Çocuklarda postoperatif periton içi abseler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Görüntü yöntemlerinde ve cerrahi tekniklerdeki ilerlemelere ve yeni antibiyotiklerin bulunmasına rağmen, postoperatif periton içi abse gelişen hastalarda mortalite oranı günümüzde de yüksektir. Bu konuda erişkinlerle ilgili çok sayıda yayın olduğu halde, çocuklar hakkındaki yayınlar oldukça azdır. Bu nedenle, Anabilim Dalımızda postoperatif PİA tanısıyla ameliyat edilen hastaları ve bu konunun çocuklardaki önemini değerlendirmek istedik. Genel bilgiler bölümünde; PİA'ların sınıflaması yapılmış, anatomisi, patogenezi ve etiyolojisi, semptomları, fizik muayene bulguları, laboratuvar bulguları, tedavisi, komplikasyonları ve mortalitesi hakkında açıklamalar yapılmıştır. 24 Mart 1976 ile 1 Eylül 1991 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalında PİA nedeniyle ameliyat edilen 60 hasta; cinsiyet, yaş, ilk patoloji, ilk tedavi yaklaşımı ile PİA oluşmasının ilişkisi, semptomlar ve klinik bulgular, laboratuvar bulguları, PİA nedeniyle ameliyata alınma zamanı, abselerin 57yeri ve ilk patolojiyle ilişkisi, tedavisi, hastanede kalış süresi, komplikasyonlar ve morbiditesi ve mortalitesi gibi parametreler çerçevesinde, hastaların dosya kayıtlarından elde edilen bilgilerle retrospektif olarak incelenmiştir. Yukarıdaki parametrelere göre; erkek hastaların biraz fazla olduğu, hastaların büyük çoğunluğunun iki yaşın üstünde bulunduğu, postoperatif PİA gelişen hastalarımızda ilk ameliyat nedeninin en sık travmatik organ yaralanması ve perfore apandisit olduğu, yaygın peritonitti hastalarda postoperatif PİA gelişmesini önlemek için periton içindeki yabancı maddelerin ve nekrotik dokuların iyi temizlenmesi gerektiği, bu amaçla SF'le ve povidon iyodinle peritoneal lavajın yararlı olduğu, oral antibiyotik ve SF ile mekanik kolon temizliğinin kolon hazırlığında oldukça yararının bulunduğu, karaciğer yaralanmaları sonrasında açık drenajdan kaçınılması, dren kullanmak zorunlu ise kapalı drenaj uygulanmasının gerektiği, postoperatif dönemde PİA için en önemli fizik muayene bulgusunun yüksek ateş olduğu, PİA tanısında en çok klinik bulgulardan ve direkt radyoloji bulgularından yararlanıldığı, PİA'da aerob bakteri olarak en fazla E.koli, anaerob bakteri olarak ise B.frajilisin ürediği, en çok barsak ansları arasında abse görüldüğü, hastalarımızın çok büyük bir çoğunluğunda PİA tedavisine laparatomi ile açık cerrahi yaklaşımda bulunulduğu, PİA ameliyatı sonrasında en fazla karşılaşılan cerrahi komplikasyonun yara enfeksiyonu, cerrahi olmayan komplikasyonun ise sepsis olduğu, sepsisli hastalarımızın hepsinin mortalite ile sonuçlandığı ve mortalitenin yenidoğan ve süt çocuğu dönemlerinde en yüksek oranda olduğu anlaşılmıştır. Tartışma bölümünde; özellikle postoperatif PİA gelişmesinin nedenleri ve bunların önlenmesi, erken tanı ve tedavinin önemi, mortalite ve bunu artıran faktörler literatür verileri ile karşılaştırılmış ve serimize ait sonuçlar tartışılmıştır. 58Sonuç olarak; postoperatif PİA'nın en çok iki yaşın üstündeki hastalarda görüldüğü (%83.4), hastaların yarısından fazlasında <%53.3) postoperatif PİA'ya neden olan ilk patolojinin travmatik organ yaralanması ve perfore apandisit olduğu, PİA'lı hastalarda en önemli fizik muayene bulgusunun yüksek ateş olduğu ve hastaların %86.6'sında saptandığı, en önemli tanı yöntemlerinin USG ve BT olduğu; tanıda gecikme, yenidoğan ve süt çocuğu döneminde olma, birden fazla absenin olması, perkütan drenaj yerine cerrahinin seçilmesi gibi faktörlerin mortaliteyi artırdığı anlaşılmıştır. 59
Collections