Melanositik nevusların klinik ve histopatolojik değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
64 SONUÇ VE ÖZET Halk arasında `ben` adıyla anılan nevuslar, derinin bir veya birkaç elemanını ilgilendiren sınırlı displazilerdir. Nevuslar grubu içinde yer alan melanositik nevuslann pek çok tipi bulunmaktadır.Konjenital özelliği olan melanositik nevuslar olduğu gibi.edinsel melanositik nevuslar da vardır. Lentigo ve efelidler de melanositik lezy onlardır. Bunların klinik görünümleri melanositik nevuslara benzemekle birlikte histopatolojik özellikleri nevuslardan farklılık gösterir. Bu çalışmamızda melanositik nevuslar.lentigo ve efelidlerin klinik ve histopatolojik özelliklerini gözden geçirdikten sonra melanositik nevuslann dağılımını ve gelişiminde etkili olabilen ailevi.yapısal, çevresel ve hormonal faktörleri polikliniğimize başvuran 125 hasta üzerinde değerlendirdik. Ayrıca hastalardan çıkardığımız nevuslan histopatolojik olarak tiplendirdik.65 Hastaların 65'i kadın (%52),60'ı erkek (% 48), ve yaş ortalaması 27.22±18.72 idi. Hastaların yaş, cins,meslek,deri fototipi,saç ve göz rengi, çillenme ve lentigoya sahip olup olmadıklan belirlendikten sonra, güneş banyosu yapıp yapmadıkları şiddetli güneş yanığı öyküsü,ailesel nevus öyküsü sorgulandı.Aynca 20-59 arasındaki kadm hastalarda oral kontraseptif kullanımı ve pariteye ait özellikleri araştırıldı. Çalışmamızda nevus sayısının 11-40 yaşlan arasında arttığı,21-30 yaşlan arasında pik yaptığı belirlendi.Nevus sayısı açık ortamda çalışanlarla, fototip I ve fototip II deriye sahip olan kişilerde daha fazla iken,saç ve göz rengi ile nevus sayısının yüksekliği arasında bir ilişki bulunamadı. Aynı şekilde güneş banyosu yapanlar ile yapmayanlar arasında da benzer bir ilişki saptanmadı. Şiddetli güneş yanığı geçirmekle ve çok sayıda nevus sahibi olmak arasında oldukça anlamlı bir ilişki saptandı. Grubumuzda yer alan hastalardan çillenme ve lentigosu bulunanlarda da nevus sayısı yüksek bulundu.Çok sayıda nevusu bulunan kişilerin ailelerinde çok sayıda nevusa sahip aile bireyleri bulunmaktaydı. Aynca konjenital melanositik nevusu olan hastalar ile olmayanlar arasında nevus sayısı açısından anlamlı bir fark bulunamadı. Eksize ettiğimiz nevuslann histopatolojik değerlendirilmesinde ise melanositik nevus tipleri yanısıra melanoma in situ ve malign melanoma da saptandı. Bu sonuçlar değerlendirildiğinde sık karşılaşılan ve pek önemsenmeyen lezyonlardan olan melanositik nevuslann gelişiminde etkili birçok faktör vardır.Bunlar arasında en belirgin olanlar fenotipik özellikler ve ailesel nevus anamnezinin bulunmasıdır.Melanositik nevuslann dünyada sıklığı giderek artan malign melanomanın prekürsörü olması günümüzde nevuslara olan ilginin artmasına yol açmıştır.Bu açıdan melanositik nevus olarak değerlendirdiğimiz nevus örnekleri arasında melanoma in situ ve malign melanomanın bulunması dikkat çekicidir.66 Bölgemizin güneşli bir iklime sahip ve bölge insanlarınında açık renkli tene sahip olması melanositik nevusların ve dolayısıyla malign melanoma gelişimi açısından risk faktörü olabilir.Bu nedenle bu tip çalışmaların daha geniş çaplı yapılması ve çevre halkının de bilinçlendirilmesi uygun olacaktır.
Collections