1800 ve 2100 mhz elektromanyetik alanın sıçanlarda açlık-tokluk hormonları, yeme davranışı ve obezite üzerine etkisi

Abstract

Toplumlar hızla şişmanlamaktadır. TURDEP-II çalışması göstermiştir ki 12 yıllık kısa bir sürede bile genel olarak Türkiye ortalaması 6-8 kg artmıştır. Bunun sonucunda obezite sıklığı da %44 artmıştır.Obezite artışı, artan teknoloji ile beraber kolaylaşan yaşam biçimine bağlı fiziksel aktivitede azalma ve modern yaşamdaki beslenme alışkanlığındaki değişime bağlanmaktadır. Obezite üzerinde etkili olabilecek diğer çevresel faktörlerin de belirlenip ortaya konmalıdır. Yoğun elektromanyetik alan oluşturan cep telefonları ve bunların kullanımının hızlıca artması ile beyin parankimi, dolayısıyla iştahın düzenlendiği hipotalamus, çok fazla elektromanyetik alana maruz kalıyor olabilir.Bu çalışmada elektromanyetik alana maruz kalan deney hayvanlarının; (a) açlık-tokluk hormonlarında ortaya çıkan değişiklikleri ve kilolarında gelişebilecek değişimi, (b) kilo almayı açıklayabilecek davranış değişikliklerini saptamayı amaçladık.Çalışma 42 Spragu Dawley sıçanla yapıldı. Çalışmanın sonucunda; 1800 MHz veya 2100MHz EMA uygulaması vücut ağırlığı üzerinde anlamlı bir değişikliğe sebep olmadı. EMA uygulamasının MSH dışındaki açlık-tokluk hormonlarından CART, AgRP ve Nöropeptid Y üzerine anlamlı bir etkisinin olmadığı görüldü. EMA'ya bağlı ağrı eşikleri anlamlı oranda azaldı (ağrıya duyarlılık arttı). EMA öncesi ve sonrası yükseltilmiş artı testi ölçümlerinde anlamlı fark saptanmadı. 1800 Mhz ve 2100 Mhz EMA alan gruplarda şahlanma davranışı anlamlı olarak arttı.Çalışmamızda 1800 Mhz ve 2100 Mhz gibi doku penetransının az olduğu yüksek frekans uygulanmış olması kilo artışının olmamasının bir sebebi olabilir. Kilo aldıracak derecede bir termal etkisinin olmayışının yanı sıra EMA, iştah merkezi olan hipotalamustaki açlık-tokluk hormon dengesini de etkilememiştir.Sonuçta; EMA ile MSH hormon düzeyindeki azalma, şahlanmadaki artış Non-iyonizan ışınların canlılar üzerinde etkilerinin olabileceğinin delili olarak yorumlanabilir ve bu alanının çok iyi kurgulanmış yeni araştırmalara ihtiyacı olduğunun ifadesi olabilir.

World populations are gaining weight fast. It was shown in TURDEP-II study that even a short period of time the average body weight of the Turkish people was increased by 6-8 kg. As a result, the prevalence of obesity increased by 44%.Increasing in obesity prevalence is related with reduced physical activity due to increasing technology that facilitated lifestyle and changes in eating habits in modern life. Other environmental factors that can impact on obesity must be identified. The increasing use of mobile phones with its intensive form of electromagnetic field might be damage the brain parenchyma, especially the regulatory center of appetite, hypothalamus.In this study, we aimed to detect (a) changes in appetite hormone and possible changes in weight, (b) the behavioral changes effect on weight gain in the experimental animals subjected to the electromagnetic field.Study was designed with 42 Sprague Dawley rats. As a result of the study; 1800 MHz or 2100 MHz EMF application did not cause a significant change on body weight. EMF application did not have any significant influence on appetite hormones such as CART, AgRP and neuropeptide Y except MSH. Pain thresholds were significantly decreased with EMF (increased sensitivity to pain). There was no significant difference in elevated plus test scores between before and after the EMF. Rearing behavior significantly increased in 1800 Mhz and 2100 Mhz EMF groups.In our study, applying high frequency with low tissue penetrance, such as 1800 MHz and 2100 MHz could be a reason for the lack of weight gain. In addition to the lack of a thermal effect that cause weight gain, EMF did not affect the hunger-satiety hormone balance in the appetite center of the hypothalamus.In conclusion, the decrease in MSH levels and an increase in rearing with EMF in our groups may be the evidence of non-ionizing radiation effects on living organisms. Our findings may be the expression of the need for a new and very well constructed research in this area.