Nureddin Zengi`nin haçlılarla mücadelesi ve siyasi birlik çabası (1146-1174)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1118 yılında dünyaya gelen Nûreddin Mahmûd Zengî, İslâm dünyasının göbeğinde kurularak hâkimiyet alanlarını genişleten Haçlılara karşı sistemli bir cihad faaliyeti başlatarak ortaya koyduğu esaslı mücadelesi ve 1144 yılında Urfa'yı fethiyle Haçlı surlarında gedik açan Musul Atabeyi İmâdeddin Zengî'nin oğludur. O, 1146 yılında babasının öldürülmesinin akabinde atabeylik topraklarının Haleb ve çevresinde hâkimiyet kurmuştur. Haçlıların Urfa'yı yeniden ele geçirmeye yönelik hareketini engelleyip tarih sahnesindeki ilk sınavını başarıyla geçen Nûreddin Mahmûd, Antakya Prinkepsliği topraklarındaki fetihlerle başlayan cihad faaliyetlerini vefatına kadar(1174) aralıksız bir şekilde sürdürmüş ve Haçlıların baş düşmanı konumuna gelirken, Müslümanların en büyük savunucusu olmuştur. Tarihten ibret ve kuvvet alan Nûreddin Mahmûd, siyasi yaşamına geçmişten çıkardığı dersler ile yön vermiş ve Müslümanların birlik ve beraberlikten yoksunluğundan güç devşiren Haçlılara karşı sürdürülecek cihad faaliyetlerinde başarıya ulaşılabilmesi için siyasi ve fikri birliğin sağlanmasının zaruri olduğunu anlamıştır. O, Müslümanlar arasındaki birliği teşkil etmek için planlı ve programlı bir siyaset izlemiştir. Kutsal belde Kudüs'ü işgalden kurtarmak ve Haçlıları İslam topraklarından kovmak için ilk hedefi Suriye'de birliği sağlamaktı ki bir dizi kararlı mücadelenin ardından Dımaşk Atabeyliği'nin siyasi varlığına son vermek ve ufak kale yönetimlerini hâkimiyeti altına almak suretiyle bu hedefini gerçekleştirmiştir. Dımaşk'ı askeri bir üs olarak kullanan Nûreddin Mahmûd, İslâm dünyasında siyasi ve fikri ayrılık meydana getiren Fâtımî Halifeliği'ne Esedüddin Şirkûh ve Selâhaddin Eyyûbî vasıtasıyla son vererek Suriye ile Mısır'ı birleştirmiş, etkili bir İslam cephesi oluşturmuştur. Bununla birlikte Musul Atabeyliği'ni kendisine tâbi kılmış, babasının Artukluların memleketlerini ele geçirme siyasetini terk ederek, onlarla işbirliği içinde bulunmak suretiyle Haçlılara karşı cihad faaliyetlerinde faydalanmış, hâkimiyetini Kuzey Afrika ve Anadolu'da hissettirmiştir.Nûreddin Mahmûd, Müslümanları tek çatı altında bir araya getirme siyasetinin bir parçası olarak, siyasi birliğin dayanıklı bir zeminde gelişmesini mümkün kılacak olan fikri birliğin inşası için, başta Haleb, Dımaşk ve Mısır olmak üzere hâkim olduğu şehirlerde inşa ettirdiği ilmi müesseseler yoluyla Sünnî İslam'ı ihya edip hâkim kılmaya çalışmış, ulema ve şairler aracılığıyla da nihai hedef Kudüs üzerinden cihad propagandası yaptırmıştır. Nûreddin Mahmûd, yalnızca Haçlılara karşı cihad faaliyetleri, siyasi ve fikri birlik çabası ile değil, hizmet faaliyetleri ve sahip olduğu devlet adamlığı vasıfları ile de Müslümanların sonsuza dek iftiharla anacakları tarihi bir şahsiyet olmuştur. Nûr al-Din Mahmud Zangi who born in 1118, started a systematic jihad against crusaders who expands their dominance within the very center of the Islamic world with his formidable strive and he is the son of İmad al-Din Zangi, Atabeg of Mosul who opened a breach at Crusader ramparts by conquering Edessa in year 1144 then he achieved dominance at lands of the Atabegate, Aleppo and surrounding area after assassination of his father in year 1146. Nûr al-Din Mahmud succeeded at his first trial throughout the stage of history by preventing Crusaders to reconquer Edessa, his jihad started with conquests at the lands of Principality of Antioch and he unremittingly continues his jihad until he passes away in year 1174. While he became the archenemy of Crusaders, he had been the greatest defender of Muslims. Nûr al-Din Mahmud learnt and took power from history to direct his political life, then understood that it is imperative to form a political and intellectual union that shall be formed in order to succeed against Crusaders who withdraws power from deficiency of unity and cooperation amongst Muslims. He followed a systematical and planned policy for conducting union amongst Muslims. His first goal was forming union in Syria for rescuing holy town Jerusalem from invasion and driving off Crusaders from the land of Islam. Therefore, after a series of dedicated battles he was able to achieve this goal of him by ending the political reign of Atabegate of Damascus and taking small castle governances under his dominion. Nûr al-Din Mahmud, who used Damascus as military base ended the Fatımid Caliphate who creates political and intellectual division within Islamic world with the help of Asad al-Din Shirkuh and Saladin then unified Syria and Egypt and formed an effective Islam frontline. Additionally, he subjugated Atabegate of Mosul to himself, relinquish his father's policy to seize Artuqids' lands and instead cooperating with them for jihad against Crusaders also he made his presence to be felt in North Africa and Anatolia. As a part of unifying Muslims under one roof, Nûr al-Din Mahmud strived to ameliorate Sunni Islam by scientific institutions that he built in cities under his dominance especially like Aleppo, Damascus and Egypt for construction intellectual unity which enables development political unity in a sturdy ground. Also he propagated jihad over the final goal Jerusalem via ulemas and poets.Nûreddin Mahmûd not only became a historical figure where Muslims memorialize him with glory because of his jihad against Crusaders and efforts to form a political and intellectual unity but also with his services and his statemanship qualities.
Collections