The role of the European Union accession process for the right to health in Turkey in the post-reform period
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
2003'ten bu yana devam etmekte olan Sağlıkta Dönüşüm Programı'na, ve bu kapsamda gerçekleştirilen reformlara dair resmi metinler ile devlet yayınları, uluslararası sağlık hakkı belgelerinde geçen temel kavram ve ilkeler ile dikkat çeken bir paralellik göstermektedir. Adaylık statüsü gereği AB ile yakın ilişkiler içinde olan Türkiye'nin, özellikle insan hakları ile ilgili olarak kuvvetli AB baskısına maruz kaldığı göz önüne alındığında, sağlık hakkı prensiplerine kağıt üzerinde de olsa gösterilen özenin arkasında da AB aranabilir. Oysa, katılım süreci belgeleri incelendiğinde görülmektedir ki, özellikle 2003'ten önceki dönemde, sağlıkla ilgili alanlarda kuvvetli bir insan hakları vurgusu yoktur. Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın başladığı 2003 yılından itibaren ise, sözü edilen belgelerin sağlık ile ilgili alanlarında sağlığa bir hak olarak yaklaşım çok daha hissedilir hale gelmeye başlamaktadır. Bu durum AB'nin aslında sağlık hakkına karşı bir umursamazlık içinde olmadığını, sağlık hakkını somut talepler haline getirmekten kaçınıyor olmasının ardında yerindenlik ilkesi ya da sosyal ve ekonomik hakların diğer insan haklarından farklı görülüyor olması gibi sebepler olabileceğini düşündürmektedir. Sebep her ne olursa olsun, katılım süreci belgeleri göz önüne alındığında, Türkiye'de son dönemde gerçekleşen sağlık reformlarında görülen sağlık hakkı hassasiyetinin ardında AB katılım sürecinin rolü var mı, sorusunun yanıtı olumsuzdur. Since the initiation of the Health Transformation Programme in 2003 a series of reforms in health and social security systems have been realized in Turkey. An examination of the official documents related to these reforms in light of the international right to health documents reveals that the former is coherent with the latter, at least ostensibly. Considering the influence of the EU accession process on Turkey as a candidate country, especially in issues concerning human rights, one may expect to see a push from the EU in the issue of health, as well. However, an examination of the EU?s demands in the accession documents concerning the health care system, reveals that EU does not have a strong human rights emphasis in health-related issues, especially before 2003. Interestingly, a right to health sensitivity in the accession documents begins to be observed after 2003, namely the initiation of the Health Transformation Programme. This shows that right to health is not something the EU ignores, but it hesitates to put concrete demands concerning it, be it because of the principle of subsidiarity, or the second class position the Union attributes to economic and social rights vis-a-vis civil and political rights. Whatever the reason is, the question whether the EU accession process has a role in the right to health sensitivity of recent health reforms in Turkey, can be answered negatively based on the accession documents.
Collections