Gastroenterite neden olan escherichia coli serogruplarının araştırılması

Abstract

47 7.ÖZET E.coli normal anerob enterik floranın en sık karşılaşılan üyelerinden birisidir. E.coli'nin bazı serogrup ve serotiplerinin gastroenterit etiyolojisindeki rolü her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Bazı ülkelerde E.coli' ye bağlı ishal olgularının sayısı rota virusa bağlı olguların sayısını geçmektedir. Bu çalışmada enterit etkeni oldukları bilinen bazı patojen E.coli serogrublarının yöremizde ishal etiyolojisinde hangi derecede rol oynadıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bunun için enteritli hastalardan izole edilen E.coli suşları ticari antiserumlarla serogrup düzeyinde tanımlanmıştır Lam aglütinasyonu yöntemi ile 308 E.coli susundan 136' sı (%44) polivalan antiserumlarla aglütinasyon vermiştir. Bunların %59'u EPEC, %31'i ETEC ve %10'u EIEC olarak belirlenmiştir. Mevcut monovalan antiserumlarla 18 patojen E.coli susu O somatik antijelerine göre tiplendirilebilmiştir. Bu suşların 6'sı 0111, 4'ü 044, 4'ü 01, 2'si 026 ve 2'si 0126 olarak belirlenmiştir. Patojen E.coli'lerin %65'i çocuk, %35'i erişkin hastalardan izole edilmiştir. Patojen E.coli'ler çocuk hastalarda erişkinlere göre daha sık bulunmuştur (p<0.05). Kadın ve erkek hastalar arasında patojen E.coli izolasyon sıklığı bakımından anlamlı bir fark gözlenmemiştir (p>0.05). Mevsimlere göre EPEC, ETEC ve EIEC serogrublanna rastlanma yönünden istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p<0.05). Fark yaz aylarında EPEC suşlarına diğer aylara göre daha az, ETEC suşlarına ise diğer mevsimlere göre daha fazla rastlanmasından kaynaklanmaktadır. Genel olarak patojen E.coli'lerin izolasyon sıklığının Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında diğer aylara göre daha sık olduğu gözlenmiştir.48 Enteropatojen E.coli izole edilen dışkı örneklerinin %90'nında lökosit belirlenmiştir. EPEC ve EIEC izole edilen hasta dışkılarında yüksek oranlarda (%86) lökosit bulunurken, ETEC izole edilen hastalardan daha düşük sıklıkta (%29) lökosit varlığı saptanmıştır. Sonuç olarak başka patojen etken gösterilemeyen dışkı örneklerinin %44'ünden sadece eldeki mevcut antiserumlarla tanımlanabilen enteropatojen bir E.coli susu izole edilmiştir. Dışkı örneklerinden en sık olarak EPEC, en az olarak da EIEC tespit edilmiştir. E.coli 'ye bağlı gelişen enteritler genellikle tedavi edilmemektedirler. Ancak bazı durumlarda özellikle EPEC ve EIEC 'e bağlı enteritlerin tedavisinin gerektiği bilinmektedir. Enteropatojen E.coli'ler ülkemizde enterit etkeni olarak sık izole edilmektedirler. Sonuç olarak, uygun polivalan antiserumların elde bulundurulmasıyla, şigella ve salmonella tanısında olduğu gibi bu patojenlere bağlı enteritlerin de kolaylıkla tanımlanabileceği ve bu uygulamanın ülkemiz ishal epidemiyoloj isine katkı sağlayacağı kanısına varılmıştır.

49 8.SUMMARY Escherichia coli is the major part of the normal facultative anaerobic gut flora. The role of certain serogroups end serotypes of E.coli in the etiology of gastroenteritis is increasingly well appreciated. Reports of the cases of diarrhea due to E.coli exceed that of rotavirus in some countries. The aim of this study was to investigate the role of the E.coli serogroups that were defined as the causative agents of gastroenteritis in the etiology of diarrhea in our country. For this purpose we determined E.coli strains isolated from patients at serougroup level by using various commercial antisera. Out of the 308 strains detected, only 136 (44%) of them were agglutinated and identified as pathogenic E.coli by slide agglutination method using polyvalent antisera. Of these 136 strains, 80 of them (59%) were identified as EPEC, 42 (31%) as ETEC, and 14 (10%) as EEC. These strains were further serotyped according to the O somatic antigens with available monovalent antisera. Only eighteen of them were agglutinated with available monovalent antisera. Of these eighteen strains, six of them were identified as 01 1 1, four as 044, four as 01, two as 026, and two as 0126. Sixtyfive percent of pathogenic E.coli strains were isolated from children, and 35% were isolated from adult patients. Pathogenic E.coli strains were more frequently detected in children than that in adult patients (p<0.05). The difference of isolation rate of pathogenic E.coli strains between male and female patients was not significant (p>0.05). Detection rate of EPEC, ETEC, and EIEC serogroups was statistically significant in different seasons (p<0.05). The reason of the difference was due to the lower frequency of EPEC and the higher frequency of ETEC strains in summer50 months. In generali, the isolation rate of pathogenic E.coli was estimated to be higher in May, June, and July when compared to that of other months. Leukocytes were observed in 90% of the stool samples from which enteropathogenic E.coli strains were isolated. Leukocytes were found in higher percent (86%) in the stool samples from which EPEC and EIEC strains isolated whereas in ETEC positive stool samples they were found in less frequency (29%). In conclusion, enteropathogenic E.coli strains serotyped by the available antisera were isolated only in 44% of the stool samples that were found negative for other diarrhoeagenic pathogens. EPEC was the most frequent serogroup detected in the stool samples while EIEC was the lowest. Enteritis caused by E.coli are commonly not treated. However, it is known that enteritis caused by EPEC and EIEC should be treated in some circumstances. Enteropathogenic E.coli strains are commonly isolated as the causative agents of enteritis in our country. It can be concluded that when appropriate polyvalent antisera are available, enteritis caused by E.coli strains can easily be identified as in the cases of salmonellosis and shigellosis. We also think that this application would provide useful data for the epidemiology of diarrhea in our country.