Evsel atıksu arıtma tesislerindeki kapalı alanlarda bulunan tehlikeli ve zararlı gazlara yönelik bir araştırma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dünyada ve ülkemizde nüfusun hızla artması buna bağlı olarak temiz su kaynaklarının azalmaya başlaması ve var olan kaynakların kirlenmesi çağımızın en büyük problemlerinin başında gelmektedir. Bu nedenle su kaynaklarının kirletilmesini önlemek ve su kaynaklarının korunmasını sağlamak için atıksuların arıtılarak alıcı ortama deşarj edilmesi gerekmektedir. Şehirlerde nüfusun artması, alıcı ortamlarında meydana gelen kirliliğin artık ötelenemez olması ve yasal zorunluluklardan dolayı atık suların arıtılması için arıtma tesislerinin kurulmuştur. Ülkemizde, evsel atık suların yaklaşık %85'i arıtma tesislerinde çeşitli işlemlerden geçirilerek alıcı ortamlara deşarj edilmektedir. Atıksu arıtma tesisleri çok sayıda ve türde tehlike ve riskleri barındıran işyerleridir. Bu tehlike ve risklerin başında ise, kapalı alanlarda yapılan çalışmalarda ortaya çıkan tehlikeli ve zararlı gazlar gelmektedir. Son yıllarda ülkemizde meydana gelmiş olan atık su arıtma tesislerinde ki ölümlü iş kazaları incelendiğinde, büyük bir kısmının kapalı alanlarda yapılan çalışmalar esnasında yaşanan zehirlenmelerden kaynaklı olduğu görülmektedir. Bu çalışmada İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından işletilen İstanbul Avrupa Yakasında yer alan iki adet ileri biyolojik arıtma tesisinde bulunan kapalı alanlarda periyodik olarak gaz ölçüm çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Kapalı alanlarda yapılan ölçüm sonuçlarında hidrojen sülfür ve metan gazlarının varlığı tespit edilmiştir. Arıtma tesislerinde bulunan kapalı alanlara girmeden önce mutlaka gaz ölçümünün yapılması gerektiği, gerekli izin ve güvenlik tedbirlerinin alınmasından sonra kapalı alanlarda çalışmaya başlanılması gerektiği saptanmıştır. Atık su arıtma tesislerinde bulunan kapalı alanlarda yapılacak çalışmalarda kazaların meydana gelmemesi için önleyici ve sınırlayıcı tedbirler belirtilmiştir. Kapalı alan çalışmalarında gerekli önlemler alınmış olsa bile yaşanması muhtemel kaza senaryolarına göre acil durum planlamaları da yapılmalıdır. Acil durum senaryolarına göre tatbikat ve eğitimler verilerek çalışanlar bilinçlendirilmelidir. Because of the fact that the substantial growth in the population of the world and our country, the scarcity of clean water resources and the contamination of the existing resources are among the biggest problems of our age. For this reason, to prevent pollution and ensure the protection of water resources, wastewater must be treated and discharged to the receiving environment. The increase in the population in cities has led to the establishment of treatment plants for the treatment of wastewater due to the legal obligations and the pollution in receiving environments can no longer be postponed. In our country, approximately 85% of domestic wastewater is discharged into receiving environment through various processes in treatment plants. Wastewater treatment plants are working sites that contain many different type of hazard and risks at various numbers. One of these hazard and risks is the dangerous and hazardous gases that emerge during the work done in closed areas. In the recent years, if we look at the fatal accidents at the wastewater treatment plants in our country, it is observed that most of these deaths are caused by the poisonings during the work done in closed areas. Gas measurements were carried out periodically in the closed areas of two pretreatment plants and two advanced biological treatment plants which are located in the European side of Istanbul. According to measurement results, the presence of hydrogen sulfide and methane gases were determined in closed areas. It has been concluded that gas measurements should be made before entering the closed areas in the treatment plants and it should be started to work in closed areas after the necessary permissions and security measures are required. Preventive and limiting measures have been indicated in the works to be carried out in the closed areas in the wastewater treatment plants. Emergency planning should also be carried out according to accident scenarios likely to occur even if the necessary measures have been taken in closed area works. By providing exercises and trainings, employees should be informed according to these emergency scenarios.
Collections