Annelerin emzirme öz yeterlilik düzeyinin bebeği emzirme devamlılığına etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma annelerin emzirme öz yeterlilik düzeyinin bebeklerini emzirme süresi üzerinde oluşturduğu etkiyi belirlemek amacıyla, tanımlayıcı olarak çalışılmıştır.Çalışma Eylül 2019 - Aralık 2019 tarihlerinde İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde doğum yapmış olan, taburculukları onaylanmış, bebeklerini emziren, araştırmaya katılmak için onamı olan, primipar, 37-42 gestasyonel hafta arasında ve doğum haftasına göre uygun kiloda olan, postnatal taburculuk sonrası anne yanına verilmiş olan sağlıklı 158 bebeğin annelerine uygulanmıştır.Hastanede 01.01.2018-31.12.2018 tarihleri arasında doğum yapan 1158 anne bulunmaktadır. Çalışmaya alınma kriterleri de hesaplanarak bu sayı 825' e düşmüştür. Örneklem büyüklüğünü belirlenmesinde G-Power analizi kullanılmıştır. Sayısal veri olarak 0.5 etki alanı, 0.05 hata payı ve 0.85 güç ile hesaplama yapılmıştır. Hesaplamada t testi, istatistik testlerinden ise Means: Difference between two dependent means testinde yararlanılarak ve hipotezin yönü de çift olarak belirlenerek 146 kişi örneklem büyüklüğüne ulaşılmıştır. Çalışmada veri kayıpları göz önüne alınarak 158 kişi ile görüşme yapılmıştır.Çalışmada emzirme öz yeterlilik ölçeği -kısa formu (EÖYÖ), araştırmacı tarafından literatür taranarak oluşturulan ve 3 kısımdan oluşan Bilgi formu ve emzirme durumunu değerlendirme formu kullanılarak veriler toplanmıştır.Araştırma sonucunda verilerin analiz yöntemi olarak kullanılan program SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 25.0 dir. Verileri değerlendirmede tanımlayıcı istatistiksel metotlar (yüzde, oryalama, ortalama, standart sapma, medyan) kullanılmıştır. Likert tipi ölçek kullanılan anketlerde, verinin dağılımı Kolmogorov- Smirnov ve Shaphiro Willk testleri ile test edilmiş ve verinin normal dağılıma sahip olmadığı test edilmiştir. Verilerin normal dağılıma sahip olmaması nedeniyle non parametrik yöntemler kullanılmıştır. İki gruptaki farkı elde etmek için Mann Whitney U testi ile niceliksel veriler karşılaştırılmıştır. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında üç veya üçten fazla grup arasındaki fark Kruskall Wallis H testi ile elde edilmiştir. İki bağımsız kategorik değişken arasındaki ilişkinin ölçülmesi için (Chi-Square) ki kare, iki bağımsız scale değişken arasındaki ilişkinin incelenebilmesi için yapılan analiz ise Spearman korelasyondur.Çalışmaya dahil edilen annelerin uygulanan emzirme öz yeterlilik ölçeği formundan aldıkları puanlarının tanımlayıcı istatistikleri incelendiğinde katılımcıların minimum 40, maksimum 70, ortalama 59.07∓3.98 aldıkları tespit edilmiştir. Anneye ait özelliklerin emzirme öz yeterlilik puanları incelendiğinde EÖYÖ puanları ve yaş arasında pozitif yönlü (r=0.298; p<0.05) ve anlamlı ilişki olduğu istatistiksel olarak saptanmıştır. Araştırmaya katılan annelerin eğitim durumları karşılaştırıldığında emzirme öz yeterlilik ölçeğinden alınan puanların sıra ortalamalarında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuştur(p<0.05). Analiz sonucuna göre araştırmaya katılan annelerin emzirme öz yeterlilik ölçeğinden aldıkları puanların sıra ortalamaları bebeklerini ile şu anda ne ile besledikleri arasında anlamlı olarak istatistiksel bir farklılık olduğu (p<0.05) saptanmıştır. Buna göre bebeklerini şu anda sadece emzirerek besleyen annelerin EÖYÖ' den aldıkları puanların sıra ortalaması, şu anda anne sütü, mama ve ek gıda ile besleyen annelerden daha fazla olduğu saptanmıştır. Çalışma bulgularına göre annelerin emzirme öz yeterliliğinin, doğumdan iki ay sonrasında da bebeğini sadece anne sütü ile beslenmesi ile ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır.Annelere emzirme eğitimi veren hemşirelerin emzirme öz yeterlilik algısının önemi ve emzirme öz yeterlilik algısını etkileyebilecek faktörler konusunda hizmet içi eğitimlerle bilgilendirilmesi, hemşirelerin annelere yaptıkları eğitimin içeriğine bu konuyu da eklemeleri