Edirne`de hipertansiyon prevalansı ve etyopatolojik risk faktörleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Hipertansiyon (HT) çağımızda dünyada oldukça yaygın ve çok yönlü bir toplum sağlığı problemidir. Hedef organ hastalıkları aracılığı ile hasta mortalite ve morbiditesi üzerinde oldukça önemli etkileri vardır. Teşhisinin kolay olması ve değiştirilebilir bir risk faktörü olması yönüyle, primer ve sekonder kardiyovasküler hastalıklardan korunma stratejileri içinde, hipertansiyonun önlenmesi ve tedavisi, önemli yer tutmaktadır. Bu araştırma, Edirne'de HT prevalansı, kişilerin hipertansif olduklarının farkındalıkları ve daha önceden tanı alanların kan basıncı kontrolleri ile aldıkları sağlık hizmetinin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Edirne şehir merkezi ve köylerinde yaşayan 18-65 yaş arası erişkinler arasından, kademeli örneklem yöntemi ile belirlenen 1936 kişiyle, yüz yüze görüşme tekniği yapılarak anket uygulanmış; ardından, kan basıncı, boy, vücut ağırlığı ve total kolesterol ölçümleri yapılmıştır. Araştırma sonucunda, örneklemin % 24,1 'inde (n=524) sistolik kan basıncı (SKB)>140 mmHg, diyastolik kan basıncı (DKB)>90 mmHg olarak ölçülmüş veya daha önce I İT tanısı konmuş olduğu bulunmuştur. Dünya sağlık örgütü 1999 sınıflamasında SKB` ye göre daha önce HT tanısı alan hastaların %33,3'ünün (n=83) KB kontrol altındayken 284 kişi (%64,4) evre I, 109 kişinin (%27,7) evre II, 48 kişi de (%10,9) evre III HT olduğu görülmüştür. Bulgularımıza göre SKB ve DKB değerleri genel populasyonda, yaş, cinsiyet, sosyoekonomik düzey, vücut kitle indeksi, kadınlarda ise en düşük fiziksel aktivite düzeyi ile anlamlı olarak değişmektedir. SKB ve DKB değerleri ile kent veya kırsal bölgelerde yaşama, eğitim yılı, sigara kullanma alışkanlığı ve düzenli spor yapma arasında direkt bir ilişki saptanmamıştır. 72Sonuç olarak ilimizde HT hastaların yaklaşık yarısına tanı konabilmektedir. Tam almamış hipertansiflerin periyodik muayenelerden oldukça yarar göreceği açıktır. Bireylerde HT'a karşı mücadelenin esas zeminini oluşturacak yer olarak genel kabul gören birinci basamak sağlık hizmetlerinin şehrimizde HT'a yönelik uygun hizmeti üretemediği anlaşılmaktadır. Sağlık sistemimiz içinde aile hekimlerinin varlığıyla daha kaliteli hizmet üretmesinin mümkün olacağını ve HT hastalığında bunun oldukça belirgin sonuçlar üreteceğini düşünmekteyiz Anahtar kelimeler:Hipertansiyon, prevalans. hayat tarzı, birinci basamak, farkındalık 73 PREVALANCE OF HYPERTENSION AND ACCOMPANYING ETHIOPATHOLOGIC RISK FACTORS IN EDİRNE CITY SUMMARY Hypertension (HT) is a widespread and complex social health problem of our age. With its target organ damages it has very important effects on morbidity and mortality of patients. HT whose diagnose is very easy, is one of the major changeable risk factors of coronary heart disease (CHD), which is the leading cause of mortality in the world. The aim of this cross-sectional, descriptive study was to determine the prevalence of HT. awareness of being a hypertensive patient and the quality of the health care services for HT patients in our area. A representative sample of adults aged 18-65, living in city centre and urban areas of Edirne city were collected with a gradated sampling method consisted of 1936 subjects. A questionnaire, examining CHD risk factors, was applied to all subjects followed by measurements of height, weight, blood pressure and total cholesterol levels. 24,1% of the subjects had systolic blood pressure (SBP) >140 mmHg or diastolic blood pressure (DBP) >90 mmHg or diagnosed as a HT patient earlier. According to WHO 1999 HT classification 83 (33,3%) of HT patients' blood pressure were regulated whereas 284 (64.4%) had stage I, 109 (27,7%) had stage II, 48 (10,9%) had stage III blood pressure levels. According to our findings SBP and DBP levels are highly correlated with age. sex. socio-economic status, body mass index, and in women subjects with the lowest physical 74activation levels. SBP and DBP levels had no direct relation with rural or urban settlement groups, education year, smoking, regular physical exercises. As a result, in our city only half of HT patients could be diagnosed. The undiagnosed patients clearly benefit from periodic blood pressure measurements. Primary health care services that are generally accepted as the correct place for the challenge against HT could not maintain proper care for HT patients. Our health care system could present of better quality services with the family physicians and it will have very evident results in HT. Key Words: Hypertension, prevalence, life style, primary health care, awareness 75
Collections