İş – yaşam dengesi kapsamında ebeveyn izninin evli çalışanların algı ve tutumları ekseninde analizi - hizmetler sektöründe bir saha uygulaması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İş-yaşam dengesinin sağlanması, çalışma hayatının sürekli dönüşüm halinde olması nedeniyle günümüz koşullarında tüm çalışanlar için çok önemli olsa da özellikle evli ve çocuk sahibi olan çalışanlar için vazgeçilmez bir unsur haline gelmiştir. Özellikle bakım hizmetlerinin sunumunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle küçük çocuğu olan çalışanların çoğu zaman çocuk bakımı ve çalışma hayatı arasında tercih yapmak zorunda kalması ebeveyn izni ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Birçok ülkede geçmişi daha eskiye dayanan ebeveyn izni, Türkiye'de tam karşılık bulamasa da 2016 yılında yasal temellere dayandırılmıştır. Ebeveyn izni, doğum ya da evlat edinme şekliyle çocuk sahibi olunması halinde çalışan ebeveynlere bir süre çocuk bakımı için izin verilmesi olarak tanımlanmaktadır. Türkiye'de ebeveyn izninin, ücretsiz ve tek bir ebeveynin kullanacağı şekilde düzenlenmesi, bu politikanın tam karşılığını bulamadığına ve ters etki oluşturacağına dair endişeler taşımaktadır. Bu nedenle çalışma, evli ve küçük çocuğu çalışanların ebeveyn izninin uygulanabilir bir politika olup olmadığı konusundaki algı ve tutumlarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçtan hareketle hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın Ankara ilinde çalışan, evli ve küçük çocuğu olan çalışanlar ile bir saha araştırması gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden biri olan survey (tarama) yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada, katılımcıların ebeveyn iznine ilişkin algı ve tutumları ile demografik özellikleri (cinsiyet, yaş, eğitim durumu, gelir, çocuk sayısı, firmadaki çalışma yılı vb.) arasındaki bağlantı incelenmiştir. Araştırma sonucunda, ebeveyn izninin daha çok kadınlar tarafından kullanılacağına, ücretsiz düzenlenmeye devam edildikçe, erkeklerin zorunlu kullanımına ilişkin bir düzenleme olmadıkça kullanımının sınırlı olacağına, bu izninin düşük ücretle çalışan kişiler tarafından zorunlu olmadıkça tercih edilmeyeceğine ilişkin bulgulara ulaşılmıştır. Ayrıca yapılan analizler sonucunda, ebeveyn izni uygulamasının bakım sorununu tam anlamıyla çözemediği ve birçok sorunu da beraberinde getirdiği düşüncesinden hareketle bu uygulama yerine kaliteli ve erişilebilir bakım hizmetlerinin sunulmasının bakım anlamında daha gerçekçi bir çözüm olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye'de ebeveyn izninin tam karşılığını bulamaması, ebeveyn izninin sosyal bir amaç taşıması nedeniyle diğer bakım izinlerinden ayrılması anlamında önem taşıdığı için daha kapsamlı bir düzenleme ile revize edilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Even if providing a balance between work and life is very crucial for every worker in today's working life, because of the constant transition of the working life, it has been an indispensable factor especially for the workers who are married and/or who have child. Especially due to the difficulties in providing with child care services, employees with young children often have to choose between child care and working life, which has led to need for parental leave. The legal basis of parental leave, which has relatively older roots in many other countries, has come into force in Turkey in 2016 although dissimilarities from its equivalents. Parental leave can be defined as an employee benefit provided to employee to take care of a child following its adoption or birth. However, the arrangement of parental leave in a way that it can only be taken unpaid and by a solely parent raises concerns over this policy not achieving its objective and to result the opposite effect. Thus this study aims to evaluate apprehensions and attitudes of employees who are married and have children on whether parental leave is a applicable policy. For this purpose, a field research has been completed among the employees of a company operating in service sector who are married, have children and working in Ankara. In the research, survey method which is one of the quantitative research methods has been used. In the research, the correlation between apprehensions and attitudes of employees and their demographical characteristics (gender, age, educational backround, income, number of children, working year in the company etc.) has been analyzed. As a research result, evidences are concluded such as parental leave will be mostly used by women, its usage by men will be limited as long as there is not a regulation obliging parental leave to be used by men, parental leave will not be used by employees with low wages as long as parental leave is regulated as unpaid. Furthermore, it is also concluded by the analyzes that providing high quality and accessible child care services rather than parental leave will be more realistic approach since practise of parental leave cannot completely solve the problem of child care but result in many other problems. The fact that parental leave does not meet its requirements leads to the necessity of more comprehensive re-regulation, since parental leave differ from other kinds of care leaves with its social purpose.
Collections