Üst çene rezeksiyonlarından sonra uygulanan kalıcı obtüratörlerde kapalı içi boş üst yapıya sızıntının araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
60 ÖZET Maksiller rezeksiyon obtüratörlerinin iç boşluğuna sıvı geçişi mekanizmasını incele meye yönelik olarak gerçekleştirilmiş bulunan bu çalışma, deneysel ve klinik olarak iki ana bölümden oluşmaktadır. Deneysel bölüm de, deneysel yarımküreler ve deneysel obtüratörler üzerinde planla nan iki ayrı çalışmadan oluşmaktadır, Deneysel bölümün ilk çalışmasını oluşturan deneysel yarımküreler, çekirdekli ve ka paklı tiplerin her birinden 10'ar tane olmak üzere toplam 20 tane gerçekleştirilmiş, sıcaklığı 37° C'de sabit tutulan su içinde bir yıl bekletilmiş, 10. gün, 20. gün. 30. gün, 4. ay ve 12. ay dönemlerinde tesbit edilen ağırlık artış miktarları karşılaştınlmıştır. Deneysel obtüratörler ise, metal - akril çekirdekli, metal - akril kapaklı, akril çekirdekli ve akril kapaklı tiplerin her birinden 10'ar tane olmak üzere toplam 40 adet hazırlanmış ve sıcaklığı 37° C'de sabit tutulan su içinde bir yıl bekletilerek, 10. gün, 20. gün, 30. gün, 4. ay ve 12. ay dönemlerinde tesbit edilen ağırlık artış ortalamaları karşılaştınlmıştır. Klinik bölümde ise hastalara uygulanan 20 adet değişik tiplerde rezeksiyon obtüratörü bir yıl izlenerek 1. ay, 4. ay ve 12. ay dönemlerinde tesbit edilen ağırlık artış oranları karşılaştınlmıştır. Çekirdekli ve kapaklı yanmküreler arasında fark gözlenmeyen çalışmamızda, gerek çekirdekli, gerekse kapaklı yanmkürelerde ilk yirmi gün içinde saptanan ağırlık artışı ile diğer üç ölçüm periyodunda saptanan ağırlık artışlan arasındaki farklar önemli bulun- muştur.Buna paralel olarak deneysel obtüratörlerde de, çekirdekli ve kapaklı tipler arasında fark bulunamazken, istatistiksel bakımdan önemli olarak değerlendirilebilecek ağırlık artışlarının ilk yirmi gün içinde gerçekleştiği gözlenmiştir. Metal - akril altyapılı örneklerde ise ağırlık artışının daha belirgin olduğu saptanmıştır.Çalışmanın klinik bölümünde değerlendirilen obtüratörler arasında ise, deneysel bölüm gözlemlerinden farklı olarak ağırlık artışının ilk dört ay boyunca gerçekleştiği gözlenmiştir.Metal - akril altyapıli örneklerin daha fazla ağırlık artışı gösterdikleri izlenirken, metal - akril kapaklı ve çekirdekli obtüratörler arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır. 61 SUMMARY The aim of this study is to investigate the liquid leakage mechanism of the hollow bulb maxillary resection obturators. The study which was originated from this phenomenon, is divided into two main sections as; experimental (or in - vitro) and clinical (or in-vivo) works. Experimental section is also planned in two separate studies as experimental acrylic bulbs and experimental obturators. 20 experimental acrylic bulbs which were manufactured 10 for each of the two hollow - bulb production methods (two step method that is closing the buccal extension obturator with a acrylic lid; and one piece method that is using the hollow self - cure acrylic core) are stored in- distilled water in 37°C for one year and weigth measurements are made in 10'th day, 20'th day, 30'th day, 4'th month and 12'th month. 40 experimental obturators which were produced 10 for each of the cast metal frame work infrastructured one piece, cast metal framework infrastructured two step, fully acrylic one piece and fully acrylic two step procedures are also stored in distilled water in 37°C for one year. Weight controls are made with same way. In clinical section, 20 maxillary resection obturators are observed for one year and weight controls are made in 1'st month, 4'th month and 12'th month. Differences between the one piece and two step procedures was found insignificant for both of the two experimental studies. It was also showed that, statistically significant weigth changes were. oecured during first 20 day period. Cast metal framework infrastructured samples showed more weight changes than fully acrylic one's. Nevertheless, it isn't any gross material filling case.
Collections