Brincil trimester abortus imminens olgularda CA 125, östradiol, progesteron AFP ve B-HCG`nin prognostik değeri ve chlamydia sıklığı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışmada Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.B.D'na01.11.1997-15.11.1998 tarihleri arasında başvuran 50 abortus imminens ve 62 kontrol grubu normal seyidi gebe ele alınarak serum CA 125, AFP, P-HCG, E2 ve progesteron düzeyleri açısından prognoz değerlendirilmeye çalışıldı. Tüm vaka serisinde USG ile fetal canlılık ve menstrüel yaşa uyumluluk saptandı. Çalışmaya 6-12 haftalık gebeliği olanlar dahil edildi ve tümü 20. gebelik haftasına kadar takip edildi. Abortus imminens grubundan 19 olgu spontan abortus ile sonuçlandı. Geriye kalan 31 olgunun ise gebeliği sağlıklı olarak devam etti. Çalışma sonucunda AFP ve (3-HCG'nin, spontan abortus gelişimi açısından prognostik olarak iyi parametreler olmadığı görüldü. Spontan abortus ile sonuçlanan abortus imminens olgularında maternal serum CA 125 düzeyi kontrol grubundaki gebelerden çok ileri derecede anlamlı olarak yüksekti (p = 0.000). Fakat `cut-off ` düzey olarak 65 U/ml alınırsa sensitivite ve pozitif prediktif değer düşük olarak karşımıza gelmektedir. Progesteron düzeylerinde ise spontan abortus ile sonuçlanan grubun değerleri, gebeliği devam eden ve normal seyirli gebelere göre çok ileri derecede anlamlı biçimde düşük düzeyde saptandı (p = 0.000). 10 ng/ml'nin altı patolojik değer olarak referans alınırsa bunun gebelik prognozu tahmininde spesi vitesi %100, pozitif prediktif değeri %100 olmasına karşın sensitivitesi %21 ve negatif prediktif değeri ise %67.3 oranında hesaplandı. Çalışılan prognostik parametreler içinde en güvenilir sonuçlar E2'nin maternal serum düzeyleriyle elde edildi. Normal seyirli gebelerde ortalama düzey 1245.12 i 673.85 pg/ml ile en yüksekken, abortus imminens olup gebeliği sağlıklı devam edenlerde 799.84 ± 575.25 pg/ml ve abortus imminens olup abortusla sonuçlanan gebelerde ise 325.53 ± 274.3 pg/ml ile en düşük düzeyde saptandı. Serum 57E2 konsantrasyonu, grupların hepsinde birbirinden çok ileri derecede anlamlı olarak farklı bulundu (p = 0.000). CA 125, AFP, progesteron ve E2 sonuçlarına göre yapılan stepwise lojistik regresyon analizinde sadece E2 düzeyi 400 pg/ml'nin altında olanlarda spontan abortus gelişme riski, bu değerin üzerinde olanlara göre 9.7 kat fazla bulundu (%95 GA; 2.43-38.6). Abortus imminens ayırıcı tanı ve prognozun belirlenmesinde CA 125, E2 ve progesteronun ultrasonografı ile birlikte kullanılmasıyla güvenilir sonuçlar elde edildiği, AFP ve P-HCG'nin ise bu konuda iyi bir parametre olmadığı sonucuna varıldı. Çalışmada değerlendirilen bir diğer konu olan servikal Chlamydia trachomatis enfeksiyonu sıklığı ise spontan abortusla sonuçlanan grupta abortus imminens olup gebeliği devam edenlere ve normal gebeliği olanlara göre anlamlı olarak daha sık saptandı (p = 0.01). Gebeliği devam edenlerle normal seyirli gebeler arasında ise benzer sonuçlar alındı. T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU 58 DOKfiMANTASYON MERKEZİ SUMMARY The study was carried out in Trakya University Medical Faculty Obstetrics and Gynecology Department between 01.11. 1997 and 15.11.1998 on 50 threatened abortion and 62 healthy pregnancies for analizing the prognosis of pregnancies according to maternal serum CA 125, estradiol, progesteron, AFP and P-HCG levels. All pregnancies evaluated with ultrasonography for gestational age and fetal well being. 6-12 weeks of pregnancies were included in the study and all followed until 20. th week. In the study group 19 patients aborted where as 31 patients continued beyond 20 weeks of pregnancy. p-HCG and AFP were not good parameters for showing the prognosis of threatened abortions. The maternal serum CA 125 levels were found statistically significantly higher in pregnancies ending in spontaneous abortion than the levels of healthy pregnancies (p = 0. 000). If 65 U/ml accepted as the cut-off level, the sensitivity and positive predictive value of the test were not satisfying, The progesterone levels of the spontaneous abortion group measured significantly lower than the values of threatened abortion and healthy pregnant groups (p = 0.000). By taking progesterone level 10 ng/ml as reference, specifity and positive predictive value reach %100, but sensitivity and negative predictive value were calculated %21 and %67.3, respectively. Estradiol was the most satisfying one in five of the parameters studied. Highest mean maternal serum estradiol level calculated in healthy pregnancy group with the value of 1245. 12 + 673.85 pg/ml. In threatened abortion group it was 799.84 + 575.25 pg/ml and 325.53 + 274.3 pg/ml in spontaneous abortion group as the lowest. All three mean values were found significantly different from each other. S9A stepwise logistic regression analysis was done including maternal levels of CA 125, AFP, progesterone and estradiol. Risk of spontaneous abortion was found 9.7 times greater in patients with a estradiol level below 400 pg/ml than that of having greater values (%95 GA; 2.43-38.6). It was concluded that, in threatened abortion CA 125, estradiol and progesterone combined with ultrasonography were good prognostic parameters, where as AFP and (3-HCG were not. Another subject, investigated in the study was cervical Chlamydia trachomatis infection. Chlamydia was found more common in patients who aborted than in threatened abortion and healthy pregnant patients (p = 0.01). The results of healthy pregnant patients and ongoing pregnancies were similar. 60
Collections