Türkiye`de sigorta sektörünün gelişimi ve finans kesimindeki yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZBf İnsanların günlük yaşamları ve gelecekleri sayılamayacak kadar çok risklidir. Risk sadece insanlar için sözkonusu değildir.* Günümüzün koşul ları hızla değişen ve günden güne büyüyüp karmaşıklara ekonomik sistem leri, sistem içindeki işletmeleri de artan risklerle karşı karşıya bırak maktadır. Yaşam içindeki riskin kaçınılamayan varlığı sigortanın gereğini doğurmuştur. Sigortanın temelinde kendi kendine yardım geliri yatmaktadır. Sigorta T.T.K.nun sigorta hukuku adını taşıyan beşinci kitabında (TTK 1263 Md.) şöyle tanımlanmıştır. `Sigorta bir akit tir ki bununla sigor tacı bir prim karşılığında diğer bir kimsenin para ile ölçülebilir menfaa tini hayale uğratan bir rizikonun oluşması halinde, tazminat vermeyi ya hut bir veya birkaç kimsenin hayat müddettelir sebebiyle veya boyutlarında meydana gelen bir takım olaylar dolayısıyla bir para ödemiyi. veya sair edalarda bulunmayı üzerine alır`. Sosyal güvenlik kavramının doğup gelişmesi de günümüz dünyasında sosyal güvenlik sistemlerinin, önemli bir sosyal devlet politikası olarak algılanmasına neden olmuştur. Sonuçta, sigorta işletmeleri ülke ekonomile rinde çok geniş uygulama alanları bularak ekonomide etkin roller oynayan kurumlar haline gelmişlerdir. Buna paralel olarak sigortacılığın işlevle ri de gelişmiş ve sigorta, ekonomilere güvence birikim ve yatırım konula rında katkılar sağlayan bir sektör olma niteliğini kazanmıştır. Bu nite lik sigortanın tanımına da yeni perspektifler kazandırmıştır. Buna göre si gortayı tüm özellikleriyle ve gelişen işlevleriyle ortaya koyan güncel ta nım şu şekilde verilmektedir. `Sigorta, belirli bir prim karşılığında kişi hayatının ya da organ larının veya kişi ve kuruluşların para ile ölçülebilir maddi varlıklarının sigorta kural, kanun ve yönetmeliklerince sınırlanmış bölümlerinin karşı laşabileceği, yine aynı kıstaslarla sınırlı tesadüfi rizikoların gerçek leşmesinden doğacak hasarını ölçülen değer üzerinden ve gerçekleşen riziko oranında karşılayarak, sosyo-ekonomik üstünlükleri dağıtan ve önleyen, prim birikimleri, yatırıma aktarılan fonları ve ikrazları ile ekonomiye-2- kaynak yaratan, gelir düzeyini yükselten işlemler bütünüdür. Hukuki akitle düzenlenir, çeşitli aşamalarında devlet tarafından desteklenir ve denetle nir`. Sigortanın bir bakıma klasik denilebilecek olan temel İşlevi, eko nomide riski azaltmaktır. Yani rizikoyu bölerek zararı paylaştırmaktır. Ancak sigorta işletmelerinin primlerini peşin olarak tahsil etmeleri on lara teminatın ödeneceği zamana kadar bu primleri kullanma olanağı ver mektedir. Ayrıca sigorta İşletmelerinde bulunan bazı 'iç ve dış kaynak ser maye unsurlarının varlığı (teminatlar, karşılıklar,.... gibi) ve bunların kullanılışı, sigorta işletmelerine diğer işletmelerden farklı özellikler kazandırmaktadır. İşte bu özellikler sigorta işletmelerine temel işlevi yanında bazı ekonomik işlevleri de gerçekleştirme olanağı vermektedir. Sigortanın sosyal amaçlı olan temel işlevi, ve ekonomik işlevleri sigortalıya ve ulusal ekonomiye yararlar sağlar. Sigortanın sigortalıya sağladığı yararlar, güven yaratması, oluşabilecek hasarı önlemeye yönelik tedbirler alınmalını sağlaması, bir birikim aracı olması ve kredi İşlemle rinin gelişmesini sağlamasıdır. Sigortanın ulusal ekonomiye sağladığı ya rarlar; gelir dağılımı üzerinde olumlu etki yaratması, ödemeler dengesi ni iyileştirici işlevi olması, ekonomi içinde fon akışına aracı olmasıdır. Sigortanın işlevleri (temel işlevi ve ekonomik işlevleri) hem özel hem de sosyal sigorta işletmelerinde aynıdır. Aralarında önemli ayrımlar bulunan sosyal ve özel sigorta işletmeleri işlevleri açısından birleşmek tedirler. Sigortanın ekonomik işlevleri: - Fon yaratması - Ekonomik kayıp ve çözüntüleri önlemesi - Sosyal refah düzeyini yükseltmesi - uluslararası ilişkileri ve ticareti genişletici bir etken olması, - Önemli bir vergi kaynağı olması, - Ekonomi içinde başlı başına bir sektör olmasıdır. Sigortanın en önemli ekonomik işlevi, önemli bir tasarruf kaynağı olarak ekonomi içinde fon yaratmasıdır.