Anksiyete bozukluklarında işlevsel olmayan tutumların ölçülmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
92 ÖZET Bu çalışmada, Anksiyete Bozukluklarında bulunduğu varsayılan işlevsel olmayan tutumların ölçülmesi amaçlanmıştır. Çalışma, üç denek grubu ile yürütülmüştür. DSM-II-R Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID) ile Anksiyete Bozukluğu tanısı konulan 50 birey, çalışmanın deney grubunu oluşturmuştur. Cinsiyet, yaş ve eğitim durumu değişkenleri açısından deney grubu ile eşleştirilen, Depresif Bozukluk tanısı konulan (N=50) ve psikiyatrik tanı konulmayan (N=50) deneklerden oluşturulan iki kontrol grubu ile çalışılmıştır. Bu çalışmada, Fonksiyonel Olmayan Tutumlar Ölçeği(FOTÖ), Anksiyete Bozukluklarında işlevsel olmayan tutumları saptamak amacıyla, temel araç olarak kullanılmıştır. Beck' in Bilişsel Kuramına temellendirilen bu ölçeğin yanısıra, Ellis' in Bilişsel Kuramına dayanan İrrasyonel İnançlar Listesi ve Burns' ün görüşlerine dayanan Burns' ün Bilişsel Çarpıklıklar Listesi de anksiyetenin bilişsel doğası hakkında ipuçları sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca Beck Depresyon Ölçeği(BDÖ), deneklerin depresyon düzeylerini saptamak, Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği (STAI) de kaygı düzeylerini belirlemek amacıyla kullanılmıştır. Çalışmanın klinik örneklemi için FOTO' nin psikometrik özellikleri araştırılmıştır. Homojen bir yapıya sahip olan ö!çeğin(Cronbach <x=.81), iki yarım test güvenirliği kabul edilebilir düzeydedir(r=.71,p=.000). FOTO, Anksiyete Bozukluğu tanısı konulan grubu(X=168.42,ss=28.29), ? psikiyatrik tanı konulmayan gruptan(X =155.80, ss=26.59) iyi bir biçimde ayırd edebilmiştir (t=2.30, sd=98, p=. 024). Ancak eşzaman geçerliğini incelemek için BDÖ ile FOTO arasındaki ilişkiye bakıldığında, istatistik açıdan anlamlı düzeyde ilişkili bulunmamıştır(r=.15, p=.12). FOTO, tanı koyma amacıyla kullanılan bir araç olmamakla beraber, Depresif Bozukluk(%58) ve sağlıklı grubu(%56) daha yüksek oranda ayırdedebildiği görülmüştür. Bu bulgu, FOTO' nin, geliştirilme amacına uygun olarak depresyondaki işlevsel olmayan tutumları yordayan bir ölçek olduğunu düşündürmektedir.93 Tanı, işlevsel olmayan tutumların oranı üzerine etkili olmuştur. Anksiyete Bozukluğu tanısı konulan grubun ortalama FOTO puanı (X =168.42), Depresif Bozukluk grubunun ortalama puanı (X =176.52) ile psikiyatrik tanı konulmayan grubun ortalama puanı (X =155.80) arasında yer almıştır. Anksiyete Bozukluğu tanısı konulan grubun işlevsel olmayan tutumlarının düzeyi ile kişiliğin ana. boyutlarından biri olarak ele alınan sürekli kaygı düzeyi arasında olumlu ve anlamlı düzeyde bir ilişki (r=.363, p=.010) saptanmıştır. STAI Sürekli Kaygı Ölçeği toplam puanları dikkate alınarak ortalama değerden ±1 standart sapma gösteren bireylerin oluşturdukları iki grup belirlenmiştir. FOTO' nin on maddesinin ortalama puanı, bu gruplar için anlamlı farklılık göstermiştir. Bu maddelerden sadece anksiyeteye özgü olanlarını saptayabilmek için de BDÖ' nden 9 ve altında puan alanlar ile 21 ve üzerinde puan alanların oluşturdukları grupları ayırdeden FOTO maddeleri belirlenmiştir. Anksiyeteli olan ve olmayan grupları ayırdeden bu on maddenin dört tanesi aynı zamanda depresif olan ve olmayan grupları da ayırdetmektedir. Anksiyetenin bilişsel doğası hakkında ipucu sağlayabilecek altı maddenin onaylanma gereksinimi ile ilgili olması dikkat çekicidir. Anksiyeteli olan ve olmayan grupları anlamlı olarak ayırdeden Ellis' in İrrasyonel İnançlar Listesi maddeleri, depresif olan ve olmayan grupları ayırdeden maddelerle tümüyle çakışmıştır. Benzer uygulama Burns' ün Bilişsel Çarpıklıklar Listesi maddeleri için gerçekleştirildiğinde sadece bir maddenin anksiyeteli grupla anksiyeteli olmayan grubu ayırdettiği saptanmıştır. Anksiyete Bozukluğu tanısı konulan grupta Ellis Listesindeki 6. maddenin (%78), en çok işaretlenen madde olduğu, bunu 4. (%52), 9. (%46) ve 8. (%42) maddenin izlediği görülmüştür. 