Pelvik organ prolapsusu olan kadınlarda vajen epitelinin innervasyon derecesi ve subepitelyal dokunun immünohistokimyasal analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı pelvik organ prolapsusu olan kadınlarda vajinal epitelin innervasyon derecesini belirlemek ve subepitelyal konnektif dokuyu immünohistokimyasal yöntem kullanarak incelemektir.Aralık 2005 ile Ağustos 2007 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümüne başvuran prolapsusu olan hastalar çalışma, olmayanlar ise kontrol grubunu oluşturacak şekilde iki grup olarak düzenlendi.Vajen ön duvarı Aa noktasına uyan alandan fasyayı kapsayacak şekilde alınan biyopsi materyalleri, Aktin ve Protein Gen Product 9.5 ile immünohistokimyasal yöntem kullanılarak boyandı ve fotomikroskop (Carl-Zeiss; seri no:000262) ve çözümleyici program (KS300) aracılığı ile beş büyük büyütme alanında kasa olan submukozal derinlik, sinir çap ve sayısı değerlendirildi.Hastalar prolapsus seviyesi Evre-0 ve 1 olan yani prolapsusu olmayan ve Evre > 2 olan yani prolapsusu olan hastalar olmak üzere iki gruba ayrıldı. İki grup yaş, Body Mass Indeks, parite, vajinal doğum, müdahaleli doğum (epizyotomi), sezaryan, menopozal durum ve süre, Pelvik Organ Prolapsus-Kuantifikasyon sistemindeki en distal noktaların dağılımı, Pelvik Organ Prolapsus-Kuantifikasyon noktalarının himene olan ortalama uzaklığı, histolojik paremetrelerin (kasa olan submukozal derinlik, sinir sayısı ve çapı) farkları ve demografik özellikler ile histolojik paremetreler arasındaki ilişki açısından incelendiler.İstatiksel analiz için Student-t testi, Ki-Kare testi, Pearson Korelasyon Analizi ve Kovaryans Analizi kullanıldı.Prolapsuslu hastalar, prolapsusu olmayanlara göre daha ileri yaşlarda olup, doğum sayıları daha fazla ve tamamında normal vajinal doğum, bununla birlikte çoğunluğunda da epizyotomi öyküsü mevcuttu. Prolapsus hastalarında Body Mass Index daha düşüktü. Prolapsuslu hastalar çoğunlukla postmenopozal dönemde idi ve bu süre prolapsusu olmayanlara göre daha uzundu. Prolapsus oluşumunun önlenmesi açısından Hormon Replasman Tedavisi kullanımı fayda sağlamadığı görüldü.Kontrol grubunu oluşturan hastaların Pelvik Organ Prolapsus-Quantifikasyon sistemindeki en distal noktaları, en fazla arka kompartmanda iken, çalışma grubunu oluşturan hastalarda ise en distal noktaların ön ve apikal kompartmanda olduğu saptandı.Histolojik inceleme paremetreleri (kasa olan submukozal derinlik, sinir sayısı ve çapı) açısından gruplar karşılaştırıldığında ise, prolapsus grubunda istatiksel olarak sinir çapı daha küçük, sinir sayısı daha az ve kas dokusuna olan submukozal derinlik de anlamlı olarak daha geniş idi.Demografik özellikler ile histolojik paremetreler arasındaki ilişki açısından karşılaştırıldığında, doğum sayısı ile sinir çap ve sayısı arasında negatif korelasyon olduğu, yaş arttıkça vajinal duvar kalınlığının, sinir çap ve sayısının azaldığı, postmenopozal süre uzadıkça da vajinal duvar sinir sayısının azaldığı tespit edildi. The aim of this study is to determine innervation degree of vaginal epithelium in women with pelvic organ prolapse and to investigate subepithelium connective tissue using immunohistochemistry method.Between December 2005 and August 2007, patients who applied to Trakya University, Faculty of Medicine, Departmant of Obstetrics and Gyneacology, were prepared with prolapse as study group, without prolapse as control group.The biopsy material taken from anterior vaginal wall Aa point area including fascia, was painted with Actin and Protein Gene Product 9.5 by using immunohistochemistrical method and submucosal depth into the muscle, the number and diameter of the nerves was evaulated by photomicroscop (Carl-Zeiss; serial number: 000262) and analytic programme (KS 300).Patients were divided into two groups as with prolapse, Stage > 2 and without prolapse, Stage 0 and 1. Two groups were investigated in view of age, Body Mass Index, parity, vaginal delivery, operative delivery (episiotomy), cesearean section, menopausel situation and period, distrubution of the most distant points in the Pelvic Organ Prolapse-Quantification system, average distance of the Pelvic Organ Prolapse-Quantification points to hymen, the differences of histological parameters (submucosal depth into the muscle, the number and diameter the of nerves), the relationship between the demographical features and histologycal parameters.Student-t test, Chi-square test, Pearson correlation test for analysis, Covarians analysis were used for statistical analysis.The patients with prolapse, with more parity, all breeded by vaginal delivery and most undergone episiotomy, were older than the ones without prolapse. Body Mass Index was lower in patients with prolapse. Most of the patients with prolapse were in postmenopausal period and this period was longer than the ones without prolapse. It was determined that Hormon Replacement Treatment was useless for preventing prolapse development.It was found that while the most distant points in the Pelvic Organ Prolapse-Quantification system of the patients in the control group were mostly in the posterior compartment, they were in the anterior and the apical compartments of patients in the study group.The groups were compared in view of hystological paremeters including submucosal depth into the muscle, the number and diameter of the nerves. The diameter of the nerves was lower, the number of them was fewer and submucosal depth into the muscle was larger in the prolapse group statistically.When the groups were compared according to their relationship between the demographical features and histologycal parameters, it was determined that there was negative correlation between parity and the number and diameter of the nerves. Moreover, it was found that vaginal wall thickness got thinner and the number and diameter of the nerves got smaller by aging. On the other hand, asmenopausal period got longer, the number of the nerves on vaginal wall decreased.
Collections