Restoratif Dişhekimliği`nde air-abrazyon tekniğinin uygulanması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
G. V. Black' in yaklaşık 100 yıl önce tanımladığı kavite prensiplerinin çoğu günümüzde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda adheziv restoratif maddelerin bulunması ve geliştirilmesi ile mümkün olduğu kadar az madde kaybıyla ve ağrısız olarak yapılan preparasyon teknikleri öne çıkmaya başlamıştır. Biz de yeniden güncelleşen daha az madde kaybı oluşturan ve ağrısız bir yöntem olarak bilinen air-abrazyon ile kavite preparasyonu tekniğini konvansiyonel yöntemle karşılaştırmak amacıyla bir dizi çalışma yaptık. Çalışmamızın ilk bölümünde klinik uygulama için posterior dişlerinde simetrik, semptomsuz fissur çürükleri olan, ağız hijyeni iyi ve sistemik bir rahatsızlığı olmayan 50 hasta çalışma kapsamına alındı. Her hastada hem air-abrazyon tekniği hem de konvansiyonel yöntemle olmak üzere ikişer adet Sınıf I kaviteler hazırlandı. Kavite preparasyonu öncesinde işlem yapılacak dişlerin elektrik vitalometre değerleri saptandı. Kavite preparasyonlarını takiben, hastaların işlem sırasında hissettikleri ağrı şiddetini saptamamıza yardımcı152 olması amacıyla, Huskisson Görsel Eşleştirme Skalası' nda hissettikleri ağrı şiddetini işaretlemeleri sağlandı. Posterior kompozit restorasyon yapılan dişlerin elektrik vitalometre değerleri tekrar saptandı. Hastalar belli periyotlarla kliniğimize çağrıldı ve her iki yöntemle preparasyon yapılmış dişlerin elektrik vitalometre değerleri saptandı. Daha sonra her iki yöntem için elde edilen VAS değerleri, eşleştirilmiş örnekler için t- testi yöntemine göre, vitalite değerlerinin istatistiksel analizleri de tekrarlı ölçümler için varyans analizi ve sonrasında ikili karşılaştırmalar için Duncan testi ile istatistiksel analizi yapılarak değerlendirildi. VAS değerlerinin istatistiksel olarak değerlendirilmesi sonucunda air-abrazyon tekniğinin, konvansiyonel yönteme göre daha az ağrı oluşturduğu saptanmıştır. Her iki yöntemle hazırlanan dişlerin ortalama elektrikli vitalometre değerlerini karşılaştırdığımızda iki yöntem arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır, iki yöntemde kontrol zamanlarında oluşan farklılıklar benzerdir. Başlangıç vitalite değerleri ile sonraki kontrol değerlerinden; sonraki, ikinci hafta, ikinci ay ve üçüncü ay değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmakla birlikte, başlangıç değerleri ile birinci ay değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Bu rakamsal farklılıklar olmasına rağmen klinik bulgularımızda herhangi bir patolojiye rastlanmamıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünü oluşturan air-abrazyon tekniği ve konvansiyonel yöntemle in vitro olarak hazırlanan kavite yüzeylerindeki değişiklikleri SEM ile inceledik. Air-abrazyon tekniğiyle hazırlanan ve asit etch uygulanmayan örneklerde oldukça fazla debris ve smear benzeri bir153 tabakaya rastlanırken air-abrazyon ve asit etch uygulanmış örneklerde yer yer debrislere rastlanmış ve smear benzeri tabakanın tamamen ortadan kalktığı, dentin tubüllerinin çaplarının arttığı ve düzensiz bir görünüm aldıkları görülmüştür. Bu gruptaki örneklerde mine prizmalarının korları ve mine- dentin sınırı net olarak görülmüştür. Ayrıca air-abrazyon uygulanan örneklerde kavo-surface marjinlerin yuvarlaklaştığı görülmüştür. Konvansiyonel yöntemle hazırlanan ve asit etch uygulanmayan örneklerde mine ve dentinde frez izlerine rastlanmıştır. Bu gruptaki örneklerde çamurumsu bir görüntüye sahip smear tabakasına rastlanırken konvansiyonel yöntemle hazırlanan ve asit etch uygulanan örneklerde bu tabakanın tamamen uzaklaştırıldığı ve dentin kanallarının açığa çıktığı görülmüştür. Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise air-abrazyon ve konvansiyonel yöntemle in vitro olarak hazırlanan kavitelere uygulanan restorasyonlarla kavite duvarları arasındaki mikrosızıntı değerlerinin karşılaştırılması amacıyla asit uygulanarak ve uygulanmadan hazırlanan örnekler, yansıtmalı ışık mikroskobu le incelenerek üç bağımsız araştırmacı tarafından skorlandı ve bu skorların, istatistiksel analizi, Mann Whitney U testi ve Bon Ferroni düzeltmesi kullanılarak saptandı. İstatistiksel analiz sonuçlarına göre, anlamlı olarak en az mikrosızıntı, air-abrazyon+asit etch grubundaki örneklerde görülmüştür. Mükrosızıntı çalışmasında dikkatimizi çeken örneklerin kompozit- adheziv- mine- dentin uyumunu SEM ile incelediğimizde asit etch uygulanan, air-abrazyon ve konvansiyonel yöntemle hazırlanan örneklerde,154 restorasyon maddesi ve kavite arasındaki uyumun oldukça iyi olduğu görülmüştür. Sonuç olarak; air-abrazyon tekniği ağrısız bir kavite preparasyon tekniği olup, konvansiyonel yöntemle karşılaştırıldığında mikrosızıntı açısından değerlendirildiğinde asit etch uygulanarak kullanıldığında anlamlı olarak daha sızdırmazdır. Air-abrazyonla kavite preparasyonu sırasında daha az madde kaybı oluşması, hastaların daha az ağrı duyması, hazırlanan yüzeylere asit etch uygulandığında kompozit rezinlerin kavite kenarlarına adaptasyonu için uygun yüzey oluşturması, dolgu maddesi ile kavite arasındaki adaptasyonun iyi