Çocuklarda palatal rugaların cinsiyet ve yaşın belirlenmesindeki etkisinin ekstraoral model tarayıcısı ile değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada palatal rugaların çocuk hastalardaki yaşa ve cinsiyete göre dağılımları tespit edilerek, hastalardan alınan üst çene ölçüleri üzerinden elde edilen dijital taramalarda rugaların sayı, pozisyon, uzunluk, şekil ve birleşim yönünün yaşa ve cinsiyete göre ayırıcı bir özellik olup olmadığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.5-9, 12 ve 13 yaşında, fiziksel veya mental engeli olmayan, yarık dudak veya damak gibi konjenital malformasyonu, ortognatik cerrahi veya ortodontik tedavi geçmişi, parmak emme alışkanlığı, damak bölgesinde kemik veya yumuşak doku çıkıntısı, aktif lezyon, deformite ve yara izi bulunmayan ve ölçü materyaline karşı alerjisi olmayan hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Belirlenen 6 adet yaş grubunda her iki cinsiyetten 15 adet olmak üzere eşit sayıda hasta seçilmiş ve toplam sayı 180 olarak belirlenmiştir. Yaş grupları oluşturulurken dentisyonun farklı aşamaları dikkate alınmıştır. Süt dişlenme dönemini 5-6, karışık dişlenme dönemini 7, 8, 9, daimî dişlenme dönemini ise 12 ve 13 yaş grubu temsil etmiştir. Hastaların palatal bölgesinin kopyasını elde etmek amacıyla üst çenelerinden silikon ölçü materyali ile alınan ölçü üzerinden alçı modeller oluşturulmuştur. Daha sonra bu modeller Sirona inEos x5 cihazıyla taranarak dijital modelleri elde edilmiştir. Bu dijital modeller üzerinde palatal rugaların sayı, pozisyon, uzunluk, şekil ve birleşim yönü ölçümleri 3D-DOCTOR programı aracılığıyla yapılmıştır. Her bir özelliğin yaş grupları ve cinsiyetler arasında karşılaştırmaları gerçekleştirilmiştir. Rugaların sayı, pozisyon, uzunluk, şekil ve birleşim yönü açısından kız ve erkekler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olup olmadığı Mann Whitney U testiyle incelenmiştir. Yaş grupları arasında aynı özellikler açısından istatistiksel olarak anlamlı değişim olup olmadığı ise Kruskal Wallis testi ile değerlendirilmiştir. Aksi belirtilmedikçe p<0,05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Ancak, olası tüm çoklu karşılaştırmalarda Tip I hatayı kontrol altına alabilmek için Bonferroni Düzeltmesi yapılmıştır.Palatal rugaların sayı açısından dağılımlarında yaş grubu sabit tutulduğunda kızlar ile erkekler arasında sağ, sol ve toplam ruga sayıları yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark görülmemiştir (p>0,025). Yaş grupları arasında da kızlar, erkekler ve tüm hastalar içerisinde sağ, sol ve toplam ruga sayıları yönünden de istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,0083). Her bir yaş grubu içerisinde kız ve erkek arasında ortalama ruga sayıları yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark görülmemiştir (p>0,0071). Palatal rugaların pozisyon, uzunluk ve şekilleri yaş gruplarından bağımsız olarak karşılaştırıldığında kız ve erkek arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0,05). Karşılaştırmalar yaş grupları arasında gerçekleştirildiğinde ise yalnızca D pozisyonlu rugaların yaş grupları arasında dağılımında anlamlı farklılık tespit edilmiş (p<0,05) ancak C ve E pozisyonunun yanı sıra uzunluk ve şekil açısından da palatal rugaların cinsiyetten bağımsız olarak yaş grupları arasında dağılımında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmemiştir (p>0,05). Açılı (çatallanmış) şekilli palatal rugaların birleşim yönü cinsiyetten bağımsız olarak yaş grupları arasında ve yaş gruplarından bağımsız olarak da kız ve erkek arasında değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmemiştir (p>0,05). Elde ettiğimiz bulgular toplumumuzdaki çocukların palatal rugalarına ait morfolojik özelliklerin belirlenmesi için yol göstericidir ancak çalışmada palatal rugaların sayı, pozisyon, uzunluk, şekil ve birleşim yönü açısından yaş ve cinsiyet için ayırıcı bir özellik olmadığı sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Adli diş hekimliği, palatal ruga, rugoskopi, yaş, cinsiyet. In this study, the distribution of palatal rugaes according to age and gender in pediatric patients was determined. In digital scans of patients, it is aimed to evaluate whether the number, position, length, shape and joint direction of rugaes are differentiated by age and gender.5-9, 12 and 13 years old, with no physical or mental disability, congenital malformations such as cleft lip or palate, history of orthognathic surgery or orthodontic treatment, finger sucking habit, bone or soft tissue protrusion in the palate, active lesion, deformity and scarring and patients without any allergies to the measurement material were included in the study. An equal number of boys and girls were selected in six age groups and the total number was 180. Different stages of dentition were taken into consideration in forming age groups.The 5-6 age group represented the period of deciduous dentition, 7, 8, 9 years of mixed dentition period, 12 and 13 age group permanent dentition period. Models were obtained from the upper jaws of the patients by using the silicone impression material. Later, these models were scanned by Sirona inEos x5 and digital models were obtained. The number, position, length, shape and joint direction measurements of the palatal rugaes on these digital models were made using the 3D-DOCTOR program. Comparison between age groups and genders was performed. The statistically significant difference between boys and girls in terms of number, position, length, shape and joint direction of the rugaes was investigated by the Mann Whitney U test. Kruskal Wallis test was used to determine whether there was a statistically significant change in age between the groups. The results for p <0.05 were considered statistically significant unless otherwise stated. However, in all possible multiple comparisons, the Bonferroni Correction was made in order to control the Type I error.There was no statistically significant difference between the numbers of the palatal rugaes in terms of number of right, left and total rugae between girls and boys (p>0.025). No statistically significant difference was found between the age groups in terms of number of right, left and total rugae in girls, boys and all patients (p>0.0083). There was no statistically significant difference between the mean number of boys and girls in each age group (p> 0.0071). When the position, length and shape of the palatal rugaes were compared, there was no statistically significant difference between boys and girls (p> 0.05). When the comparisons were made between the age groups, a significant difference was found in the distribution of the subjects in the D position between age groups (p<0.05). However, no statistically significant difference was found in the distribution of the palatal rituals in the C and E positions between the age groups regardless of gender(p>0.05). In addition, in terms of length and shape, no statistically significant difference was found in the distribution of the palatal rugaes between the age groups in terms of gender (p> 0.05). No statistically significant difference was found in the distribution of angular palatal rugaes between age groups, regardless of gender distribution (p> 0.05). And no statistically significant difference was found between the distribution of angular palatal junctions in terms of female and male age distribution (p> 0.05).Our findings provide guidance for the determination of morphological features of the palatal rugaes of children in our society. However, it was concluded that palatal rugaes are not a distinctive feature for age and gender in terms of number, position, length, shape and junction direction.Keywords: Forensic dentistry, palatal ruga, rugoscopy, age, gender.
Collections