Kantemiroğlu ve Nâsır Dede Nazarî anlayışlarının karşılaştırılarak incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Mûsikîmiz ile ilgili ilk nazarî bilgiler Safiyyüddin (13.yy) zamanında belirginleşmiş ve Merâgî (15.yy) dönemi ile birlikte belli bir olgunluğa erişmiştir. Fakat bu dönemde yaşanan gelişmelerden sonra, müziğin icrâsında ilerlemeler devam etmesine rağmen, teorik açıdan durumun böyle olmadığı, kaynakların süregelen belirli bir konu sıralaması ve düzen içerisinde birbirinin tekrarı niteliğinde içeriklerle aktarıldığı görülmektedir. Bu tarihî akış içerisinde geçirilen dönemler, yaşanılan olaylar, ortaya çıkan farklı görüşler, Türk mûsikîsi nazariyesinin tanımlanması ve anlaşılması konusunda farklılıklara maruz kalmasına neden olmuştur. Ancak 17. yy da Kantemiroğlu'nun farklı bakış açısı mûsikî nazariyesi hakkında yeni konuları alışılmışın dışında bir şekilde ele alması, kendine ait bir nota yazımı geliştirmesi ve bilgilerini edvârda yazması önemli bir adım olmuş ve müziğimize teori anlamında yeni kazanımlar sağlamıştır. Kantemiroğlu'ndan sonra 18. yy da Abdülbâki Nâsır Dede'nin de aynı yaklaşımla Tedkîk'i yazdığını ve içeriklerinde yer alan bilgilerin, konuların oldukça benzer bir bakış açısı ile işlemesi dikkat çekmektedir.Bu çalışmada, Türk mûsikîsinde yeni bir anlayışa girilmesinde sebep olan Kantemiroğlu ve sonrasında Türk mūsikîsinin altın çağı olarak kabul edilen ve Sultan III. Selîm döneminde yaşamış olan Abdülbâkî Nâsır Dede nazarî anlayışlarının arasındaki fark ve benzerliklerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu araştırmanın evrenini, Kantemiroğlu ve eseri `Kitâbu İlmi'l Mûsikî alâ vechi'l Hurûfât` ile Abdülbâki Nâsır Dede'nin eseri olan `Tedkîk u Tâhkîk`in incelenmesi olup, araştırma evrende yapılacağı için örneklem grubu oluşturulmamıştır. Sonuç olarak, mûsikîmizin temel konularından olan; makam kavramı, perde, makam sınıflandırması, uyum ve uyumsuzluk gibi konulara açıklık getirmeye çalışan farklı dönemlerde yazılan ve farklı noktalara dikkat çeken Kantemiroğlu ve Nâsır Dede'nin eserleri incelendiğinde bazı konularda bilgi farklılıkları görülsede, nazarî anlayışlarının temelde aynı olduğu görüşüne ulaşılmıştır. The first theoretical information about our music became apparent during Safiyyüddin (13th century) and reached a certain maturity with Merâgî (15th century) period. But, after the developments in this period, despite the progress in the performance of music, it is seen that this is not the case in theoretical terms and that the sources are conveyed with content that repeats each other in a certain order. The periods, events, and different opinions that have emerged in this historical flow have led to differences in the definition and understanding of our theory and music. However, in the 17th century, Kantemiroğlu's new perspective on music theory was discussed in an unusual way, developing his musical note writing and writing his knowledge in edvâr was an important step and provided new gains in terms of theory to music. It is noteworthy that in the 18th century, after Kantemiroğlu, Abdulbâki Nâsır Dede wrote Tedkîk with the same approach, and the information contained in the contents worked with a very similar perspective. In this study, it is aimed to reveal the differences and similarities between Kantemiroğlu, who led to a new understanding in Turkish music and Abdülbâkî Nâsır Dede, who was accepted as the golden age of Turkish music and later lived in the time of Sultan III. Selim. The universe of this research, Kantemiroğlu and work ` Kitâbu İlmi'l Mûsikî alâ vechi'l Hurûfât ` Abdulbaki Nasir Dede's work which ` Tedkîk u Tâhkîk ` is to be examined in, it did not generate the sample group to be made in research universe. As a result, one of the basic issues of our music; When the works of Kantemiroğlu and Nâsır Dede, which were written in different periods and tried to clarify issues such as maqam concept, pitch, maqam classification, harmony and disharmony, were examined, it was found that although the differences in information were seen in some subjects, their theoretical understanding was fundamentally the same.
Collections