önerilebilir. This study was conducted as a descriptive study to determine the effect of breastfeeding self-sufficiency of mothers on breastfeeding time. Study izmir katip çelebi university atatürk education and research hospital, who have given birth, their discharges approved, breastfeed their babies, have approved to participate in the research, primipar, between 37-42 gestational weeks and according to the week of birth applied to the mothers of 158 healthy babies of the appropriate weight, who were given to the mother after postnatal discharge, between september 2019 and december 2019. There are 1158 mothers who gave birth between 01.01.2018-31.12.2018. The number was reduced to 825 by calculating the criteria for inclusion in the study. G-power analysis was used to determine sample size. Numerical data was calculated with 0.5 domain, 0.05 margin of error and 0.85 power.In the calculation, the sample size was reached by using t test and statistical tests by using means: difference between two dependent means test and the direction of the hypothesis was determined in pairs. In the study, 158 persons were interviwed considering the data losses.In this study, the data collection tool used the breastfeeding self-sufficiency-short form, the information form created by the researcher by scanning the literatüre and the form of evaluation of the breastfeeding status consisting of 3 parts. Data from the study were analyzed using SPSS (Statistical Package for Socian Sciences) for Windows 25.0. Descriptive statistical methods (number, percentage, mean, standard deviation, median) were used when evaluating the data. In surveys using likert-type scale, the distribution of data was tested by kolmogorov-smirnov and shaphiro willk tests and the data was tested to have normal distribution. For this reason, non-parametric methods were used because there were data that did not have normal distribution. The difference between the two groups was obtained by mann whitney u test when comparing quantitative data. The difference between three or more groups was obtained by kruskall wallis h test in comparing quantitative data. Chi-square was used to measure the relationship between two independent categorical variables and spearman correlation analysis was performed to examine the relationship between two independent scale variables.When the descriptive statistics of the breast-feeding self-sufficiency scale, the participants were examined in the study, it was determined that the participants received a minimum of 40, a maximum of 70, and an average of 59.07 and 3.98. When the breastfeeding self-sufficiency scores of maternal characteristics were examined, it was determined that the scores of the age and breastfeeding proficiency scale were statistically significant and positive (r=0.298; p<0.05). Compared to the educational status of the mothers involved in the study, it was found that there was a statistically significant difference between the meanness of the scores obtained from the breastfeeding self-sufficiency scale (p<0.05). As a result of the analysis, it was determined that there was a statistically significant difference between the averages of the scores from the breastfeeding proficiency scale based on what the mothers who participated in the study are currently feeding their babies (p<0.05). According to this, it was found that the mean scores of the mothers who currently feed their babies by breastfeeding self-efficacy scale are higher than the mothers feeding with breast milk, formula and supplementary food. According to the findings of the study, breastfeeding self-efficacy of mothers is related to breastfeeding within two months of birth.It is recommended that nurses providing nursing training to mothers be informed about the importance of the perception of breastfeeding self-efficacy and the factors that may affect the perception of breastfeeding self-efficacy through in-service trainings, and that nurses should add this issue to the content of their training.
Collections