Constructing morality for Turkey: The moral campaign of the 1980s as a novel technique of governing
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1980'ler Türkiye'sinin siyasi tarihi, askeri rejim döneminde muhtelif alanlarda yapılan mevzuat değişiklikleri ile devlet yapısının kurumsal olarak yeniden örgütlenmesi ve takip eden çok partili dönemin sivilleşme çabaları olarak yazılagelmiştir. Genel kabul görmüş bu bakış açısına karşın gerek askeri rejim gerekse sivil hükümetler ve sivil toplumun diğer yapılanmaları sadece yasal ve kurumsal değişikliklerle değil, ?hal ve gidişatın halli? yoluyla topluma her düzeyde nüfuz etmeyi amaçlamışlardır. Bu çerçevede gündelik hayata, ?normallik standartlarının? yeniden belirlenerek toplumsal ve siyasi alanın düzenlenmesi ve belli bir hayat biçiminin hegemonyasının tesisi amacıyla müdahale edilmiştir.?Ahlaki çöküntü? söylemi, 12 Eylül darbesi öncesi yaşanan toplumsal sorunların temel sebeplerinden biri olarak görülmüştü. Bu bağlamda, gündelik hayatın kurucu bir unsuru olarak ahlak veya ahlakilik vurgusu, normal ve anormal farklılığının yeniden kurgulanmasında özel bir önemi haizdi. Ahlak, toplumsal sistemin iyi işlemeyen yönlerini onaran, toplumun temel birleştirici kurumlarından biri olarak tahayyül edildi. Bu çerçevede, bu çalışma, 1980'ler Türkiye'sinin hegemonik bir projesi olarak başkalarının davranış ve değerlerini sorunsallaştıran ve gündelik hayat pratiklerini düzenlemeyi hedefleyen ahlak kampanyasını konu edinmektedir.Bu tez, Aydınlar Ocağı ile toplum ve tarih üzerine münhasır bir söylem olan Türk İslam Sentezi'ni ahlak kampanyasının düşünsel arka planı ve ahlakçı düşüncenin bir örneği olarak ele almaktadır. Çalışma, 1980'ler Türkiye'sinde toplum ve birey için öngörülen makbul, ahlaki normlara uygun hayat biçiminin tesisi amacıyla müdahale edilen üç ayrı alan olarak ise; ahlakın öğretimi, eşcinsellik politikaları ve müstehcenliğin sansürünü analiz etmektedir.Tez, 1980'ler Türkiye'sinin tarihini; gündelik hayatın ahlaki normlarını yeni baştan kurma çabalarının hikâyesi olarak tekrar yazmaktadır. Political history of Turkey of the 1980s usually narrates the institutional reorganization of state structure and legislative changes introduced by the military regime established after the September 12, 1980 coup d?état and demilitarization efforts of the following civilian governments. However, the military regime did not simply apply institutional changes; one of its aims was to infiltrate society at every level, through ?conduct of conduct.? Everyday life was targeted and governed by both the military regime, following civilian governments and non-state actors in the 1980s in order to restructure socio-political space and establish hegemony of a life style by setting new standards of normalcy.Morality, as a constitutive element of everyday life, had a peculiar place in efforts to reconstruct the distinction between the normal and the abnormal, since it was believed that decay of moral values was among the primary reasons of social collapse in the pre-coup period. This study, hence, analyzes the moral campaign of the 1980s, as a hegemonic project which problematized the conduct and values of others and attempted to dominate everyday practices.The dissertation studies the Intellectuals? Hearth and a peculiar reading of history and society, the Turkish Islamic Synthesis, as the intellectual background of the moral campaign and as an exemplary discourse of moralist thinking. It later focuses on three of everyday domains that were targeted in the 1980s to institute the proper life style for the society and the individual: education of morality, politics of non ? heterosexuality and censorship of obscenity.This study, then, rewrites the history of Turkey of the 1980s, as a story of efforts to develop new standards of moral norms in everyday life.
Collections