Osmanlı-Türk edebiyatında ilginç bir çeviri örneği: İlhâmî`nin Gûy u Çevgân çevirisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Gûy u Çevgân veya diğer adıyla Hâlnâme 15. yüzyılda İran şairi Ârifî (1449) tarafından yazılmış olan bir mesnevidir. Bir derviş ile şehzade arasındaki aşkın ele alındığı bu eser alegorik bir tarzla gûy ve çevgân üzerinden anlatılmıştır. Hikâye sonunda ilâhî aşka dönüşmüştür. Bu eser ilk kez 16. yüzyılın başında Lâmiî Çelebi (1532) tarafından Osmanlıca'ya çevrilmiştir.Eser aynı yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan İlhâmî tarafından değişik bir üslupla yine Osmanlıca'ya çevrilmiştir. İlhâmî eserin tam çevirisini yapmış ve kendi yorumlarını da eklemiştir. Bu çalışmanın asıl konusunu da İlhâmî'nin çeviri yöntemi teşkil etmektedir. ?Genişletilmiş çeviri? olarak da bilinen dönemin ?edebi çeviri? anlayışına uymayan İlhâmî, Osmanlı çeviri geleneğinin dışına çıkmıştır.Bu çalışmada öncelikle Gûy u Çevgân oyunu ve tarihçesi, Ârifî ve Lamiî Çelebi'nin konu hakkında eserleri ve İlhâmî'nin hayatıyla ilgili bilgi verildikten sonra Osmanlı dönemindeki edebi çeviri anlayışı üzerinde durulmuştur. Daha sonra İlhâmî'nin yaptığı çevirinin bilimsel transkripsiyonu verilmiştir.Çalışmanın devamında ise Osmanlı/Türk Edebiyatının çeviri geleneği üzerinde durulmuş ve bu gelenekten hareketle İlhâmî'nin yaptığı Gûy u Çevgân mesnevisinin çevirisi edebî çeviri olarak değerlendirilmiştir. Son olarak ise eser Farsça çeviri açısından değerlendirilerek bu konudaki başarısı ve zaafları üzerinde durulmuştur. Sonuçta ise geleneğin dışında kalan bir çeviri yöntemine başvurmanın nedenleri hakkında fikir yürütülmüştür.Anahtar sözcükler: Gûy u Çevgân, Ârifî, İlhâmî, Çeveri Geleneği, Mesnevi. Gûy and Çevgân (The Ball and Polo Stick), also known as Hâlnâme, was written by Ârefî (1449) who is an Iranian poet. The love between the prince and the dervish is discussed in this book and it is described in an allegorical style through gûy and çevgân. At the end of the story has turned into divine love. At the beginning of sixteenth century this work for the first time translated by Lamiî Çelebi (1532) to the Ottoman language.İlhâmî who lived in the second half of the same century has translated the work into Ottoman language in a different style. İlhâmî introduced a full translation of the work. He added also his own comments. Examining İhâmî?s translation method constitutes the basis of this study. At that time
Collections