Suprakrikoid subtotal parsiyel larenjektomilerde paraglottik alan tutulumunun klinik ve histopatolojik olarak değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Larenks kanseri cerrahisinde amaç, cerrahi rezeksiyonu tam ve onkolojik prensiplere göre yapmakla birlikte, aerodigestif kavşağın konuşma, solunum ve yutma işlevlerinin tam olarak sürdürülmesini sağlamaktır. Tüm bu işlevlerin yeterli bir şekilde yapılabilmesini sağlamak amacıyla parsiyel larenjektomi teknikleri uygulanmaktadır. Bizim amacımız standart parsiyel larenjektomiler için bir engel teşkil eden paraglottik alan tutulumunu klinik ve histopatalojik olarak değerlendirmektir. Değerlendirmeye tamamı larenks kanseri (Epidermoid Karsinom) tanısı almış ve genişletilmiş bir parsiyel larenjektomi şekli olan suprakrikoid parsiyel larenjektomi ile tedavi edilen 13 olgu ve total larenjektomi ile tedavi edilen 43 olgu alınmıştır. Total larenjektomilerin de değerlendirmeye alınmasındaki amaç, paraglottik alan tutulum sıklığı ve primer tümör lokalizasyonu ve evresi ile olan ilişkisini araştırmaktır Çalışmada olguların ameliyat öncesi klinik T sınıflaması ve piyeslerin histopatolojik T sınıflaması yapılarak, paraglottik alan tutulum sıklığı ve T sınıflaması farklılıkları değerlendirildi. Çalışma sonucunda paraglottik alan tutulumunun hem total larenjektomi hem de parsiyel larenjektomi gruplarında yüksek oranda bulunduğu saptandı. Saf glottik görünümündeki tümörlerin de burayı sıklıkla invaze ettiği tespit edildi. Olguların değerlendirilmesindeki klinik T sınıflaması ile larenjektomi piyeslerinin histopatolojik T sınıflaması arasında farklılık olduğu ve bu farklılığın paraglottik alan invazyonu gösterenlerde göstermeyen gruba göre anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı. Bu farkın paraglottik alanın özel histopatolojik yapısından kaynaklandığı düşünüldü. 54Bizim sonuçlarımız, standart parsiyel larenjektomiler ile paraglottik alanın bir bütün olarak çıkarılmasının güçlüğü ve bunun sonucunda saptanan yüksek lokal rekürrens nedeni ile bu tip parsiyel tekniklerin kullanılması yerine, tüm paraglottik sahanın tiroid kartilaj ile birlikte çıkarılabilmesini sağlayan ve lokal rekürrens oranları düşük, fonksiyonel sonuçları çok başarılı ve hastayı kalıcı trakeotomiden kurtaran suprakrikoid parsiyel larenjektomi tekniklerinin uygulanmasının daha uygun olacağı kanısını destekler niteliktedir. 33 CLINICAL AND HISTOPATHOLOGICAL EVALUATION OF PARAGLOTTIC SPACE INVASION IN SUPRACRICOID SUBTOTAL PARTIAL LARYNGECTOMIES SUMMARY The aim of the coservation surgery of the larynx is to extirpate the cancer adequately with oncologic principles while preserving phonatory, respiratory and deglutition functions of the aerodigestive junction at the same time. There are many partial laryngectomy techniques used for conserving these functions. Our purpose is to evaluate paraglottic space (PGS) invasion clinically and histopathologically, which is a contraindication of a standart conservation surgery. We evaluate 13 patients treated by supracricoid partial laryngectomy (SCPL) and 43 patients treated by total laryngectomy with invasive squamous cell carcinoma. The aim of including total laryngectomy specimens to this study is to evaluate the incidence and relation of PGS invasion with primary site and stage of the cancer. Preoperative clinical T classification of all patients and histopathological T classification of the specimens were studied to evaluate the incidence of PGS invasions and the difference between these two classifications. As a result of this study, we found that incidence of PGS invasion was high in both total and partial laryngectomy groups. The tumour which seemed to appear a true vocal cord lession frequently infiltrated this area. Evaluating the results, there we found a difference between clinical and histopathological T classifications and this difference was significantlyhigh in the group that showed PGS invasion. We concidered that this was originated from the special histopathological feature of this space. It is not emanable to resect the PGS entirely with standart partial laryngectomies, and because of this, high local recurrence rates are obtained. Our results support that, instead of using such conventional techniques, supracricoid partial laryngectomy procedures which have lower local recurrence rates and result complete removal of PGS with thyroid cartilage can be used. Also this procedure saves the patient from a permenant tracheostomy with other successful functional results.
Collections