1962 Küba Füze Krizi ve uluslararası alandaki yansımaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
II. Dünya Savaşı sonunda süper güç olarak ortaya çıkan ABD ve SSCB ideolojik karşıtlığa dayalı ve iki kutuplu bir dünya düzeni doğmasına sebep olmuşlardır. Kutuplar arası güç mücadelesinin kaçınılmaz sonucu ise silahlanma yarışı olmuştur. Nükleer silahların geliştirilmesi ile tepe noktasına ulaşan bu güç mücadelesi, mesafelerin önemini ortadan kaldırmış ve karşılıkla tehdit algısını çok ciddi boyutlara taşımıştır. Küba Füze Krizi, bu iki süper gücün doğrudan karşı karşıya geldiği ilk ve tek örnektir. Karşıt kutupların çatışmasını toptan bir felakete dönüşmeden uzlaşma yoluyla çözümlemek için bütün uluslararası aktörlerin çaba ve katkıları ile kriz sona ermiştir. İç dinamikler ile dış politikalar arasında kurulacak dengenin, silahlı çatışmaları önleyecek önemli bir etken olduğu bu kriz sayesinde kanıtlanmıştır. Silahlı güç kullanımının çözüm için her zaman başvurulacak bir yol olmadığı aksine uluslararası görüşmenin ve diplomatik girişimlerin dünya barışını sağlamak yolunda önemli bir yer tuttuğu yine bu kriz sayesinde kabul görmüştür. Süper güçlerin kendi çıkarları söz konusu olduğunda daha güçsüz durumdaki müttefiklerinin varlık ve güvenliklerini göz ardı edebilecekleri, özellikle Türkiye uygulaması bakımından öğretici olmuştur. Nükleer tehdit ölümcül bir maliyet getirdiğinden krizden sonraki yaklaşık 30 yıllık dönemde süper güçler arasındaki mücadele daha bölgesel nitelikli ve konvansiyonel çatışmalarla dolaylı bir görünüm almıştır. Bu nedenle uluslararası örgütlerin konvansiyonel çatışmanın unsuru olan güçsüz ülkeler üzerindeki müdahalesi kolaylaşmış ve etkin hale gelmiştir. Bu örgütlerin ve uluslararası diğer aktörlerin süper güçler arasındaki barışı sağlamak konusunda tek başlarına yeterli olmadıklarını kabul etmek gerekir. Güçlülerin kendi aralarındaki barışı yine kendi istekleriyle sağlayabilecekleri bir gerçektir. Bu yüzden böylesi girişimlerin ikincil ve yardımcı önlem düzeyinde kalacaklarını kabul etmek gerekir. Mutlak güç sahibi olmanın önemi Küba Füze Krizi sayesinde stratejik bir ilke haline gelmiştir. Kriz yapısal olarak karmaşık bir süreç olduğundan analitik bir bakış açısını gerekli kılmaktadır. Öte yandan her kriz kendine özgü olduğundan konuyla ilgili tartışılmaz yargılarda bulunmak da mümkün değildir. Sonuç olarak bu çalışma uluslararası bir krizin doğru yönetilmesi için neler yapıldığı ve aksi halde olabilecekleri Küba Füze Krizi deneyimi üzerinden karşılaştırmayı amaçlamaktadır.Anahtar Kelimeler : Nükleer güç, Küba Füze Krizi, Türkiye, ABD, Jüpiter Füzeleri Emerging as world powers at the end of World War II, USA and USSR have created a bipolar worldorder based on ideological opposition. An inevitable result of this interpolar struggle for power hasbeen the armament race. Reaching its peak by the development of nuclear weapons, this powerstruggle has nullified the distances and carried the reciprocal perception of threat to a very severedimension. The Cuban Missile Crisis is the first and unique example where those two world powersconfronted each other directly. The crisis was ended by the contributions of all international playersendeavouring to resolve the conflict between opposing forces before it turns into a total disaster.Through this crisis, it has been proven that setting up a convenient balance between internal dynamicsand foreign policies is a vital factor to prevent armed conflicts. It has also been accepted through thiscrisis, international negotiations and diplomatic interferences are vitally necessary to uphold worldpeace in spite of putting forward armed forces as a chice of solution as usual. It has been a valuablelesson, especially from Turkey's aspect, the super powers could easily neglect the existence andsecurity of their lesser allies when it comes to their own interests. Since nuclear threat has a deadlytoll, the conflict between super powers has turned into a more indirect manner by means ofconventional skirmishes on territorial conflicts in the nearly 30 years time after the crisis. Thereforeintervention of international organizations upon lesser countries which are part of conventionalconflicts, has become easier and more effective. It should be accepted that such organizations andother international parttakers cannot be sufficient in maintaining peace between world powersrespectly. As a matter of fact, strong ones can provid peace among themselves only by their own will.That's why it should be accepted that such ventures are limited to be secondary and auxiliarymeasurements. The importance of having absolute power has become a strategic principle by CubanMissile Crisis. As crisis is a structurally complex situation, it is necessary to look from an analiticalpoint of view. On the other hand, as every crisis is sui generis that's why it is not easy to put forwardundiscussable judgements on the subject, As a conclusion this study aims to compare what has doneto manage an international crisis properly and might have beens if not, on Cuban Missile Crisisexperience.Key Words : Nuclear power, Cuban Missile Crisis, Turkey, USA, Jupiter Missiles
Collections