Konservatif ve cerrahi olarak tedavi edilen asetabulum kırıklarında fonksiyonel sonuçların karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmamıza, kliniğimizde 2000-2014 yılları arasında asetabulum kırığı sebebiyle başvurup konservatif ve cerrahi tedavi edilen 18 yaş üstü 61 hasta dahil edildi. Sorgulanan yıllar arasında konservatif tedavi edilen hasta sayısı (n=31) az olduğu için, dengeli grup oluşturmak amacıyla cerrahi gruba rastgele 30 hasta seçildi. Çalışmaya dahil edilen hastalar cerrahi ve konservatif tedavi bakımından 2 çalışma grubuna ayrıldı.Hastalarla ilgili tüm bilgiler epikrizlerinden, kliniğimize ait olan film arşivinden, 2013 yılında kullanılmaya başlayan iletişim sistemi (PACS)'den radyografiler taranarak ve son poliklinik kontrol muayenelerinden yararlanılarak elde edildi.Hastaların demografik verileri (yaş, cinsiyet, ek hastalık vb.), travma şekli, Judet ve Letournel sınıflamasına göre asetabulum kırığının tipi, travmaya bağlı ek kırık varlığı, travma sonrası ne zaman cerrahi operasyona alındığı, cerrahi operasyon süresi, verilen kan ve kan ürünleri, operasyon sonrası komplikasyonlar (nörolojik defisit, heterotopik ossifikasyon vb.) hasta epikrizlerinden bakılarak kayıt edildi. Hastaların eklem hareket açıklıkları, tam yük verme zamanı, hastanede kalış süreleri değerlendirildi. Eklem hareket açıklıkları karşı kalça eklemi baz alınarak derece cinsinden kayıp olarak kayıt edildi. Konservatif tedavi edilen hastaların epikrizlerinden, traksiyona ait bilgileri ve traksiyona bağlı komplikasyonları kayıt edildi.Hastaların klinik değerlendirmeleri Modifiye Merle D'Aubigne Skorlaması, SF-36 ve Harris Kalça Skorlarına göre yapıldı. Tedavi sonrası radyolojik sonuçlar Matta'nın Radyolojik Değerlendirme Kriterlerine göre, heterotopik ossifikasyon varlığı Broker Evrelemesi ile değerlendirildi.Her iki tedavi grubunda hastaların takip süresi en uzun 12 yıl en kısa 5 yıl olarak bulundu. Orta-uzun dönem sonuçları olarak her iki tedavi grubunda da Merle D'Aubigne skorlamasına göre iyi-mükemmel sonuç oranlarının yüksek olduğu bulundu. Matta'nın Radyolojik Evreleme skoruna göre cerrahi uygulanan grupta çok iyi skoru, konservatif tedavi grubuna göre daha yüksek bulunurken (p=0,023), kötü skorunun ise her iki grupta benzer olduğu bulundu. Fakat her iki tedavi grubunda Matta'nın radyolojik değerlendirme kriterlerini fonksiyonel değerlendirme kriteri olan Merle D'Aubigne ile korele ettiğimizde bir fark olmadığı bulundu. Her iki tedavi grubu arasında heterotopik ossifikasyon oranında anlamlı bir fark olmasa da cerrahi olan grupta konservatif gruba göre daha fazla geliştiği bulundu. Tam yük verme zamanı konservatif tedavi uygulanan grupta cerrahi tedavi uygulanan gruba göre daha uzun bulundu. Bu sonuç bize cerrahi uygulanan grupta erken dönemde işe dönüş ve fonksiyonel geri kazanım sağlamada cerrahi tedavinin konservatif tedaviye göre üstünlüğünü ortaya koymaktadır.Sonuç olarak orta-uzun dönem takiplerinde istatistiksel olarak hem fonksiyonel hemde radyolojik sonuçlarda her iki grup arasında anlamlı bir fark olmasa da konservatif tedavinin cerrahi tedaviye engel teşkil edebilecek bir durumda alternatif bir tedavi şekli olarak seçilebileceğini düşündürdü. The study included 61 patients over 18 years of age who were treated conservatively and surgically in our clinic due to acetabular fracture between 2000-2014. As the number of conservatively treated patients (n = 31) was small during the interrogated years, 30 patients were randomly assigned to the surgical group in order to form a balanced group. Patients included in the study were divided into 2 study groups for surgical and conservative treatment. All information about patients was taken from their epicrisis. Radiographs were taken from the archive of our clinic, the communication system (PACS) which was started to be used in 2013 was obtained by scanning the radiographs and using the last polyclinic control examinations.Demographic data of the patients (age, sex, disease, etc.), type of trauma, type of acetabular fracture according to Judet and Letournel classification, presence of additional fractures due to trauma, surgical operation after trauma, duration of surgery blood and blood products, postoperative complications (neurological deficits, heterotropic ossification, etc.) were recorded from patient epicrisis. The range of motion of the patients, full weight and discharge times were evaluated. Deficits of joint motion were recorded as loss based on thehip joint. Skeletal traction information and traction complications were taken from epicrisis of patients with conservative treatmentClinical evaluation of the patients was performed according to Modified Merle D Aubigne Criteria, SF-36 and Harris Hip Scores. After treatment, the radiological results were evaluated according to the criteria of Matta's radiological evaluation and the presence of heterotopic ossification was evaluated by the Broker Staging.The follow-up period of the patients in both treatment groups was found to be 12 years and 5 years, respectively. The mid-long-term results showed good-to-excellent results in both treatment groups according to the Merle D skorAubigne score. According to Matta's radiological staging score in the surgical group, the excellent score result was higher than the conservative treatment group (p = 0.023), whereas the poor result was similar in both groups. However, in both treatment groups, it was found that there was no difference when we correlated the radiological evaluation criteria of Matta with Merle D Aubigne, the functional evaluation criterion. Although there was no significant difference in heterotropic ossification between the two treatment groups, it was found that the surgical group developed more than the conservative group. Full weight time was longer in the conservative treatment group compared to the surgical treatment group. This result shows us the superiority of surgical treatment over conservative treatment in the surgical group, which provides early return to work and functional recovery.As a result, it was suggested that conservative treatment could be selected as an alternative treatment in a situation that could prevent surgical treatment, although there was no significant difference between the two groups in both functional and radiological results.
Collections