Abdominal ve pelvik lezyonların değerlendirilmesinde doku harmonik görüntüleme yönteminin katkıları

Abstract

.ıs ÖZET ABDOMINAL VE PELVIK LEZYONLARIN DEĞERLENDİRİLMESİNDE DOKU HARMONİK GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMİNİN KATKILARI Amaç : Ultrason dalgalarının doku içerisindeki yayılımı sırasında transdüserden temel frekansın katları olarak ortaya çıkan harmonik sinyaller ancak uygun cihazlarla algılanabilirler. Harmonik görüntülemenin avantajları arasında reverberasyon ve `side lobe` artefaktlarını azaltması, kontrast ve lateral çözünürlüğü ve sinyal / gürültü oranını arttırması sayılabilir. Çalışmamızda abdominal ve pelvik lezyonlarda doku harmonik görüntüleme yönteminin görüntü kalitesi ve lezyon karakterizasyonuna etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Bulgular : Değerlendirmeler sonucunda doku harmonik görüntüleme yönteminin lezyonların değerlendiricilere göre sırası ile 67(%74), 73(%81) ve 76(%84)' sında genel görüntü kalitesini arttırdığı, 28(%31), 28(%31) ve 36 (%40)' sında ise lezyon karakterizasyonuna katkı sağladığı belirlendi. Gözlemciler arası uyumluluk oranları 55(%62) ve 15(%17) olarak bulundu. Sonuç : Doku harmonik görüntüleme yöntemi ile genel görüntü kalitesinin yanısıra lezyon karakterizasyonuna da katkı sağlanmaktadır. Çalışmamızda kistik yapılarda reverberasyon ve `side-lob` artefaktlarının azalmasının yanısıra arka duvardaki akustik güçlenmenin belirginleşmesi ile solid -kistik ayrımının kolaylaştığı ; ayrıca taşlar ve kalsifıkasyonların akustik gölgelerinin keskinleştiği gözlenmiştir.

49 VIII. SUMMARY THE BENEFITS OF TISSUE HARMONIC IMAGING IN THE EVALUATION OF ABDOMINOPELVIC LESIONS Purpose : The purpose of this study was to compare tissue harmonic imaging and conventional sonography and determine if tissue harmonic imaging improved the image quality and helped lesion characterisation. Materials and methods : This study was carried out between June-September 1999. During this period 89 various abdominal and pelvic lesions detected in 34 men, 37 women, totally 71 randomly selected patients were evaluated with both conventional ultrasonography and tissue harmonic imaging. Images were obtained by an ATL HD1 5000 ultrasonography device and its C5-2 probe which is capable of scanning between 2-5 MHz frequencies. Both conventional and harmonic images were stored in the hard disc and all the images were seperately interpreted for both image quality and lesion characterisation by three radiologists who had at least four years experience on ultrasonography. During the interpretations the examination parameters were covered and the interpreters did not know which images were obtained in the harmonic mode. Results : According to different interpreters tissue harmonic imaging improved overall image quality in 67 ( 74 % ), 73 (%81) and 76 (%84) of the lesions respectively. Also it helped for lesion characterisation in 28(%31), 28(%31) and 36(%40) of the lesions. The interobserver50 agreement rates regarding the image quality and lesion characterisation were found to be 55 (%62) and 15 (%17) respectively. Conclusion : Tissue harmonic imaging improves overall image quality and helps lesions characterisation. In our practice the most useful aspects of tissue harmonic imaging were allowing easier differentiation of solid-cystic structures and accentuation of acustic shadows behind stones / calcifications and posterior acustic enhancement behind cystic structures.