Latin alfabesine geçiş dönemi ve süreçteki ilk uygulamaların değerlendirilmesi - 1928-1930 yılları arasında yayımlanan ilk okuma kitapları-
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dil, geçmişten günümüze insanlar ve toplumlar arasında iletişimi sağlayan, birlik ve beraberliğin korunmasında önemli bir ögedir. Bir milleti millet yapan temel yapı taşı dilidir. Türkler de bu yapı içerisinde tarih boyunca çeşitli topluluklarla ilişkiler kurup, çok geniş coğrafyaya yayılıp değişik kültürlerle temasta bulunmuşlardır. Bunun sonucunda da pek çok alfabe kullanmışlardır. Bu alfabeler içerisinde Türklerin yaklaşık bin yıllık bir zamanda kullanmış oldukları Arap alfabesi, belli bir süre sonra Türkçenin yapısına uygun olmaması sebebiyle zaman zaman gündeme getirilmeye başlanmıştır. İslamiyetin etkisiyle Arapça-Farsça kelimelerin Türk dilini istila ettiği ve bu sebepten dolayı alfabe sisteminin ıslah edilmesi gerektiği düşüncesi Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar sıkça tartışılagelmiştir. Türk toplumunun Cumhuriyeti kabul etmesi ile birlikte yeni devletin kültürel sorunları da ele alınmaya başlanmıştır. Bu sorunlardan en önemlisi de şüphesiz harflerin değiştirilmesi ve ıslah edilmesi sorunuydu. Arap harflerinin okumayı zorlaştırması ve ülkedeki okuma-yazma oranının düşük olması alfabe değiştirilmesindeki tartışmaların başlıca sebebi olmuştur. Tartışmaların uzun bir süre devam etmesi şüphesiz dinin alfabe ile olan bağlantısıdır. 1 Kasım 1928 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kabul edilen Latin harfleri Türkiye Cumhuriyeti için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Latin harflerinin kabul edilmesi ile okuma yazma oranı artmış ve basın yayın işlerini daha da hızlandırmıştır. İlk okuma yazma bütün eğitim hayatının ana unsuru olmuştur. Bu çalışmada 1928 yılından 1932 yılına kadar olan süreçte birinci ve ikinci sınıflarda ilk okuma yazma kitaplarının içerik yönünden incelemesi yapılarak o dönemdeki Türk dili öğretimine yönelik bir değerlendirme çalışması yapılmıştır. Language is the most fundamental element for the preservation of unity and solidarity between people and societies from past to present. Language is a building block that makes a nation a real nation. Throughout history, Turks have established relations with various communities, spreading in a wide geography and contacted different cultures. As a result, they used many alphabets. The Arabic alphabet used by the Turks in a period of a thousand years has been disscussed so many times because of not suitable for the structure of Turkish. Due to the influence of Islam, Arabic-Persian words influenced Turkish. Therefore, the idea that the alphabet system needs to be improved is frequently discussed from the Tanzimat to the Republic. After the Turkish society adopted the Republic, the cultural problems of this new state began to be investigated. The most important of these problems was the changing and reforming the letters the fact that the Arabic letters made reading difficult and the low literacy rate in the country was the main reason for the debates about changing the alphabet. The reason why discussions continue for a long time is undoubtedly because religion is linked to the alphabet. The Latin alphabet has been an important landmark for the Republic of Turkey accepted by Mustafa Kemal Ataturk on November 1, 1928. With the adoption of Latin letters, the literacy rate has increased and the press has accelerated its broadcasting activities. With the adoption of the Latin alphabet, the interest in literacy increased. The first literacy was the fundamental thing of the whole educational life. In this study, the first literacy books of the first and second grades were analyzed in terms of content between the years 1928 and 1932. In addition, the evaluation study about learning Turkish is done in the same period.
Collections