documentation, and increasing market transparency and hence liquidity. Syndicated loans are primarily provided to borrowers from the developed countries, particularly to the ones from the USA and UK. Among the developing countries that tap the syndicated loan market are Turkey, Mexico, Brazil, Taiwan, South Korea and China. XII
Collections