İstanbul`daki iki özel tıbbi laboratuvar çalışanlarının biyolojik risk etmenlerine karşı algı düzeylerinin belirlenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tıbbi laboratuvarlar biyolojik risk açısından oldukça tehlikeli alanlardır. Bu nedenle mutlaka alt yapıları bu maruziyeti azaltacak şekilde olmalıdır. Çalışanlara bulaşma riski olan bütün örnekler mutlaka bir biyogüvenlik kabini içinde çalışılmalıdır.Biyolojik risklerin ulusal ve uluslararası düzenlemelerle önlenmeleri zorunludur. Bu düzenlemelere göre biyolojik risklere maruz kalan ticaret ve meslek grupları iyi belirlenmeli ve enfekte olan çalışanlar belirlenmelidir. Enfeksiyonun basit mekanizması, ana konaktan zincire taşınması, konağın enfeksiyonu (çalışan) şeklindedir. Önlem için zincirde taşınmanın bir veya daha fazla yerden kırılması gereklidir.Çalışmamız 2017 yılı Mart-Mayıs ayları arasında İstanbul'da bulunan özel bir üniversite hastanesi laboratuvarı ile özel bir tıbbi laboratuvarda yapılmıştır. 38 soruluk bir anketin uygulandığı çalışmaya üniversite hastanesinden 35 kişi, özel laboratuvardna ise 22 kişi, toplamda 57 kişi katılmıştır. Genel olarak bakıldığında katılımcıların %38,6'sı erkek; %61,4'ü ise kadınlardan oluşmuştur. Çalışmamızda her iki kurumda da iş sağlığı ve güvenliği birimi olduğu görülmüş olup, personellerin bu birimlerden haberi olduğu; biyolojik tehlike ve risklere yönelik %82.5'inin eğitim aldığı görülmüştür. Çalışanların biyolojik riskler ve korunma yolları ile ilgili eğitimleri %66.7'sinin hizmet içi eğitimlerde; %29.8'inin ise mezuniyet öncesi okulundan aldıkları görülmüştür. Laboratuvar çalışanlarının sağlıklarını en fazla etkileyen faktörün %61.4 ile stresli çalışma olduğu saptanmıştır. Çalışanların %38.6'sının hastalık geçirdiği görülmüştür. Geçirilen hastalıklar sorgulanmış ve %59.1 ile İnfluenza ilk sırayı almıştır. İş kazalarına bakıldığında %24.6'sının bir iş kazası geçirdiği; bu kazaların %50'sinin kesici-delici madde yaralanması nedeniyle olduğu; %35.7'sinin enfektif madde dökülmesi ile olduğu görülmüştür. Laboratuvar çalışanlarının %80.7'sinin koruyucu amaçlı aşı yaptırdığı; bu aşıların dağılımına bakıldığında en fazla Hepatit B (%35.1) ve Tetanos (%31.6) olduğu gözlenmiştir. Laboratuvarlarda tüberküloz gibi tehlikeli etkenlerin çalışılabileceği alanların olduğu gözlemlenmiştir. Katılımcıların %22.8'inin laboratuvar içindeki depolama alanlarında yiyecek/içecek bulundurdukları ve %26.3'ünün de laboratuvar içinde yiyecek/içecek tükettiklerini belirtmişlerdir.Katılımcıların hastalıklardan korunmak için kullandıkları malzemeler ve kullanım sıklıkları sorulduğunda; ellerini yüksek oranda yıkadıkları (%100); %81.5'inin sıklıkla eldiven kullandığı; önlük kullanımın yüksek olduğu (%71.9);gözlük kullanımın neredeyse hiç olmadığı (%96.5) gözlemlenmiştir. Tıbbi laboratuvarlarda enfeksiyon hastalıklarından korunmak için mutlaka önlük, maske, eldiven ve gözlük gibi koruyucu maddeler kullanılmalıdır. Medical laboratories are very dangerous areas in terms of biological risk. For this reason, sub-structures must be such as to reduce this exposure. All samples that are at risk of contamination to workers must be worked in a biosafety cabinet. It is necessary to prevent biological risks with national and international regulations. According to these regulations, trade and occupational groups exposed to biological risks should be identified well and infected workers should be determined. The simple mechanism of infection is the transport chain from main place, infection of the place (worker). For prevention, it is necessary to break the chain in one or more places. Our work was carried out between March-May, 2017 in a private university hospital laboratory in Istanbul and a private medical laboratory. A questionnaire of 38 questions was applied to 35 people from the university hospital and 22 people in the private laboratory, 57 people in total. If you need to look at it in general, 38.6%of participants were male; 61.4%of them are women. In our work we have seen that there are occupational health and safety units in both institutions and the staff are aware of these units; 82.5%were trained about biological hazards and risks. 66.7%are trained in in service trainings; and 29.8%were trained in pre-graduate school about trainings related to biological risks and ways of protection of workers. It was found that 61.4%of the factors affecting the health of the laboratory workers were stressful work. 38.6%of the workers were ill. Illnesses were questioned and Influenza received the first order with 59.1%. Looking at work-related accidents, 24.6%had a work-related accident; 50%of these accidents were due to injuries to cut-piercing material; 35.7%of them were found to have infectious substance pouring. 80.7%of laboratory workers had a protective vaccine; it was observed that hepatitis B (35.1%) and tetanus (31.6%) were the most common in the distribution of these vaccines. In laboratories, it has been observed that there are areas where dangerous factors such as tuberculosis can be studied. They stated that 22.8%of the participants had food / beverages in the storage areas in the laboratory and 26.3%of them consumed food / beverages in the laboratory. When participants are asked about the materials and frequency of use they use to protect themselves from illnesses; it was observed that they wash their hands at a high rate (100%); 81.5%frequently used gloves, the use of apron was high (71.9%); there is almost no use of glasses (96.5%). Protective materials such as aprons, masks, gloves and glasses must be used in medical laboratories to protect against infectious diseases.
Collections