Olağanlık ve olağanüstü hâl mantığı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1990'lı yıllarda Türkiye'de devlet örgütlenmesi; `milli güvenlik` anlayışını merkeze alan bir yönetim zihniyeti ile oluşturulan ideolojik, kurumsal ve hukuki düzenlemelerle şekillenmiştir. Bu dönemde benimsenen güvenlik siyasetinin açık gerekçelerinden biri Kürt meselesinin bir iç tehdit problemi olarak ele alınmasıdır. Güvenlik politikası 'iç tehdit'i öne çıkaran biçimde yeniden düzenlenmiş ve olağanüstü araçlar devreye sokulmuştur. Devletin güvenlik kurumlarındaki yeniden yapılanma polis teşkilatının etkinliğini arttırmıştır. Bu çalışmada, polis teşkilatının `milli güvenlik` ve `terör` kavramları ile şekillenen olağanüstü hâl koşullarına uygun şekilde yeniden yapılanma süreci incelenmektedir. Bu sürecin öne çıkardığı birimlerden biri olan, devletin olağanüstü araçları arasında önemli yer edinen Polis Özel Harekat Timleri üzerinde durulmaktadır.Polis Özel Harekât Timleri polis teşkilatının `terörle mücadele` söylemine eklemlenerek etkinliğini arttırmasını sağlayan, militer polislik anlayışının taşıyıcısı bir birim olarak dikkat çekmiştir. Aynı zamanda insan hakları ihlalleri, hukuk ihlalleri, denetimsiz ve kontrolsüz biçimde güçlendikleri yönünde eleştirilerle birlikte anılmışlardır. Timlerin öncelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da başlayan ve Batı'ya taşınan uygulamalarına ilişkin sorunlar yasallık sınırlarının tartışılmasına neden olmuştur. Çalışmada bu sorunların kaynağı olarak olağanüstü hâl uygulamalarının yarattığı hukuki ve siyasi muğlaklıklar görülmektedir. Polis Özel Harekât Timleri özelinde devletin yasallık sınırları üzerine bir tartışma yürütülmesi amaçlanmaktadır. Bu tartışma için, birimde çalışan personelin yasalara uygun davranmadığı olaylar ve bu olaylar yargıya intikal ettiğinde sürecin nasıl ilerlediği izlenmeye çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: hukuk, siyaset, olağanüstü hâl, devlet bekası, polis özel harekât timleri, terörle mücadele, devletin yasal sınırları, Hans Kelsen, cezasızlık. State organisation in Turkey in 1990s, has been shaped by the ideological, institutional and legal arrangements which are constituted upon governmentality that places `national security` in centre. Main justification for the adopted security policy within this period was addressing Kurdish issue as an internal threat. Security policy has been reproduced on the grounds of 'internal threat' and extraordinary apparatus have been enabled. Efficiency of the police organisation has been improved by the reconstruction taking place on the state's security institutions. In this study, transformation of police organisation is analysed in accordance with the state of emergency, which is shaped by the concepts of `national security` and `terror`. Special Operation Teams (Özel Harekât Timleri) which became prominent within this period by playing leading role in the state of emergency is elaborated. Special Operation Teams have drawn attention as a military police unit which promoted police organisation to increase its efficiency by accompanying discourse of `counter terrorism`. They, at the same time, have been recalled with human right violations, infringments of law and critics on their unrestrained power. Controversial technics introduced in eastern and south-eastern parts of Turkey and transferred to the western region in the course of time has been elevated the discussion on legal limitations. In this study, legal and political ambiguities arised by exceptional measures is identified as the crux of the problem. Particularly focusing on the Special Operation Teams, it is aimed to conduct a field scanning on the legal limits of the state. Illegal acts of the officers and judicial process regarding these acts are tried to be monitored.Keywords: law, politics, state of emergency, sustainment of the state, special operation teams/department, anti- terrorism, legal limits of state, Hans Kelsen, impunity.
Collections