Bipolar affektif bozukluğu olan hastaların aile işlevlerinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bugün artık teşhis ve tedavisin de önemli adımlar atılan ve tedavisi mümkün kronik bir hastalık olarak görünen bipolar affektif bozukluk; hastayı ve ailesini önemli ölçüde etkilemektedir. Uzun süren teşhis ve tedavi sürecinin olumsuz yanlarının hasta üzerindeki etkilerinin en aza indirgenmesinde aile bireylerine önemli görevler düşmekte ve onların sorumluluklarını yerine getirebilmelerinde daha güçlü kılınmaları ve zaman zaman ortaya çıkan sorun alanları açısından profesyonel mesleki yardımlar almaları gerekmektedir. Bipolar affektif bozukluğu olan hasta ve ailelerinin, hastalığın teşhis ve tedavi sürecinden nasıl etkilendikleri hangi işlevlerini sağlıklı olarak yerine getiremedikleri, ne derece sosyal destek algıladıkları ayrıca aileden algılanan sosyal desteğin aile işlevlerinden etkilenip etkilenmediği incelenerek, sonuçlar ruh hastalığı olmayan aileleri ile karşılaştırılmıştır. (Kronik ve ruh hastalığı olmayan) Araştırma; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Atatürk Devlet Hastanesi'ne bağlı psikiyatri klinik ve polikliniklerde yatarak yada ayaktan tedavi gören 54 hasta ailesi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın veri toplama bölümünde, hasta ve eşlerle ilgili tanıtıcı bilgi sağlamak ve eşlerin aile işlevlerini ne şekilde yerine getirdiklerini belirlemek amaçlı 2 anket formu kullanılmıştır. (EK î, EK II) Tanıtıcı bilgi formu, hasta ve eşleri hakkında bilgi sağlamak üzere oluşturulan 22 sorudan oluşmaktadır. (EK I) Hasta eşlerinin aile işlevleri hakkında bilgi veren A.D.Ö. (Aile Değerlendirme Ölçeği) ise 60 sorudan oluşmaktadır. (EK II) Formlar, hasta eşlerine, bulundukları hastanelerde araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Verilerin analizinde, yüzde dağılımları, aritmetik ortalamalar ve standart sapmalar gösterilerek, varyans analizi, ki-kare önemlilik testi, iki ortalama arasındaki farkın önem kontrolü (t testi) kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre sonuçlar; Bipolar affektif bozukluğu olan hasta eşlerinin %85.2'si 30 yaş üzerindedir, %48'i ilkokul mezunudur, %68.5'i şehir merkezinden gelmektedir. Hasta ailelerinin %79.6'sı çekirdek aile tipindedir. Eşlerin %63'ünün yaşamlarında göç öyküsü vardır ve %25.9'unun sağlık güvencesi yoktur. Araştırma kapsamına alınan bipoler affektif bozukluğu olan hasta eşlerinin %46.3'ünün fiziksel bir hastalığı vardır. Bu hastalıklar genellikle eşin hastalığından sonra ortaya çıkmıştır.Aile içi yaşamlarını değerlendirme biçimlerine bakıldığında; %66.7'si aile yaşamını sağlıksız yada kısmen sağlıklı olarak nitelendirmişlerdir, %70.4'ü hastalarına bakım verirlerken, sosyal destek ve psikolojik yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Bipolar affektif bozukluğu olan hastaların %88.9'u 30 yaş üzerindedir, %44.4'ü ilkokul mezunu, %38.8'i memur olarak çalışmaktadır. Hastaların %57.4'ü tedavilerini poliklinik yolu ile ayaktan yürütürlerken, %42.6'sı serviste yatarak tedavi olmuşlardır. Araştırmada yer alan bipolar affektif bozukluğu olan hasta eşleri, ruh hastalığı olmayan hasta eşlerinin problem çözme, iletişim, roller, gereken ilgiyi gösterme, genel işlevler, davranış kontrolü işlevlerinde farklılık göstermektedirler. Fakat bu fark; duygusal tepki verebilme alt boyutunda görülmektedir. Sosyo demografik özelliklere göre, aile işlevleri değerlendirildiğinde; bipolar affektif bozukluğu olan hasta eşleri meslek gruplarına göre davranış kontrolü ve iletişim alt boyutunda, gelir durumlarına göre roller ve gereken ilgiyi gösterme alt boyutunda; eşlerin kendilerini uygun gördükleri sosyal tabakalara göre roller alt boyutunda, yaşadıkları göç olayına göre gereken ilgiyi gösterme alt boyutunda, sahip oldukları çocuk sayılarına göre problem çözme, iletişim, roller, duygusal tepki verebilme, davranış kontrolü ve genel işlevler alt boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar göstermişlerdir. Eşlerin, aile içi yaşamlarım değerlendirme biçimlerine göre; A.D.Ö.'nün problem çözme, iletişim, roller, gereken ilgiyi gösterme, davranış kontrolü, genel işlevler, duygusal tepki verebilme alt boyutlarında farklılık gösterdikleri saptanmıştır. SUMMARY Today the diagnosis and the treatment of the bipolar affective disorder which has negative effect on the patient and his or her family, has been developed to great extent. The family member has treatment process that lasts quite a long time. For this reason the family members should be psychologically very strong and they should apply for professional help when it is necessary. In this study, the psychosocial effects of diagnosis and treatment on the patient and his/her family, what kind of family functions they could not perform appropriately, how they perceive the social support have been studied and the findings compared to those of the patients with haven't been psychological disorder (had no history of chronic and psychiatric illness). Fifty four patients with bipolar disorder treated in out patient or in patient clinics of their hospitals (Ege University of Medicine Faculty, 9 Eylül University of Medicine Faculty, Atatürk State Hospital). In the process of collecting data for the study, two questionnaires have been used. The identifying information form, regarding the bipolar affective disorder and their family is composed of 23 questions. The forms have been applied to the subjects all together at their hospitals by the researcher. In the analysis of the data with the help of percent distributions, arithmetic mean and standard deviations, analysis of variance, chi square test, t test have been used. The results that have been obtained from this research are the following; 85.2 % of the spouses of patients with bipolar affective disorder are older than 30 years and 48 % are primary school graduates. 68.5 % come from cities and 79.6 % of the patient families are of nucleus type. 63 % of the spouses have a history of immigration and 25.9 % have no health security. 46.3 % of the spouses of bipolar disorder patients, included in the research, have a physical illness which developed after the partner's illness. When we look at their interpretation of the family lives, 66.7 % think it is not healthy or only partly healthy. 70.4 % stated that they needed social and psychological support when caring for the patients. 9788.9 % of the patients with bipolar affective disorder are older than 30 years. 44.4 % are primary school graduates and 38.8 % work for the government. 57.4 % of them have been treated as an outpatient, 42.6 % where admitted to the clinic for their treatment. The spouses of the bipolar affective disorder patients included in the research differ from the spouses of healthy persons in problem solving, communication, roles, giving the necessary assistance, general functions, behaviour control. But this difference is not observed in the subdimension called `giving an emotional reaction`. According to the sociodemographic properties, when family functions are assessed, the spouses of bipolar affective disorder patients showed statistically significant differences in: Behaviour control and communication subgroup according to job groups; roles and showing the necessary interest according to in come groups; in the subgroup of roles which the spouses assign to them; showing the necessary interest in the event of immigration; subdimensions of (behaviour control; problem-solving, communication, roles, giving emotional reaction, general functions) according to the number of children they have. According to the spouses assessment of their family lives, they've been found to have differences in problem solving, communication, roles, showing the necessary interest, behaviour control, general functions, giving emotional reaction. 98
Collections