Helicobacter pylori infeksiyonunun tedavisi ve serum gastrin düzeylerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET: Günümüzde duodenal ülser 'DÜ' etyopatogenezinde asit-peptik aktivitenin yanısıra sorumlu olabilecek çeşitli etkenler, bunlar arasında da baza infeksiyöz ajanlar belirtilmektedir. Bu infeksiyöz ajanların başında ilk kez 1982 yılında kültürü yapılabilen Helicobacter pylori 'HP' gelmektedir. HP infeksiyon dünyanın çeşitli bölgelerinde ileri yaş ve alt sosyoekonomik düzeyde daha sık görülmektedir. Son yıllarda özellikle B tipi gastrit ve DÜ'e neden olduğu, ayrıca nonülser dispepsi ve mide kanserinin oluşmasında da rol oynadığı ileri sürülmektedir. Bakterinin DÜ hastalığı ve diğer üst sindirim sistemi hastalıklarıyla birlikteliği ve etyopatogeneze katkısı araştırılmaya devam edilmektedir. Çalışmamızda endoskopik olarak DÜ saptanan olgularda HP infeksiyonu, HP pozitif ve negatif olgularda açlık ve tokluk gastrin seviyeleri, HP infeksiyonu tedavisinde iki farklı tedavinin etkinliği, tedavi sonrası bakteriyal eradikasyonun gastrin seviyelerini ne şekilde etkilediği araştırılarak bakteri-DÜ ilişkisi incelenmek istendi. HP enfeksiyonu antral biyopsi örneklerinde hızlı üreaz ve Gram yöntemi ile boyayarak direkt bakı ile araştırıldı, her İM testinde pozitif olması durumunda enfeksiyonun var olduğu kabul edildi. Gastrin düzeyleri RİA (radyoimmun assay) ile ölçüldü. Tedavi öncesi HP(+) DÜ'li olguların açlık ve tokluk serum gastrin düzeyleri HP(-) DÜ'li olgulara göre yüksek olmakla birlikte aradaki fark istatiksel olarak anlamlı bulunmadı 47HP(+) DÜ'li 30 olgu rastlantısal olarak iki gruba ayrıldı. Birinci gruba Maritromisin 3x500mg/gün/10gün + omeprazol40mg/gün/28gün, ikinci gruba amoksisilin 4x500mg/gün/10gön + omeprazol 40mg/gün/28gün oral verildi. Antibiyoterapi bittikten iki ay sonra endoskopiler tekrarlanarak ülser iyileşmesi, bakteriyal eradikasyon ve açlık-tokluk gastrin seviyeleri aynı yöntemler kullanılarak araştırıldı. HP(+) DÜ'li hastalara tedavi sonrası yapılan kontrol endoskopisinde hiçbir olguda aktif DÜ saptanmadı. Antral biyopsi örneğinde hızlı üreaz ve Gram yöntemiyle boyayarak direkt bakı yönteminin her ikisininde negatif olmasıyla saptanan eradikasyon oram klaritromisin+omeprazol tedavisinde %67 (10/15), amoksisilin+omeprazol tedavisinde ise %73 (11/15) bulundu. Her iki tedavinin bakteriyal eradikasyon başarısı karşılaştrrıldığmda istatiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Tedavi sonrası HP(+) DÜ'li olguların açlık ve tokluk serum gastrin düzeylerinin her ikisinde de, tedavi öncesine göre istatiksel olarak anlamlı belirgin azalma saptandı. Sonuç olarak; tedavi sonrası HP(+) DÜ'li olguların açlık ve tokluk serum gastrin düzeylerinin her ikisinde de tedavi öncesine göre belirgin azalma saptanması, bakterinin duodenal ülser oluşumuna hipergastrinemiye yol açarak katkıda bulunduğu kanaatine varıldı. Bakterinin olası diğer etkilerinin de araştırılması gereklidir. 48
Collections