Özkanlar Sağlık Ocağı bölgesinde 20 yaş üzeri nüfusta hipertansiyon prevalansı ve risk faktörleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
8. ÖZET Kalp hastalıkları, içinde bulunduğumuz yüzyılın ikinci yansından itibaren, hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde, en önemli morbidite ve mortalite nedenlerinden birisi olmuştur. Hipertansiyon, kalp hastalıkları içinde, toplumu en çok etkileyen ve en sık görülen hastalıklardan birisidir. Hipertansiyon hem bir hastalık, hem de vasküler hastalıklar, koroner kalp hastalığı, serebrovasküler hastalıklar için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Hipertansiyonun oluşumunda ise, LDL içeriği yüksek yağ tüketimi, tuz tüketimi, sigara kullanımı gibi diyet ve alışkanlıklarla ilgili faktörler, şişmanlık, sedanter yaşam, eğitimsizlik ile genetik faktörlerin rol oynadığı bildirilmektedir. Oluşumunda şişmanlık, eğitimsizlik, yağ tüketimi, tuz tüketimi ve sigara alışkanlığı gibi `değiştirilebilir` faktörlerin önemli rol oynaması, tanısının kolay, sağaltımının etkili olması nedeniyle, hipertansiyon için bir etkili `korunma ve kontrol programı` oluşturmak göreceli kolaydır ve gereklidir. Bu çalışmanın amacı, kentsel özellik gösteren Bornova Özkanlar Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan 20 yaş ve üzeri yetişkinlerde, hipertansiyon prevalansını saptamak, olası risk faktörlerini belirlemek ve korunma ve kontrol programı'nın temel özelliklerine ilişkin öneriler oluşturmaktır. Çalışma sonucunda, Özkanlar Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan 20 yaş ve üzeri nüfusta hipertansiyon prevalansı % 17.8 olduğu saptanmıştır. Kadınlar ve erkekler arasında, hipertansiyon görülme sıklığı yönünden fark bulunamamıştır. Eğitim almamışlarda ve ilk okul mezunlarında, Beden Kitle İndeksi 25.1 ve üzerinde olanlarda, birinci ve ikinci derece yakınlarında hipertansiyon olanlarda, 21 yıldan uzun süre sigara kullananlarda, haftada iki kez veya daha sık alkol alanlarda, haftada iki öğünden çok et tüketenlerde hipertansiyon görülme sıklığı, anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Çalışmanın ilgi çekici bir sonucu da, az tuz tüketen ya da hiç tuz kullanmadığını ifade edenlerde kan basıncı ortalamalarının ve hipertansiyon görülme sıklığının daha yüksek olmasıdır. Benzeri şekilde, sadece diyet ekmek tüketenlerde kan basıncı ortalamaları ve hipertansiyon sıklığı, normal ekmek tüketenlerden daha yüksektir. Bu durum, toplumda hipertansiyonun oluşumunda etkili faktörlerin kısmen de olsa bilindiği, hipertansif hastaların yaşam biçimini değiştirme çabası içinde olduğunu düşündürmektedir. Bu bulgular ışığında halk sağlığı çalışanlarını; klinisyenler ve birincil sağlık hizmeti çalışanlarının da dahil olduğu, eğitim, gıda sektörü gibi sektörlerle işbirliği içinde, en önemlisi politikacıların kararlılığı ile desteklenen bir korunma ve kontrol programı oluşturma görevi beklediği söylenebilir. ABSTRACT After the second half of 20th century, cardiovascular diseases have been one of the most important morbidity and mortality causes. Hypertension, as one of the most prevalent cardiovascular diseases, is among most detrimental diseases on the populations. Besides being a disease alone, hypertension is also accepted as a risk factor for vascular, cerebrovascular diseases and coronary heart disease. Besides illiteracy, obesity, genetic factors, and sedantary life style, diet and habitual factors like; high LDL kolesterol fat consumption, high salt consumption and smoking are the most important risk factors. As most of its risk factors are can be `changed`, one can easily accept that, a prevention and control program for hipertension can be easily established and should be done. Aim of this study is; to determine the prevalance and possible risk factors of hypertension among 20+ adults, living in the coverage area of Bornova Ozkanlar Primary Health Center which is accepted as an urban region, and to propose main topics for a hypertension prevention and control program. As a result of this study, hypertension prevalance, among 20+ adults living in the coverage area of the Ozkanlar Primary Health Center, is found to be % 17.8. This rate is not differing according to sex. Being illiterate and primary school graduate, having a BMI over 25.1, consumpting meat and alcohol more than twice a week, smoking for more than 21 years, having first or second degree relatives suffering hypertension, have a significant relationship with having hypertension. Among the results of this study, determining that subjects, who declared low salt consumption and diet bread consumption, are found to have higher hypertansion rates comparing with the subjects declared normal or high salt and normal bread consumption is very considerable. This result can be accepted as, a feature for the increasing information of populations on hypertension and its risk factors. As a result, establishing a hypertension prevention and control program; undergone by collaborating clinicians and primary health workers, has cooperation with education sector and food industry, and supported by commitment of politicians, is an urgent task for public health workers.
Collections