Neo-Marksist kent kuramları çerçevesinde Türkiye`de soylulaştırma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kentlerdeki mekânsal ayrışmayı tarihsel boyutuyla analiz ettiğimizde, ekonomik, kültürel ve politik birçok değişkenin etkisiyle şekillendiği görülmektedir. Bu anlamda, kentleşmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan soylulaştırma olgusu, ortaya çıktığı zaman itibariyle sanayi sonrası topluma özgü bir süreç ve kapitalist yeniden yapılanma doğrultusunda ele alınması gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Soylulaştırma en genel anlamıyla, kent içinde bir çöküntü alanının varlığı, alanın fiziksel dokusunun yenilenmesi, bu alanda sınıfsal bir yer değiştirme hareketi ve devamında bu bölgelerde hem konut hem de arazi değerlerindeki artışla yeni rantsal alanların yaratılması olarak ifade edilmektedir. Bu tanımıyla soylulaştırma, eskimiş kent içi alanlarının hem fiziksel hem de sınıfsal bir değişim geçirmesinin bir örneğini sunmaktadır. Ancak soylulaşma kavramının açıklamasının tarihsel olarak farklı anlamlar içerdiğini, bu nedenle soylulaştırma derken neyin kast edildiğinin tartışmalı olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Nitekim soylulaştırma kavramının içeriği, 1964 yılında Ruth Glass'ın işçi sınıfı mahallerdeki dönüşümden yola çıkarak yaptığı tanımdan bu yana, tarihsel olarak bir takım değişikliklere uğramış ve artık kapsamına sığmayarak orijinal tanımından epeyce uzaklaşmıştır. Soylulaştırmanın gelişen tanımlarına ve geçirdiği evrime baktığımızda mekânsal boyutunun dışında ekonomik ve toplumsal boyutlarıyla da ele alınması gereken çok katmanlı bir süreci kapsadığı görülmektedir. Aynı zamanda soylulaştırılan bölgelerde salt bir konut iyileşmesinden de bahsedilemeyeceği, yenilenen alanlara taşınan eğlence ve alışveriş merkezleri, revaçta olan markaların bu alanlarda yer açması, popüler restoranların alana gelmesi, kültürel ve sanatsal yaşama göre bölgenin şekillendirilmesi gibi belirli bir kesimin tüketim kalıplarına yönelik bir dönüşümün de ifade edildiği söylenebilir. Diğer taraftan, Türkiye düzleminde hem soylulaştırma olgusunun kavramsallaştırılmasında hem de sürecin tanımlanmasında fikir birliğine varılmamış olduğu görülmektedir. Ancak, Türkiye'deki soylulaştırma çalışmaları incelendiğinde soylulaştırmanın aktörleri, soylulaştırılan alanın işlevsel niteliği ve soylulaştırılan alanın küreselleşme ve neo-liberal ekonomi ile ilişkisi ve son olarak kent kuramları ve soylulaştırma kuramları bağlamında dünya örnekleriyle gösterdiği uyum çerçevesinde bir eğilimin olduğu da görülmektedir. Dolayısıyla Türkiye düzleminde soylulaştırma olgusunu açıklama biçiminin sınıf tartışması, ekonomik ve toplumsal yapılanma, kültürel sermaye ve yerel farklılıklar temelinde kurulması ve anlam farklılaşmasına neden olan kırılma dönemlerinin belirlenmesi çalışmamız açısından önemli görülmektedir.Anahtar Kelimeler: Soylulaştırma, Mekânın Yeniden Üretimi, Yeni Orta Sınıf, Küreselleşme Kültürel Sermeye An analysis of urban spatial differentiation that takes the historical dimension into account reveals that it is shaped by many economic, cultural and political factors. In this sense, the phenomenon of gentrification can be considered a consequence of urbanization, and so should be viewed as a process that is unique to the post-industrial society in terms of time, and placed in the context of capitalist restructuring. In the most general of terms, gentrification refers to the presence of an area of inner-city decay, the physical structures of which have been renewed, followed by the replacement of its inhabitants by higher-income groups, and resulting in the creation of new rent as land and property values in the area increase. This definition places emphasis both on the physical change in inner-city decay areas and the change in the social class make-up of these neighborhoods. It should be kept in mind, however, that the concept of gentrification has been assigned different meanings in different historical periods, and what is meant by gentrification may still be a matter of debate. Indeed, the meaning of gentrification has undergone significant changes since Ruth Glass' 1964 definition underlining the transformation of working class neighborhoods, with current usage being much broader than implied by the original definition. Looking at the changing definitions and the evolution of the concept of gentrification, it would seem to have acquired a multi-layered meaning, referring to a process with economic and social dimensions as well as physical ones. The term is also used to refer to a transformation to fit certain consumption patterns, as the change in gentrified areas is not limited to the physical improvement of housing, involving also the relocation of malls, and popular brands and restaurants into the area, and a re-structuring of the neighborhood in terms of cultural and artistic life. While there would appear to be a lack of consensus in Turkey regarding the conceptualization of the phenomenon and the definition of the process, the findings of studies of gentrification in Turkey have consistencies with those conducted elsewhere in terms of the actors of gentrification, the functional character of gentrified areas, the relationship of gentrification to globalization and neo-liberal economic policies, and the adopted theories of urbanization and gentrification. It is important, therefore, for the present study to base its explanations of the phenomenon of gentrification in Turkey on class dynamics, economic and social structures, cultural capital and local differences, and to identify the historical ruptures that brought about the shift in meanings.Key Words: Gentrification, Reproduction of Place, New Middle Class, Globalization Cultural Capital
Collections