-3- Sigorta işletmelerinin en önemli gelir kaynağı sigortalıları» öde dikleri primlerdir. Sigorta işletmelerinin finansmanında uygulanan kapi- talizasyon yöntemi, sigorta işletmelerinde önemli bir fon birikimine neden olmaktadır. Bu fonların verimlilik, güvenilirlik ve likidite esaslarına uygun olarak işletilmeleri gerekmektedir. Sigortacılığın fon yaratması bakımından ekonomideki etkinliği, özel likle gelişmiş ülkelerde çok dikkat çeker düzeydedir. Bu etkinlik daha çok yatırımlarda göze çarpmaktadır. Türkiye'de sosyal güvenlik kurumlarını ve özel sigorta şirketlerini içine alan sigorta sektörü az gelinmiş bir sektördür. Türkiye'de.sigorta sektörü bu az gelişmişliğin da etkisiyle fon yaratma işlevini yerine ge- tirememektedir. Türkiye' de sigorta sektörünün fon yaratma işlevini engelleyen bir çok neden vardır. Sigorta sektöründe prim gelirleri yetersizdir ve rasyo nel kullanılamamaktadır. Sosyal güvenlik kurumlarımızda ' zamanında tahsil edilemeyen prim alacakları büyük rakamlara ulaşmaktadır. Bugün sosyal gü venlik kurumlarımızda ciddi f inansal sorunlar yaşanmaktadır. Enflasyon si gorta sektörünün gelişimini önemli ölçüde engellemektedir. Özel sigorta kesimimizde: - Hayat sigortası gelişmemiştir, - Sigorta bilinci toplumumuzda yerleşmemiştir, i - Modern anlamda sigorta pazarlaması kavramı toplumumuzda, yerleşmemiştir, - Sigorta kapsamı sektörel açıdan ve tür olarak dar tutulmuştur, / - Özel sigorta sektöründe mevcut potansiyelin çok azı kullanılabilmektedir,. - Banka-sigorta mülkiyeli ilişkisi sektörün gelişimini olumsuz yöndeiik, etkilemektedir. Sigorta sektörümüzün fon yaratma işlevini engelleyen tüm bu sorunla rın yanında, en önemli sorun, sigortacılığın ekonomik işlevlerinin ülke-,' mizde yeterince anlaşılmaması ve sigorta sektörünün sermaye piyasası kap- ; samı dışında bırakılmasıdır. Sigorta işletmeleri gelişmiş ülkelerde finansal kesime kaynak akta ran en önemli konumsal yatırımcılardır. Kurumsal yatırımcıların finansal-4- piyasalar ağısından on önemli özelliği,, değişik ekonomik koşulların ve deği şik finansal araçların özelliklerini en iyi şekilde analiz etmeleri ve ya tırımlar konulunda uzmanlaşmış bir kadroya sahip olmalarıdır. Bu Özellikle- ri nedeniyle kurumsal tasarrufçular finansal piyasaların gelişiminde (özel likle de sermaye piyasasının) önemli roller üstlenmektedirler. Türkiye'de tasarrufların bileşimine bakıldığı zaman, kurumsal tasar rufların, toplam tasarruflar İçindeki ve GSMH içindeki payının çok küçük oranlarda olduğu görülmektedir. Bu yetersiz oranlardaki kurumsal tasarruf hacmi sermaye piyasası içinde. önemli bir ağırlık taşımamaktadır. Sigorta sektörümüzün sermaye piyasasındaki yeri, sermaye piyasasının gelişimine katkı sağlayacak düzeyden çok uzaktır. Sigorta sektörümüzün 1986 yılı itibariyle sermaye ''piyasasın daki payı % 7,90, 1987 yılı itibari ile ise % 4,44'tür. 1986 yılında sigorta sektörümüzün hisse senedi ve tahvil piya sasındaki payı % 18,46 iken, 1987 yılında da % 11,27 oranında olmuştur. Türkiye'de sigorta sektörü büyük ölçüde hisse senedi ve tahvil piya sasının alıcısı olduğu için, menkul kıymetler