9 (x2=5.152, sd=1, p=.023) ve 3. (X2=4.195, sd=1, p=.040) maddeler, kadınlar tarafından anlamlı bir biçimde erkeklere oranla daha çok işaretlenmiştir.94 Burns' ün Bilişsel Çarpıklıklar Listesi maddelerinde de 3.madde (%66), en çok işaretlenen madde olmuş, bunu 10. (%56) ve 9. (%48) maddeler izlemiştir. Maddelerin işaretlenme sıklığı, cinsiyet açısından anlamlı farklılık göstermemiştir. Sonuç olarak FOTO' nin, anksiyeteye özgü bilişsel şemaları içerse de geliştirilme amacına uygun olarak depresyona özgü bilişsel şemaları daha fazla içerdiği, bu yönüyle depresyonu değerlendirmek için daha uygun bir ölçek olduğu sonucuna varılabilir. Ancak ölçeğin psikometrik özelliklerinin daha büyük ve değişik tanı grupları içeren klinik örneklemlerde incelenerek, geçerliğinin test edilmesi yararlı olacaktır. Böylece ölçeğin bundan sonraki çalışmalarda yaygın olarak kullanımı önerilebilir. 95 SUMMARY The aim of that study was to ansess the dysfunctional attitudes in Anxiety Disorders. Three groups were included in the study. Diagnostical evaluation was performed by using Structured Clinical Interview for DSM-III-R (SCID). The research group included 50 subjects who met DSM-III-R criteria for Anxiety Disorder. There were two control groups matched for age, sex and educational level. First, control group was depression disorder group (N=50), and the second group included subjects who had no psychiatric diagnosis. To detect dysfunctional attitudes in Anxiety Disorders, The Dysfunctional Attitudes Scales (DAS) was applied to all groups. The scale is based on Cognitive Theory which have been developed by A.T. Beck. In addition, Ellis's Irrational Beliefs List and Burns's Cognitive Distorsion List were used to provide cues about cognitive nature of anxiety disorders. Also, Beck Depression Inventory (BDI) (to determine level of depression) and State-and Trait Anxiety Scales (STAI-T) (for level of anxiety) were applied to ail subjects. For DAS which had homogenic nature (Cronbach alpha=.81), split half test reliability was among acceptable levels (r=.71, p=.000). DAS fairly distinguished the research group (DAS, X =168.42, sd=28.29) from the second control group (t=2.30,df=98, p=.024). When we looked at DAS and BDI relationship for concurrent validity, no significant correlations were found among two scales (r=. 1 5, p=. 1 2). Although DAS isn't used as a diagnostic tool.it distinguished depressive disorder (%58) and healthy groups (%56) well. This finding supports the notion that DAS measure and evaluate dysfunctional attitudes in depression. Diagnosis seemed to have an impact on the percentape of dysfunctional attitudes. In anxiety disorder, mean scores of DAS (X =168.42) was found between mean scores of depression group (x =176.56) and healthy group (X =155.80).96 Another research finding was that there was positive and significant relationship between level of dysfunctional attitudes of research group and trait anxiety level which was taken an a main personality dimension (r=.363, p=.010). Considering the total scores of STAI-Trait, we determined two groups showing ± 1 standart deviation from mean score. Ten items of DAS have shown significant differences for two groups. Of these items, to determine the items spesific for anxiety, depressive group was devided into two groups: groups having scores smaller than 9 and greater than 21 and then items differentiating these two groups were analysed. Of these 10 items discriminating depressive groups also. It's of interest that, the remaining 6 items which can provide us clues about the cognitive nature of anxiety disorders were related with acceptance by others. The Ellis list items which differentiate anxiety and non-anxiety groups had an overlop with all items which differentiated depression and non-depression groups. The same procedure was applied to Burns The Cognitive Distortions List and only one item differentiated anxiety and non-anxiety groups. In Anxiety Disorder Group the items chosen most frequently were as follows: 6 th. (%78), 4 th. (%52), 9 th. (%46) and 8 th. (%42). 9th. (X2 =5.152, sd=1, p=.023) and 3 rd. (X2 =4.195, df=1, p=.040) items werechosen by women mostly and that set difference was significant. In Burns Cognitive Distortions List, the 3 rd.item (%66) was the most frequently chosen item and was followed by 10 th.(%56) and 9 th. items (%48). No significant differences were found among sexes. Finally, we can say that DAS is best in evaluating cognitive distortions in depression and though it contains items related with anxiety, it seems not suitable for evaluation of anxiety. The psychometric properties and validity of the scale must be tested by using larger clinical samples containing different diagnostic categories. Thus, the usage of the scale can become widespread.
Collections