Febril konvülsiyonlu çocuklarda serum çinko ve bakır düzeyleri

Abstract

Bu araştırma, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nöroloji Bilim Dalın da, febril konvülsiyonlu 34 çocuk üzerinde yapıldı. Vakaların hepsinin hikayeleri alınarak fizik ve nörolojik muayeneleri yapıldı. Kafa grafisi, elektroensefalografi uygulandı. Febril konvülsiyon tanısı alan vakalar hikaye, nörolojik muayene ve elektroensefalografi bulguları ile basit ve komplike olmak üzere iki gruba ayrıldı: A- Basit febril konvülsiyonu olan 17 vaka B- Komplike febril konvülsiyonu olan 17 vaka Kontrol grubu olarak, hasta gruplarındaki yaş ve cins dağılımına uygunluk gösteren 17 çocuk alındı. Araştırma kapsamına alınan her üç gruptaki çocukların serum çinko ve bakır düzeyleri, atomik absorbsiyon spektrofotometresi ile ölçüldü. Febril konvülsiyon ve kontrol grubu arasında; ayrıca basit ve komplike, her iki febril konvülsiyon grubu ile kontrol grubu arasında serum çinko düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark mevcuttu (p < 0.01). Basit ve komplike febril konvülsiyonda serum çinko düzeylerinin düşük olduğu görüldü. Bu iki grup arasında ise serum çinko düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanamadı(p)0.0'5)54 Serum bakır düzeyleri açısından febril konvülsiyon ve kontrol grubu arasında; ayrıca basit ve komplike her iki febril konvülsiyon grupları ile kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanamadı (p > 0.05) Basit ve komplike febril gruplarının kendi aralarında da serum bakır düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p> 0.05). Basit ve komplike febril konvülsiyon ve kontrol gruplarında, her bir gruptaki serum çinko ve bakır düzeyleri arasında karşılıklı bir ilişkinin (korelasyon) olmadığı görüldü (p>0.05). Çinko eksikliğinin febril konvülsiyonun oluşumunda nöbetin ortaya çıkışını hızlandırıcı bir etken olarak rol oynadığı gösterildi. Bu sonuç daha kapsamlı başka araştırmalarla da desteklendiği takdirde, febril konvülsiyon geçiren çocuklarda rutin olarak çinko düzeylerine bakılması ve çinko eksikliği saptanan vakalarda bunun tedavisinin gerektiği kanısına varıldı.