Tanzimat ve metatarih: Namık Kemal`in tarih anlatılarının poetikası
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Namık Kemal (1840-88), modern Türk edebiyatının kurucu figürlerinden biri olmasının yanında, Türk modernleşmesinin de en önemli faillerindendir. Bu çalışmanın başlangıç argümanı, roman merkezli edebiyat tarihçiliğince ikincilleştirilen, ancak hepsi İntibah'tan önce yayımlanmış tarih anlatılarının, Namık Kemal'in düzyazı faaliyetleri arasında belirleyici bir rolü olduğudur.Bu tez, bu belirleyici rolün araştırılması için, Namık Kemal'in tarih anlatılarının uzun 19. yüzyılın değişen koşullarına göre tarihselleştirilmesini amaçlar ve bir düzyazı faaliyeti olarak başlangıçları 15. yüzyıla giden Osmanlı tarihyazımının, Türk edebiyatı söylemine dâhil bir araştırma alanı olarak değerlendirilmesini önerir. Bu önerinin kuramsal dayanakları Giambattista Vico ve ondan etkilenen Hayden White'ın, insan zihninin değişmecesel doğasını dikkate alan poetik tarih araştırmasına dayanır: ?metatarih?.Bu bağlmada tezin ?Tarihsel Anlatının Poetikası: Vico ve White? başlığını taşıyan birinci bölümünde, İtalyan filozof ve tarihçi Giambattista Vico'nun anıtsal çalışması Yeni Bilim'de geliştirdiği ?filolojik tarih kuramı?, Erich Auerbach ve Hayden White'ın değerlendirmeleri üzerinden tartışılıyor ve Hayden White'ın, Vico'dan ilham alarak Metatarih (1973)'te geliştirdiği poetik yöntemin ayrıntılı bir açıklaması yapılıyor.?Siyasalın Poetikası: Osmanlı Tarihyazımı? başlıklı ikinci bölüm ise, White'ın Vico'dan mülhem yönteminin evrenselliğini ortaya koyan bir uygulama içeriyor. Bu bölüm, Osmanlı tarihyazımının hem Osmanlı düzyazısallığı bağlamındaki başlangıç değerine dikkat çekiyor, hem de Türk edebiyatının modernleşmesini mümkün kılan 19. yüzyıldaki reform bilincinin, 16. yüzyılın ikinci yarısına uzanan tarihini, ele aldığı nitelikli ikincil kaynaklardan yola çıkarak ortaya koyduğu değişmecesel değişim örüntüsü ile değerlendiriyor.?Bir Kahramanın Metatarihi? başlıklı üçüncü bölümde, modern Türk edebiyatının başlangıç figürlerinden biri olan Namık Kemal'in biyografisi roman merkezli bir yaklaşımdan uzaklaştırılarak, yazdığı metinlerin çoğunluğunu oluşturan ?tarih anlatıları? odağa alınıyor. Bu bölüm, Namık Kemal'in biyografisini inşa etmek için kullandığı metinlerin ampirik vasıflarından yararlanmakla birlikte bu metinlerin kendilerinin de birer tarih anlatısı olduğu gerçeğinden yola çıkıyor ve kullandığı kaynakları metatarihsel bir düzlemde değerlendiriyor.?Umuda Tarih Yazmak? başlıklı son bölüm ise Namık Kemal bilgisini tarihselleştirmek için şu argümanla yola çıkıyor: Namık Kemal'in 1866-1876 yılları arasında yayımlanan tarih anlatılarında Osmanlı Devleti'nin geleceğine dair umut ilkesi korunuyor ve Avrupalı güçlerle sağlanan uzlaşının devletin geleceği için bir teminat olduğu kabul ediliyor. Bu bağlamda Namık Kemal'in Magosa'ya sürülmeden önce yayımlanan dört kitabı Devr-i İstilâ (1866), Barika-i Zafer (1872), Evrak-ı Perişan (1873) ve Vatan Yahut Silistre (1873) analiz edilerek, roman merkezli ?nesir? araştırmalarında dikkate alınmayan bu anlatıların, 19. yüzyıl Osmanlı tarihselliği bağlamında belirleyici bir önemde oldukları ortaya konuyor. In addition to being one of the most important agents of Turkish modernity, Namık Kemal (1840?88) is also among the founding figures of Turkish literature. Namık Kemal?s historical narratives, written before İntibah, have generally been accorded a lesser place by the novel-centric historians of Turkish literature. The current work, however, argues that the aforementioned texts actually had a determining effect on the author?s prose.In order to fully appreciate the formative role of these texts, this dissertation seeks to contextualize Namık Kemal?s historical narratives within the Ottoman Empire?s transformation during its own ?Long Nineteenth Century?. In addition, it suggests that Ottoman history writing, whose roots date back to the 15th century, should be considered as a new field of research within the discourse of Turkish literature. This suggestion utilizes the theoretical framework of ?metahistory?, which was laid down by Giambattista Vico and by Hayden White, whom Vico influenced.In this context, the first chapter, ?Poetics of Historical Narrative: Vico and White?, discusses the ?Philological History Theory?, developed by the Italian philosopher and historian Giambattista Vico in his monumental work New Science, through the assessments made by Erich Auerbach and Hayden White. It also offers a close analysis of Hayden White?s poetic methodology, which was inspired by Vico and was discussed in White?s Metahistory (1973).The second chapter, ?Poetics of Politics: Ottoman History Writing?, aims to show the universal applicability of certain parts of White?s Vico-inspired methodology. On the one hand, this chapter draws attention to the ?foundational value? of history writing in Ottoman prose. On the other hand, it also examines the 19th-century Ottoman reform mentality, along with its history, dating back to the second half of the 16th century, in the context of the theory of tropes, making use of reliable secondary sources.The third chapter, entitled ?The Metahistory of a Hero?, offers a biography of Namık Kemal that is separate from the usual novel-centric approach, focusing instead mainly on his ?historical narratives?. Though this chapter makes use of the empirical features of the texts in order to construct a biography of Namık Kemal, it operates from an understanding of the fact that these texts are themselves historical narratives and evaluates these sources on a metahistorical level.The final chapter, ?A Wishful Writing of History?, puts forward the following argument in historicizing our knowledge of Namık Kemal: the author?s historical narratives between 1866 and 1876 were written optimistically, ?hoping? for an auspicious future for the Ottoman state. In this context, four of Namık Kemal?s books, all of which had been published before Namık Kemal?s exile in Magosa ? Devr-i İstila (1866), Barika-i Zafer (1872), Evrak-ı Perişan (1873), and Vatan Yahut Silistre (1873) ? were analyzed. These narratives, which have not been taken into consideration in novel-centric studies of ?prose?, in fact play an important determining role in the context of 19th-century Ottoman prose.
Collections