portföyünün yüzde yüze yakın kısmı hissesenedi ve tahvil'den oluşmaktadır. Sermaye piyasamızın en önemli tasarruf organı olması gereken sigorta sektörümüzün sermaye piyasasındaki payının yüzde onların (hatta 1987 de % 5'in) altına inmesi, sigorta sektö rümüzün ülkemizde gelişmemiş olduğunun ve sermaye piyasasının gelişmesine de katkıda bulunamadığının göstergesidir. Türkiye'de sigorta sektörünün para piyasasındaki yeri de aynı şekilde % 10'ların altındadır (1987'de % 5,6). Aynı zamanda Türkiye'de finansal sistem içerisinde (finansal kurumlar açısından) en az ağırlığı olan finan sal kurumlar da sigorta işletmeleridir. Sonuç olarak Türk Sigorta Sektörü finans kesimi içerisinde çok küçük bir yere -sahiptir. Doğal olarak, Türk Sigorta Sektörü bu düzeydeki payı ile finansal piyasaların gelişimine katkıda bulunamamaktadır. Türkiye'de finan sal kesimin gelişmemiş olması da sigorta sektörünün gelişmesini destekle yememektedir. Türkiye, ekonomisinde gözlenen gelişmeler, finansal piyasalarda yaşanan durgunluk, fon maliyetlerinin aşırı derecede yüksek oluşu, sanayi sektörünün doruk noktasına ulaşan finansman sıkıntısı, klasikleşen enflasyon, ekonomide- sık sık alınan para politikası ağırlıklı kararlar,.. gibi göstergeler-4- piyasalar ağısından on önemli özelliği,, değişik ekonomik koşulların ve deği şik finansal araçların özelliklerini en iyi şekilde analiz etmeleri ve ya tırımlar konulunda uzmanlaşmış bir kadroya sahip olmalarıdır. Bu Özellikle- ri nedeniyle kurumsal tasarrufçular finansal piyasaların gelişiminde (özel likle de sermaye piyasasının) önemli roller üstlenmektedirler. Türkiye'de tasarrufların bileşimine bakıldığı zaman, kurumsal tasar rufların, toplam tasarruflar İçindeki ve GSMH içindeki payının çok küçük oranlarda olduğu görülmektedir. Bu yetersiz oranlardaki kurumsal tasarruf hacmi sermaye piyasası içinde. önemli bir ağırlık taşımamaktadır. Sigorta sektörümüzün sermaye piyasasındaki yeri, sermaye piyasasının gelişimine katkı sağlayacak düzeyden çok uzaktır. Sigorta sektörümüzün 1986 yılı itibariyle sermaye ''piyasasın daki payı % 7,90, 1987 yılı itibari ile ise % 4,44'tür. 1986 yılında sigorta sektörümüzün hisse senedi ve tahvil piya sasındaki payı % 18,46 iken, 1987 yılında da % 11,27 oranında olmuştur. Türkiye'de sigorta sektörü büyük ölçüde hisse senedi ve tahvil piya sasının alıcısı olduğu için, menkul kıymetler portföyünün yüzde yüze yakın kısmı hissesenedi ve tahvil'den oluşmaktadır. Sermaye piyasamızın en önemli tasarruf organı olması gereken sigorta sektörümüzün sermaye piyasasındaki payının yüzde onların (hatta 1987 de % 5'in) altına inmesi, sigorta sektö rümüzün ülkemizde gelişmemiş olduğunun ve sermaye piyasasının gelişmesine de katkıda bulunamadığının göstergesidir. Türkiye'de sigorta sektörünün para piyasasındaki yeri de aynı şekilde % 10'ların altındadır (1987'de % 5,6). Aynı zamanda Türkiye'de finansal sistem içerisinde (finansal kurumlar açısından) en az ağırlığı olan finan sal kurumlar da sigorta işletmeleridir. Sonuç olarak Türk Sigorta Sektörü finans kesimi içerisinde çok küçük bir yere -sahiptir. Doğal olarak, Türk Sigorta Sektörü bu düzeydeki payı ile finansal piyasaların gelişimine katkıda bulunamamaktadır. Türkiye'de finan sal kesimin gelişmemiş olması da sigorta sektörünün gelişmesini destekle yememektedir. Türkiye, ekonomisinde gözlenen gelişmeler, finansal piyasalarda yaşanan durgunluk, fon maliyetlerinin aşırı derecede yüksek oluşu, sanayi sektörünün doruk noktasına ulaşan finansman sıkıntısı, klasikleşen enflasyon, ekonomide- sık sık alınan para politikası ağırlıklı kararlar,.. gibi göstergeler
Collections