olmasına bağlı olarak mikrosızıntının anlamlı olarak az olması bu tekniğin avantajları olarak sayılabilir. The basic concepts of cavity preparation for amalgam restorations were introduced by G.V. Black nearly 100 years ago. However, related to the introduction and development of adhesive restorative materials, conservative and painless preparation techniques recently became popular. The aim of this study is to compare conventional cavity preparation technique and air abrasion technique which is known as a conservative and painless technique. In the first part of this study, for the clinical investigation purposes, 50 patients who have flssur caries lesions in symetric posterior teeth without any symptom and have no periodontal problems and no systemic diseases. For each patient two Class I cavities have been prepared with both air abrasion and conventional technique. Preceding the cavity preparations, electrical vitality values of chosen teeth were measured. Following cavity preparation, in aim of measurement of the pain level during cavity preparation, patients are asked to place a vertical mark through Huskisson Visual Analogue Scale. After posterior composite restoration, electrical vitality values of the teeth156 measured again. Patients are re-called for periodic controls to measure electrical vitality values. After periodic controls, VAS values for both air- abrasion and conventional preparation technique were statistically analysed with t-tests for paired samples, and the mean of electrical vitality values were analysed with repeated measurement of variance analysis ANOVA, and Duncan test. According to the statistical analysis of VAS values there is statistically significant less pain occured during air-abrasion cavity preparation. It is found that there was no statistically difference between the preparation techniques when comparison of mean values of electrical vitality tests for air-abrasion and conventional cavity preparation techniques is performed. However, there is similar differences between periodic controls of both preparation techniques. There is a statistically significant difference between the initial mean values of electrical vitality tests and following second week, second month and third month. However, there is no statistically significant difference between the initial and the first month mean values of electrical vitality tests. Since there is statistically significant difference occured during the recall periods, there is no pathological symptom in our clinical evaluations. The second part of this study, is SEM evaluation of the surfaces prepared with air-abrasion and conventional technique with/without acid-etch. In the specimens prepared with air-abrasion without acid-etch, a smear-like layer has identified. In the specimens prepared with air-abrasion and acid- etch, smear-like layer was removed, diameters of dentin tubules increased157 and dentin tubules were irregular shaped. The cores of enamel prisms and DEJ (dentin enamel junction) has identified. Also the cavo-surface margins were rounded in all air-abrasion specimens. In the specimens prepared with conventional technique without acid- etch, grooves related to the drills on enamel and dentin surface has identified. While the smear layer was amorphous, a uniform structure covering the dentin and obscuring the dentinal tubules orifices in this group, in the specimens prepared with conventional technique and acid-etch, smear layer was removed and the dentinal tubules are exposed. The third part of these study, is an in vitro evaluation of microleakage between restorations and cavities prepared with both air-abrasion and conventional techniques with/without acid etch. The specimens prepared with both air-abrasion technique and conventional technique with/without acid- etch, examined by a reflecting light microscope by three independent evaluator and any discrepancies were discussed. The data obtained was analysed with Kruskall Wallis and comparison of leakage scores between the groups; air-abrasion, air-abrasion+acid-etch, conventional, conventional+acid-etch were performed with Mann Whitney U test and Bon Ferroni. Results showed that, there was a statistically significant difference between air-abrasion+acid-etch and the other three groups. Significantly less microleakage was found in air-abrasion+acid-etch group. In the SEM evaluation of microleakage specimens of air-abrasion technique+acid-etch and conventional technique+acid-etch group, the adaptation of composite restorative material to the cavity was identified quite strong.158 As a result, air-abrasion technique is a painless cavity preparation technique and when compared with conventional+acid-etch technique, air- abrasion with acid-etch specimens is significantly more sealed concerning microleakage level. Advantages of air-abrasion can be listed as; less loss of healthy tooth structure during cavity preparation, a painless cavity preparation technique, obtaining good bonding when combined with acid-etch, less microleakage occured related to the strong adaptation of resin restoration to the cavity.
Collections