A comparative study of organizational culture and the glass ceiling syndrome among academics in Turkey and Finland
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İşgücünün değişen yapısı ile birlikte zamanla kadınlar da çalışma yaşamında yer almaya başlamışlardır. Buna rağmen iş yaşamında azınlık olarak adlandıran bir gruba mensup olan kadınlar birçok engelle karşı karşıya kalmaktadır. Bunlardan en önemlisi bireysel, örgütsel ve toplumsal sebeplerle kadınların sayıca alt kademelerde fazla olup üst kademelere gelememeleridir. İş yaşamında görünmez engeller olarak adlandırılan bu kavram literatürde `cam tavan etkisi` olarak yer almaktadır.Bu karşılaştırmalı çalışmanın amacı Türkiye ve Finlandiya'daki - Kuzey Avrupa ülkelerinden biri olan - akademik çevrede olası bir cam tavan etkisi olup olmadığını sebepleriyle ortaya koymaktır. Örgüt kültürü ve cam tavan etkisi arasındaki ilişkinin Türk ve Fin üniversitelerinde kadın akademisyenlerin kariyer gelişimlerini nasıl etkilediği çalışmanın temel sorusunu oluşturmaktadır. Ayrıca akademisyenlerin cam tavan algıları üzerinde demografik faktörlerin etkisinin olup olmadığı da incelenmiştir. Türkiye ve Finlandiya'daki üniversitelerin belirlenen fakültelerindeki kadın ve erkek akademisyenlerin cam tavan algılarını ölçmek için anket uygulanmıştır. Araştırmanın verileri Hofstede'nin Kültür Ölçeği (Emet – 2006 ve Sigler & Pearson – 2000) ve Karaca'nın Cam Tavan Ölçeği (2007) aracılığıyla toplanmıştır. Cam Tavan Ölçeği kadınların kariyer gelişimleri önündeki engelleri açıklayan yedi boyutu içermektedir. Hofstede'nin Kültür Yaklaşımı ise bu ülkelerde kadınların kariyer gelişimlerini etkileyen kültürel farklılıkları ortaya çıkarmak için örgüt kültürü adına bir model olarak kullanılmıştır. Türkiye ve Finlandiya'daki akademik çevrede cam tavan etkisi ve örgüt kültürü arasında beklenen ilişki ortaya çıkmamıştır ama değişkenlerin alt boyutları açısından her iki ülkede bazı ilişkiler saptanmıştır. Türkiye'deki akademik çevre cam tavan etkisi konusunda kararsız kalırken, Finlandiya'daki akademisyenlerin cam tavan etkisi olduğuna katıldıkları ortaya çıkmıştır. Her iki ülkede akademisyenlerin cam tavan algılarının demografik değişkenlere göre farklılık göstermediği sonucuna varılmıştır. Women have begun to take part in business life due to the changing structure of workforce. However, women who are members of minority groups have faced many obstacles in business life. The most important obstacle is that women are high in number in mid-levels but they cannot come up higher levels because of individual, organizational, and social reasons. This term referring to invisible barriers in business life is called as `glass ceiling syndrome` in literature.This comparative study aims at investigating potential glass ceiling effects with its causes in academia both in Turkey and Finland - one of the Nordic countries -. The research question is formulated as how the relationship between organizational culture and the glass ceiling syndrome affects women academics' career advancements at Turkish and Finnish universities. Besides, it is examined whether there is any effect of demographic factors on glass ceiling perceptions of academics. A questionnaire was conducted to measure women and men academics' glass ceiling perceptions in selected faculties of Turkish and Finnish universities. The data of the research was collected by Hofstede's Culture Questionnaire (Emet – 2006, and Sigler & Pearson – 2000) and Karaca's Glass Ceiling Scale (2007). The glass ceiling questionnaire involves seven dimensions representing barriers for women's career advancement. Hofstede's culture approach was used as a model for organizational culture in order to reveal cultural differences affecting women's career advancement in these countries. According to research findings, there is no relationship between the glass ceiling syndrome and organizational culture but there are some relationships with regard to sub-dimensions of variables that were determined in academia in both Turkey and Finland. While academics in Turkey are uncertain about the glass ceiling syndrome, Finnish academics agree with this syndrome. It is also concluded that there are no differences in glass ceiling perceptions of academics in terms of their demographic characteristics in both countries.
Collections