Manufacturing and its transformation within the global context: The case of USA

Abstract

Bu tez, imalat sanayinin küresel kapsamda ve tarihi süreçteki dönüşümünü Amerikan imalat sanayisi üzerine odaklanarak incelemektedir. Bununla birlikte insanlığın süregelen gelişiminde üretimin oynadığı rol üzerine de vurgu yapmaktadır. Aynı zamanda bu çalışma imalat sanayine, bilime ve teknolojiye yönelik kamu politikaları üzerine de bir bakış açısı vermeyi hedeflemektedir. Tez, konuyu üç farklı açıdan ele alıyor. İlk olarak, birinci sanayi devriminden bu yana imalat sanayinin geçirdiği çeşitli dönüşümleri anlatıyor. Bu kapsamda üretim tekniklerini, üretim sistemlerini, fabrika kurulumlarını ve işletme yöntemlerini değiştiren bu dönüşümler, bilim ve teknolojideki ilerlemelere bağlı olarak ortaya çıkan inovasyonlara dayalı kırılmaların sonucudur. Özellikle, inovasyon yoğunluğunun diğer zamanlara göre nispeten yüksek olduğu 1870-1970 döneminde üretkenlikte gözle görülen istikrarlı artış inovasyon ve üretkenlik arasındaki pozitif ilişkiyi desteklemektedir. Bu bağlamda, inovasyondan kaynaklanan katma değerli üretimin, büyüme, refah ve istihdam yaratılmasında kilit faktör olarak kaldığını söylemek de mümkündür. İkinci perspektifte tez ABD'deki sanayisizleşme ve yeniden sanayileşme eğilimleri kavramlarına odaklanmaktadır. Sanayisizleşme kavramı, 1980' lerden günümüze kadar olan süreçte, neo-liberal politikaların da etkisiyle birçok imalat sanayi tesisinin kapatılarak üretimin ülke dışına, özellikle Uzak Doğuya konuşlandırma eğiliminin hızlandığı bir zamanda ortaya konulmuştur. Ancak bilhassa son on yıllık süre zarfında ABD politikalarının bir kısım sanayi üretimini yeniden ülkeye geri getirmek üzerine değişmekte olduğu ve yeniden sanayileşme kavramına odaklanıldığı gözlenmektedir. Aynı zamanda bu eğilim, yetenekli insan sermayesi, üniversiteler, AR-Ge tesisleri ve fabrikaların coğrafi yakınlık ve iş birliği içerisinde bulunduğu zaman inovasyonun mümkün olabileceği argümanıyla da tutarlıdır. Üçüncü ve son bakış açısına göre ise bu tez, üretimin daha katma değerli üretime doğru ilerleyen dönüşümüne rağmen, çelik ve alüminyum gibi temel malzeme üretiminin günümüzde Amerikan imalat endüstrisinde hala hayati bir rol oynadığını öne sürmektedir. Zamana bağlı veriler ve Amerikan otomotiv endüstrisinden gelen bilgiler bu argümanı desteklemektedir. Bu bağlamda örnek vaka olarak incelenen otomotiv sektörü, çelik, alüminyum gibi geleneksel endüstrilerle elektronik ve bilişim sektörü gibi daha modern sanayi kolları arasında bir bağ kuran, geniş çeşitliliğe sahip bir konumdadır.

This thesis analyzes the transformation of manufacturing within a global scope and elaborates on the case through the American manufacturing industry by accentuating the impacts of manufacturing on the permanent progress of the human kind. Within that regard, the dissertation also aims to provide a perspective on the public policy of manufacturing, science and technology. The thesis examines the issue from three different related aspects. First, it describes the various transformations of the manufacturing industry since the first industrial revolution. These transformations, which converted production techniques, manufacturing systems, factory set up and business management, are the outcomes of many breakthrough innovations, which emerged due to advances in science and technology. This continuous process brought a steady increase in productivity, which may be prominently observed during the period 1870-1970 when the intensity of breakthrough innovations was relatively higher than at other times. That said, it is important to note that value added manufacturing, which arises from innovation, remains the key factor in the creation of growth, welfare and employment. The second perspective focuses on the concept of de-industrialization and re- industrialization trends in the United States. The de-industrialization concept has been laid out from 1980 until 2018 within the time frame of 1980 onward, when neo liberal policies speeded the trend of relocating many manufacturing establishments overseas. During the last ten years or so the United States Administration's policies have been changing to bring some of the manufacturing establishments back. This trend is consistent with the argument that innovation is possible when skilled human resources; universities, R&D facilities and factories are located in close proximity. As the third and final perspective, this thesis argues that despite the progressive transformation of manufacturing towards more value-added production, basic material production such as steel and aluminum still have a vital role in the American manufacturing industry today. Time based data and information from the American automotive industry supports this argument. This is important because the automotive industry is a large industrial segment that establishes a linkage between the old or mature industries such as the steel, aluminum and the new or modern industries such as ICT and electronics.