Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Jinekoloji Polikliniğine başvuran kadınlarda servikal human papillomavirus prevalansı ve demografik faktörlerle ilişkisi

Abstract

Serviks kanseri dünyada en sık görülen kadın kanserlerinden biridir. Kadınlar arasında kansere bağlı ölümler içinde ikinci sırada yer almaktadır. Yapılan çalışmalar serviks kanseri için temel risk faktörünün Human Papillomavirus (HPV) olduğunu göstermiştir. Birçok ülkede HPV tiplerinin prevalans çalışması yapılmış olmasına karşın ülkemize ait veriler oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada ülkemizdeki HPV tiplerinin prevalansı ve çeşitli risk faktörleri ile olan ilişkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmaya toplam 673 hasta dahil edildi. Hastalardan HPV DNA için servikal örnek alındı. Elde edilen servikal sürüntüden PCR yöntemi ile HPV DNA çalışıldı. Hastaların yaş ortalaması 40±10,9 idi. Olguların %13,5'inde HPV DNA pozitif olarak saptandı. Olguların %5,1'inde HPV Tip 16, %1,5'inde HPV Tip 18, %0,6'sında HPV Tip 31, %0,9'unda HPV Tip 53 , %3'ünde DR HPV tipleri, %2,5'inde diğer YR HPV tipleri pozitif idi. Olguların medeni durumu, ilk koit yaşı, partner sayısı, parite ve sigara kullanımı ile HPV DNA pozitifliği arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edildi. Çalışmamız ülkemizde kadınlar arasında HPV prevalansının tahmin edilenden daha yüksek olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak; bu bulgular Türk kadınlarının HPV infeksiyonu ve aşıları hakkında bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizmektedir.

Cervix cancer is one of the most common cancers among women in the world. It is in the second place in cancer-related deaths among women. Studies showed that the basic risk factor for cervix cancer was Human Papillomavirus (HPV). Although the prevalence of types of HPV was studied in many countries, data concerning our country is very rare. In the present study, it has been attempted to determine the prevalence of types of HPV and their relationships with some risk factors. A total of 673 patients were included in the study. Cervical samples were taken from the patients for routine pap smear and HPV DNA. HPV DNA was studied in the cervical smear by the PCR method. The mean age of the patients was 40±10.9. HPV DNA was determined to be positive in the 13.5% of the cases. HPV Type 16 was positive in 5.1% of the cases, HPV Type 18 was positive in 1.5% of the cases, HPV Type 31 was positive in 0.6% of the cases, HPV Type 53 was positive in 0.9% of the cases, low risk HPV Types were positive in 3% of the cases, and other high risk HPV Types were positive in 2.5% of the cases. A significant relationship was determined among HPV DNA positivity and marital status, age of coitus, number of partners, parity and cigarette usage. Our study shows that the HPV prevalence among women is higher than expected. As a result, these findings show that Turkish women should be educated about HPV infection and vaccinations.